Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1273 E. 2022/53 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI …
….

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/06/2019 tarih ve 2015/488 E. – 2019/578 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, … A.Ş. ile müvekkili arasında…. düzenlendiğini, davalının sahibi bulunduğu aracın … A.Ş.’nin ticari faaliyetlerinde kullanılmak üzere kiralandığını, sözleşmede davalının taşımadan kaynaklı oluşacak hasarlarda … A.Ş. ile müteselsilen sorumlu olmayı kabul ettiğini, sigortalı … A.Ş. ile davalı arasında taşıma sözleşmesi ve araç sevk çizelgesi ile yük taşıma sözleşmesi yapıldığını, davalıya ait aracın kargoları taşımakta iken 16.08.2014 tarihinde yükleme yapıldığını, seyir halindeyken araçta meydana gelen yangın nedeniyle kargoların yanarak tam hasara uğradığını, sigorta poliçesinde rücu düzenlemesi bulunduğunu, emtia sahiplerine toplam 300.000,00 TL ödeme yapıldığını, tazminatın zarara sebep olan ait taşıyıcıdan talep etmenin zaruri olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300.000 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, … A.Ş. tarafından taşıttırılan kargonun içeriği hakkında müvekkilinin bilgilendirilmediğini, yangının araç sürücülerince itfaiyeye ve … A.Ş. yetkililerine haber verildiğini, … A.Ş. yetkililerinin 4,5 saat sonra olay yerine gelerek kargo bölümünün açıldığını, kasa bölümünde kargo ile taşınması yasak olan tütün ve tütün mamullerinin müvekkile taşıttırdığının görüldüğünü, tütün ve tütün mamüllerinin kargo vasıtası ile taşınmasının yasak olduğunu, aracın ve havanın ısısı ile tütünün kolay alev almasından dolayı alev aldığını ve araçtaki yangının söndürülmesine rağmen kasa bölümünde tütün mamüllerinin yanmaya başladığını, … A.Ş.’nin kendi haksız fiiliyle ve kusuruyla sebebiyet verdiği zarardan müvekkilinin tazminat sorumluluğu bulunmadığını, hasarın … A.Ş. yetkililerinin gecikmeli gelmesinden kaynaklandığını, değer tespitinin ne şekilde yapılarak zararın tazmin edildiğinin taraflarınca bilinmediğini, tütün dışındaki diğer malların gerektiği gibi ambalajlanmadığını, talep edilen faize itirazları olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ile dava dışı … arasında yapılan sözleşme gereğince, davalının sahibi bulunduğu…. plaka sayılı araç ile … şirketinin kargosunu taşırken araçta meydana gelen yangında 116 adet kargonun yanarak hasar gördüğü, hasar bedeli olarak davacı … tarafından … şirketine 300.000,00-TL ödemenin yapıldığı, davalı ile … A.Ş. arasında 16/08/2014 tarihli ve …. seri numaralı …. Sözleşmesi düzenlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın meydana gelen yangında davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, kargo şirketi ile … arasında yapılan … uygun olarak kargoların davalı tarafça taşınıp taşınmadığı, emtianın taşınması sırasında davacı ve davalı tarafın gerekli özen ve yükümlülüğü gösterip göstermediği ile davacı tarafça sigortalısı olan …A.Ş.’ye yapılan ödemenin davalı taraftan tahsilinin mümkün olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu, taraflarca ileri sürülen deliller ve tüm dosya kapsamı gereğince, davacı … tarafından dosyaya sunulan ekspertiz raporu ve hasar dosyasında yer alan tespitler, sigorta bilirkişisi… tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporu incelendiğinde, dava konusu olaya ilişkin davacı … tarafından sigorta poliçesi düzenlendiği ve hasar tarihinde poliçenin yürürlükte olduğu, hasarlı kargo / emtianın taşıma işlemini yapan davalıya ait …plaka sayılı kamyonun sol ön lastiğinin yanması nedeniyle aracın ve içerisinde bulunan … A.Ş.’ye ait 116 adet kargonun yanarak zarar gördüğü, araç içerisindeki kargonun kargo ile taşınması yasak ürünlerden olan tütün ve tütün ürünleri olduğu ancak bu hususun davalı tarafın sorumluluğunu kaldırmadığı, hasardan dolayı davalı tarafın sorumluluğunun bulunduğu, dava dışı … A.Ş.’nin sorumluluğunu gerektirir bir delilin dosyaya sunulmadığı, davacı … tarafından sigortalısı olan … A.Ş.’ye 300.000,00-TL ödeme yapıldığı ancak bu miktardan sigorta poliçesi kapsamında olmayan 20.741,00-TLnin hatır ödemesi olduğu ve sigorta poliçesi kapsamında değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla, davacı tarafın davalı taraftan az yukarıda belirtilen ve … A.Ş. İle davalı arasında düzenlenen taşıma sözleşmesi ile … A.Ş. ile davacı arasında düzenlenen sigorta poliçesi hükümleri gereğince, talep edebileceği rücuen maddi tazminat miktarının 279.259,00-TL olarak bilirkişi tarafından hesaplandığı, alınan raporun bilimsel verileri içerdiği, denetime elverişli olduğu ve dosya kapsamı ile de uyumlu bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 279.259,00-TLnin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, rücu edilen tazminat tutarının 300.000 TL olduğunu, müvekkilinin 279.259 TL için sigortalısına kanuni halef kalan için ibraname ile akdi halef olduğunu, ancak itirazların dikkate alınmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilin taşınmasını üstlendiği kargoya ilişkin olarak, müvekkile ait araçla taşınan kargonun bulunduğu kasa bölümü, kargo yerleştirildikten sonra … AŞ yetkililerince mühürlenmiş ve mühürlü olarak kargo gönderildiğini, müvekkiline taşıttırılan kargoların içeriği hususunda müvekkile hiçbir bilgi verilmediğini,… plakalı aracın sol ön lastiğindeki yangın saat 04:05’te araç sürücülerince itfaiyeye ve … AŞ yetkililerine haber verildiğini, … yetkililerine hasar oluşmaması için kasanın kolluk görevlileri gözetiminde açılması istenmişse de buna … yetkililerinin izin vermediğini, 17.08.2015 günü saat 04:05’te başlayan ve saat 04:15’de müdahale edilen yangında, saat 08:30 sularında … yetkilileri tarafından olay yerine gelinmiş ve mühür kırılarak kargonun taşındığı kargo bölümü açıldığını, … plakalı aracın mühürlü olan kargo taşıyan kasa bölümü açıldığında, kargo ile taşınması yasak olan yanıcı tütün ve tütün mamullerinin, uçucu patlayıcı parfüm gibi ürünlerin müvekkiline taşıttırıldığının görüldüğünü, TTK’nın 882. maddesi uyarınca müvekkili tarafından taşınan 2.246,10 kg emtia için “taşıyıcı sorumluluk sınırı” 61.752,39.-TL olmasına rağmen, yerel mahkeme tarafından buna aykırı şekilde 279.259,00.-tl tazminat ödenmesine karar verildiğini, müvekkili tarafından taşınmayan emtialara ve sağlam şekilde teslim edilen emtialara ilişkin olarak gerçeğe aykırı tazminat hesaplandığını, müvekkiline bilgi verilmeden 700 kg civarında tütün ve 200 kg civarında parfüm taşıttırıldığını, müvekkilinin davaya konu hasardan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunmaması nedeniyle, istinaf yoluna başvuran tarafların ciddi itirazlarının karşılanması için Dairemizce duruşma açılmasına karar verilmiş, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu olayın 17/08/2014 tarihinde, aracın sol ön lastiğinin seyir halinde iken belirlenemeyen bir nedenle alev alması sonucu meydana geldiği, meydana gelen bu yangın nedeniyle de araç içerisinde bulunan ve taşınan emtianın zarar gördüğü anlaşılmakta olup, dosya kapsamındaki uyuşmazlığın da bu noktada toplandığı, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluğunun miktarı ile sınırlı sorumlu olup olmadığı hususlarında olduğu anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Somut olayda da, davalı tarafından taşınmak üzere teslim alınan malların alıcısına ulaştırılamadığı anlaşıldığından davalı taşıyıcının eşyanın ziyaı nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
TTK’nın 876. maddesi uyarınca, zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.
Dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişi kurulunca, aracın teknik açıdan ağır bir yük taşımaması, itfaiye raporunda yangın nedeninin belirlenememesi, kaza mahallinin fiziksel durumunu yansıtan bir bilginin dosya kapsamında olmaması, aracın bakım durumuna ilişkin bir evrakın dosya kapsamında bulunmaması karşısında yangının çıkma nedeninin belirlenemeyeceği belirlenmiş olup, bu şekilde yapılan belirleme sonucunda da davalı taşıyıcının TTK’nın 876. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulacağı belirlenmiştir.
Ancak, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 2019/3128 Esas, 2020/1285 Karar ve 12/02/2020 Tarihli kararında, araç lastiğinin patlamasının bakım ve işletme kusurunu oluşturduğu, davalının TTK’nın 876. maddesi uyarınca en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir sebepten hasarın gerçekleştiğini ispatlayamaması nedeniyle sorumluluktan kurtulamayacağını belirlemiştir.
Gerek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları gerekse de Kanun metninin bu yöne ilişkin bulunması karşısında Dairemizce bilirkişi kurulunun davalı taşıyıcının TTK’nın 876. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulacağı yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir. Çünkü dosya kapsamında davalı taşıyan tarafından, TTK’nın 876. maddesi kapsamında, zararın, en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana geldiği yönünde bir ispat vasıtası sunulmadığı gibi böyle bir durumun olmadığı da dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı taşıyıcının dava konusu zarardan TTK’nın 875 ve 876. maddeleri uyarınca sorumlu bulunduğu anlaşılmıştır.
TTK’nın 880. maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanacak olup, TTK’nın 882. maddesine göre de, gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881. maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere kural sınırlı sorumluluk olup, davalı taşıyıcının sınırsız sorumlu olduğunun ispatı davacı tarafa düşmektedir. Bu husus TTK’nın 886. maddesinde düzenlenmiş olup, madde metnine göre, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.
Davacı tarafça dosya kapsamında meydana gelen zararın kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilemediğinden sorumluluğunun TTK’nın 882. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk kapsamında kaldığı kanaatine varılmıştır.
Davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun TTK’nın 882 maddesine göre bilirkişi raporunda yapılan hesabına göre de, taşınan emtianın ağırlığının 2.246,10 kg olduğu, 15/08/2014 tarihli …. kurunun 3,3005 TL olduğu, buna göre de 2.246,10 kg x 8,33 SDR x 3,3005 TL = 61.752,39 TL olduğu görülmektedir.
Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu malların, taşıyan aracın sol ön lastiğinin seyir halinde iken belirlenemeyen bir nedenle alev alması sonucu yanarak zarar gördüğü, 6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının eşyanın ziyaı nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu bulunduğu, taşıyıcının TTK’nın 876. maddesi uyarınca sorumluluktan kurtulamayacağı, davacı tarafça dosya kapsamında meydana gelen zararın kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilemediğinden sorumluluğunun TTK’nın 882. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk kapsamında kaldığı ve bunun da 61.752,39 TL olduğu, davacı … Şirketinin sigortalısının ödemekle yükümlü olabileceği tazminat miktarı kadar davalı taşıyıcıdan rücuen talepte bulunabileceği anlaşıldığından davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne dair aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ile davalı tarafın istinaf başvurularının kabulü ile Ankara 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.06.2019 gün ve 2015/488 Esas-2019/578 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile 61.752,39 TL’nin 06.08.2015 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.218,30.TL nispi karar ve ilam harcından, peşin harç olarak alınan 5.123,25.TL harçtan mahsubu ile bakiye 904,95.TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 8.827,81.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 8.827,81.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 214,60.TL tebligat ve posta gideri, istinaf aşamasında yapılan 69,10.TL tebligat ve posta giderinden oluşan toplam 283,70.TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre takdiren 58,39.TL’ye, davacı tarafından peşin olarak yatırılan harçtan mahsup edilen 4.218,30.TL, 27,70.TL başvuru harç masrafı eklenerek oluşan toplam 4.304,39.TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 21,80.TL tebligat masrafı, istinaf aşamasında yapılan 3.000,00.TL bilirkişi ücreti, 53,00.TL tebligat ve posta masrafından oluşan yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre takdiren 2.441,87.TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalıdan peşin olarak alınan 4.769,04.TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından ve birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 5.100,00.TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından ve birden fazla duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerince belirlenen 5.100,00.TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda yapılan açık yargılama sonucunda 26/01/2022 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/01/2022

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2022

….