Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1259 E. 2021/495 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/05/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye’de modern perakende sektörünün öncülüğünü yaptığını, “… …” ibaresinin, 09.11.1993 tarihinde ticaret siciline tescil ettirildiğini, 1993 yılı içerisinde müvekkilinin bu işletme adıyla marketler açmaya başladığını, markanın, yoğun bir biçimde kullandığından, aynı zamanda marka olarak tescil ettirip, daha etkin olarak kullanmak istediğini, … sayılı “… …” ibareli markanın müvekkil şirket adına tescil edildiğini, davalı Şirketin 9 ve 11. sınıflarda… başvuru numaralı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, markanın yayınına müvekkilince yapılan itirazın önce …, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu, taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olma ihtimali bulunduğunu, bu nedenle aksi yönden verilen … kararının iptali gerektiğini, dava konusu marka başvurusunun 9. ve 11.sınıflarda yapıldığını, müvekkilinin de 09. sınıfta…., diğer sınıflarda tescilli “…” ve “…” ibareli seri markalarının da bulunduğunu, markaların esas unsurunun “…/…” ibaresi olduğunu, “…”, “…”, “…”, “…” markalarının herkes tarafından bilindiklerini, tüketicinin dava konusu başvuru ile müvekkili markalarını ayırt edebilse bile, müvekkili ile “…” ibareli markanın üreticisi arasında ekonomik, organik bağlantı bulunduğunu düşünebileceğini, dava konusu markanın müvekkilinin www…com.tr ibareli alan adı ile de benzer olduğunu, müvekkili markalarının yoğun kullanım sonucu ayırt edicilik kazandıklarını, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, YİDK’in 16.02.2018 tarih ve… karar sayılı kararının iptaline, tescil edilmişse dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, başvuru kapsamında kalan mallar yönünden iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacı şirketin markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil iltibas oluşacak düzeyde benzerlik olmadığı, tüketicilerin iş bu markalar arasında ilişki kurma riskinin mevcut bulunmadığı, tanınmışlık ve kötü niyet iddiasının yerinde olmadığı, dava konusu başvuru yönünden hükümsüzlük ve YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının aksine dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğunu, zira hem dava konusu başvurunun hem de müvekkili markalarının asli unsurunun “…” ibaresi olduğunu, “…” markasının bu haliyle, orta düzeydeki bir tüketici bakımından en azından aynı ve/veya kardeş ve/veya birbiri ile bağlantılı işletmelere ait olduğu kanaatini bıraktığını, dava konusu başvurunun tescili halinde müvekkilinin seri markalarından birisi olarak algılanacağını, müvekkili markalarının yoğun kullanım sonucu tüketici nezdinde ayırt edicilik kazanan tanınmış markalar olduklarını ve KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca da başvurunun reddinin gerektiğini, tanınmış markalarda, markanın benzerini seçen ya da kullanan kişinin, bu kullanımı ya da seçimi haklı kılacak bir gerekçeyi ortaya koyması gerekirken somut olayda, dava konusu markanın seçilmesinin haklı bir nedeninin olmadığı, sadece müvekkiline ait markanın bilinirliğinden yararlanmak amacı ile bu ibarenin tescil edilmek istendiğini, dolayısıyla başvurunun kötü niyetli yapıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun kapsamında yer alan 9. sınıftaki bir kısım malların, davacının itirazına mesnet ….” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira “…” ve “…” ibarelerinin Türkçe’de büyük, geniş anlamlarına geldiğinden ayırt ediciliklerinin oldukça düşük olduğu, her ne kadar tescilli olduğu sürece markanın korunması esas ise de bu ibareyi içeren markaların koruma kapsamlarının dar değerlendirilmesi gerektiği, diğer bir deyişle, anılan ibarenin ortak olarak yer aldığı markalarda yapılacak küçük değişikliklerin dahi iltibas tehlikesini ortadan kaldıracağının kabulü gerektiği, bu hususun Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin… Esas, … Karar sayılı ilamında da kabul edildiği, buna göre dava konusu başvurunun davacının itirazına mesnet markalarından yeterince farklılaştığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının oluştuğu ve dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığı iddialarının ise ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip