Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1256 E. 2021/475 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1256
KARAR NO : 2021/475
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının iptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/05/2019 tarih ve ……. E. -……. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1984 yılında dondurma sektörüne girdiğini ve… markası ile tanındığını, “…” asıl unsurlu markaların da uzun yıllardır müvekkili adına kayıtlı olduğunu, davalı Şirket tarafından …….sayılı “…” ibareli marka başvurusunun yapıldığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edildiğini ve bir kısım mal ve hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, başvurunun tümden reddi istemiyle yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından kısmen kabul edildiğini ve 29. sınıftaki mallarla 35. sınıftaki bir kısım hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, oysa başvurunun tümden reddedilmesinin gerektiğini, müvekkilinin ……… ve … …. markalarını 20 yılı aşkın bir süredir aralıksız olarak kullandığını, davalı şirket tarafından tescil edilmek istenen … ibareli markanın tüketicide müvekkiline ait olduğu düşüncesi oluşturacağını, müvekkiline ait … ibaresinin nihai tüketici nezdinde meşhur ve maruf hale geldiğini, davalı tarafından tescil edilmek istenilen markanın tüketici nezdinde müvekkilinin markalarından biri olarak algılanacağını davalının marka tescil müracaatının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in ……. karar sayılı kararının iptaline, marka tescil edilmişse hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan emtia yönünden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden dava konusu başvuru ile davacı şirketin markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b anlamında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil iltibas oluşacak düzeyde benzerlik olmadığı, tüketicilerin iş bu markalar arasında ilişki kurma riskinin mevcut bulunmadığı, tanınmışlık ve kötü niyet iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan, eksik inceleme ve hatalı kanaatlere dayanan bilirkişi raporu esas alınarak usul ve yasaya aykırı bir karar ittihaz edildiğini, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında hem işaret hem de sınıf yönünden ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğunu, markaların karıştırılacağının aşikar olduğunu, müvekkili markasının tanınmış olması nedeniyle de başvurunun tümden reddinin gerektiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının itirazına mesnet markaların kapsamındaki mallarla dava konusu başvurunun kapsamında bırakılan 4. sınıftaki mallar ve 35/5. sınıftaki hizmetler arasında benzerlik olmadığı, emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesinin somut olaya uygulanamayacağı, davacının itirazına mesnet markaların tanınmış oldukları ve dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığı hususlarının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacının istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip