Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1251 E. 2021/454 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Fikir ve Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara
Tecavüzün Men’i ve Ref’i ile Telif Tazminatı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/02/2019 tarih ve …. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı ve davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, daha önce 2003 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yayını olarak … Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın çalışanı iken hazırladığı “Geçmişten Günümüze Bahriye Kıyafetleri (1390-2005)” isimli kitabın büyük bir bölümünün birebir davalı tarafından izinsiz ve atıfta bulunulmadan, 2016 yılında “….” isimli internet sayfasında e-kitap olarak yayımlanıp, satışa sunulduğunu, e-kitabın halen belirtilen adreste yayınlanmaya devam edildiğini ve ücret karşılığında satışa sunulduğunu, FSEK kapsamında müvekkili Bakanlığın mali haklarına tecavüz edildiğinin, Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin….D.İş sayılı dosyası ile de tespit edildiğini ileri sürerek, şimdilik 30.000,-TL.’nin (FSK.m.68 uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin üç katının) ihlal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, tecavüzün ref’i ile men’ini, dava konusu e-kitabın satışı devam etmekte ise satışının durdurulmasını ve mahkeme kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili aleyhine açılan bu davanın somut ve yasal bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, Ankara 2. Fikri Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin… D.İş sayılı dosyasından düzenlenen 01.08.2017 tarihli bilirkişi raporunun d bendinde ” … ilgili dijital kitabın kaynakça kısmında tespit talep eden tarafından neşredilen kitabın ismi ve yazarının geçtiği tespit edilmiş ekran görüntüsü alınmıştır.” ifadesinin aynen geçtiğini, böylece davacının atıfta bulunulmadığı iddialarının çürütülmüş olduğunu, davacının iddia ettiği içeriğin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın resmi internet sayfası olan “…” adresindeki, “Tarihi Miras Köşesi” başlığı altındaki “Türk Denizci Kıyafet ve Unvanları” başlıklı internet bağlantısından alındığını, ilgili sayfada ”izinsiz kopyalanamaz/izin alınmaksızın yayınlanamaz” manasına gelen uyarı veya © işareti ve bir açıklamanın olmadığını, öte taraftan herkesin kullanımına açık olan aynı resmi internet sitesinin ana sayfasında veya başka bir yerinde, söz konusu metinlerin dava dış…. ait olduğunu gösteren herhangi bir ibare veya bilginin de bulunmadığını, davaya konu e-kitaptan yayın tarihinden itibaren sadece 5 adet satıldığını, satılan kitaplar için satış bedelinin %49 ya da %50’sini telif hakkı olarak müvekkiline ödediğini, buna göre müvekkilinin bu kitap nedeniyle hesabına giren toplam tutarın yaklaşık 25,00-TL olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından davalının, davacının mali hakları kullanma yetkisine sahip olduğu kitap ve web sayfasındaki bilgileri kendi e-kitabının 28 sayfasına aldığı, bu sayfalarda metin içinde veya sayfa sonlarında davalının kitabına bir atıf veya alıntı olduğunu belirten bir işaret ve sayfa düzeninin bulunmadığı, bu sayfaların davalının kitabının %14’üne karşılık geldiği, davalının bu kullanımının iktibas serbestisinin sınırlarını aşarak, davacının işleme, çoğaltma ve umuma iletim haklarını ihlal etmek suretiyle, haklarına tecavüz ettiği ve bu kapsamda davacı tarafça tazminat talep etme şartlarının doğduğu, davacının dava konusu fiili nedeniyle davalı taraftan FSEK 68. madde kapsamında telif tazminatı talep edebileceği, bu telif tazminatı miktarının ise 436,68-TL olup 3 katının 1.310,04-TL olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.310,04.-TL telif tazminatının ihlal tarihi olan 24.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının muhtemel tecavüzünün men’ine, hüküm özetinin ilanına, davacı vekilinin fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkeme kararına dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda, tazminata ilişkin gerçekleştirilen hesaplama yöntemi ile hesaplanan tutarın, taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu, zira müvekkilince alıntı yapılan kitap fiyatı ve alıntı oranı dikkate alınarak talepte bulunulduğundan, bilirkişi tarafından tespit edilen tutarlar ile talepleri arasında meydana gelen farkın bu sebepten kaynaklandığını, mahkemece bu konudaki itirazlarının nazara alınmadığını, alıntı oranı olarak % 50 uygulanmasının gerektiğini, dava dilekçesinde FSEK.’in 70. maddesi kapsamında haksız fiil hükümleri çerçevesinde uğranılan zararın tazmini taleplerinin de yer almasına rağmen, bilirkişi raporunda bu hususun irdelenmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun son derece özensiz, tahmine dayalı hesaplamalar içeren bir rapor olup hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, raporda iddia edilen 1.575 satış adedinin esasen müvekkilinin yayınladığı elektronik kitabın tıklanma adedi olduğunu, söz konusu sayfanın ziyaretçi raporunun incelediğinde, ziyaretçi sayısının % 63’ünün ABD kaynaklı bulunduğunu, dolayısıyla davaya konu kitaba her erişimin, davacının sözünü ettiği metine erişim gibi değerlendirmenin mantıklı ve gerçekçi bir yaklaşım olmadığını, müvekkilinin elektronik kitabını öğrencilerin faydalanması için ücretsiz olarak yayınladığını ve 1.575 adet tıklamadan satış bedeli almadığını, yalnızca kitabın yüklenme aşamasında çok kısa bir süre kitabın sehven ücretli kaldığını bu süreçte yalnızca 6 adet kitabın ücretli olarak indirildiğini, satış raporunda yer alan ve müvekkile ödenen 50,04 TL.’nin bu 6 adet kitabın ücreti olduğunu, geri kalan indirmelerin hiçbirinden herhangi bir ücret alınmadığını, mahkemenin bu maddi gerçeğe rağmen araştırma dahi yapmadan, tahmini bir sayıyı satış adedi olarak kabul etmesinin hakkaniyet ve adalet ilkesi ile bağdaşmadığını, yine bir eserin basılı yayınlanması ile elektronik olarak yayınlanması arasında hiçbir fark yokmuş gibi değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilin kitabının derleme ve ansiklopedi niteliğinde bir eser olduğunun dikkate alınmadığını, bu durumda müvekkilinin yaptığı alıntının iktibas serbestisi kapsamında kaldığını, davacının iktibas edildiği iddia edilen içeriğinin eser korumasından faydalanamayacağını, zira bir fikir ürününün eser kabul edilebilmesi için sahibinin hususiyetini taşımasının gerektiğini, elektronik kitaplarda yayıncı ve yazar payının yaklaşık olarak % 50 civarında olup, bu konuda da yine basılı kitap söz konusuymuş gibi hesaplama yapıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, fikir ve sanat eseri sahipliğinden kaynaklanan haklara tecavüzün men’i ve ref’i ile telif tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve mahkemece bu konuda görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davalının elektronik kitabında toplam 28 sahifenin, davacının mali hak sahibi bulunduğu kitabından aynen alındığı, bu durumda alıntı oranının %14 olacağı, davalının kitabının kaynakçasında davacının kitabının ve yazarın adına yer verilmesinin yeterli olmayıp, FSEK.’nin 35/son maddesi uyarınca aynen iktibas halinde, alıntının tırnak içine alınıp ya da italik yazı karakteri ile yazılıp, sahifenin dipnotunda gösterilmesinin gerektiği, yine %14 oranının, aynı Yasanın 35/3. maddesinde düzenlenen maksadın haklı göstereceği nispet dahilinde olmadığı, davalının kitabının eğitim ve öğretim amacına tahsis edildiğinin hiçbir şekilde anlaşılamadığı gibi, gerek 01.08.2017 tespit bilirkişi raporu tarihinde, gerekse 02.04.2018 mahkemece yaptırılan asıl rapor tarihinde, kitabın satışının halen devam ettiğinin bildirildiği, yine 01.08.2017 tespit bilirkişi raporu ile davalının elektronik kitabında, kitabın kopyalanmasını engelleyen güvenlik önlemlerinin alındığının ve sadece satın alan kişilerce okunabildiğinin de tespit edildiği, bu durumda mahkemece FSEK.’nin 68. maddesi uyarınca davacı yararına telif tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, her ne kadar davalı tarafça 1.575 adedin, kitabın indirilme sayısı değil, tıklanma sayısı olduğu ve mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, dava konusu eserin basılı yayımlanması ile elektronik olarak yayımlanması arasında hiçbir fark yokmuş gibi değerlendirme yapıldığı savunulmuşsa da, mahkemece alınan bilirkişi raporunda 1.575 sayısının değil, somut uyuşmazlığın koşullarına göre, davalının kitabının satış potansiyelinin de gözetilerek, satış rakamının 1.000 adet olabileceğinin esas alındığı gibi, elektronik kitaplardaki telif sözleşmelerinin ayrıntılı ve gerekçeli bir şekilde incelendiği ve telif tazminatı hesabında yeni bir yöntem olan satış platformu aracılığının da dikkate alınarak değerlendirmelerde bulunulduğu, yine her ne kadar davacı vekilince dava dilekçesinde FSEK.’in 70. maddesi kapsamında haksız fiil hükümleri çerçevesinde uğranılan zararın tazmini taleplerinin de yer almasına rağmen, mahkemece bu hususun irdelenmediği ileri sürülmüşse de, esasen dava dilekçesinin metin kısmında FSEK.’in 70. maddesi kapsamında zararlarının bulunduğu bildirilmişse de, talep sonucu kısmında anılan madde uyarınca herhangi bir talepte bulunulmadığı gibi, talep sonucu kısmında 30.000,-TL. maddi tazminat taleplerinin, açıkça FSEK.’nin 68. maddesi uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin üç katı tutarındaki telif tazminatına hasredildiği, bundan sonraki dilekçeler veya ön inceleme safhalarında da FSEK.’nin 70. maddesine dayalı bir talepte bulunulmadığı, dolayısıyla mahkemece davacının anılan talebinin incelenmemesinde de bir usulsüzlüğün olmadığı, kaldı ki aksinin kabulü halinde dahi davacının anılan madde uyarınca bir zararının bulunduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı ve davacı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 89,48 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 45,08 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/04/2021

….