Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1249 E. 2021/397 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1249
KARAR NO : 2021/397
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/06/2019 tarih ve ……. E. – …….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusuna davalının “…” ibareli marka başvurusuna dayanarak yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edilerek başvurularının kısmen reddine karar verildiğini, bu karara karşı müvekkilinin ve davalı şirketin yaptığı itirazların YİDK tarafından incelenmesi sonucu müvekkili şirketin itirazının reddine, davalı şirketin itirazının kabulü ile dava konusu marka başvurularının tümden reddine karar verildiğini, oysa taraf markları arasında iltibasa neden olacak derecede benzerlik bulunmadığı gibi davalının fiili kullanımı ile dava konusu başvuruları arasında görsel benzerlik olmadığını, bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, davalı TPMK nezdinde “…” ibareli birçok marka tescili olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 04.12.2017 tarih ve …… sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; davacının itirazına mesnet markaları ile dava konusu başvurunun benzer olmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili; müvekkili şirketin adına “……” ibareli pek çok marka bulunduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesinin oluştuğunu, müvekkili şirket tarafından davacı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ……E. sayılı davasında markaya tecavüz davası ikame edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının dava konusu marka başvurusunun “…” ibarelerinden oluştuğu, ……e’nin yer adı olup ayırt ediciliği bulunmadığı, davacının başvuru sınıfları dikkate alındığında inşaat hizmetlerinin yapılacağı proje konusu yerin adı hakkında açıklama içeren bir ibare algısı yarattığı, dolayısı ile davacının marka başvurusunda yer alan esaslı unsurun “…” ibaresi olduğu, söz konusu ibarenin Fransızca kökenli olup …anlamına geldiği, davalının itirazına mesnet markasının ise “…” ibaresinden ve flama şeklini andıran bir şekilden oluştuğu, davalının markası ” … ” şeklinde yazılı bulunsa da “…” şeklinde okunduğu, davalının markasının esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu, taraf markalarının esaslı unsurlarının aynı olup …/… ibarelerinden oluştuğu, davalının markasında yer alan şekil unsurunun tek başına markaları farklılaştırmaya yeterli bulunmadığı, bu açıklamalar çerçevesinde, tarafların marka işaretlerinin sesçil ve anlamsal olarak benzer olduğu ,davacının marka başvurusunun kapsamında olan 37.sınıf hizmetler, davalının adına tescilli markasının kapsamında aynen /benzer şekilde yer aldığı gibi davacının marka başvurusunun kapsamında yer alan 19.sınıf emtiaların davalının markasının kapsamında yer alan 37.sınıf inşaat hizmetleri ile yakın ilişkili bulunduğu, sonuç olarak somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının davacının marka başvurusunun kapsamında yer alan 19 ve 37.sınıf mal ve hizmetlerin tamamı yönünden oluştuğu, YİDK kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, markaların benzer kabul edilebilmesi için görsel,işitsel ve anlamsal benzerlik unsurlarının birlikte bulunması gerektiğini, tek başına işitsel benzerliğin yeterli olmadığını, müvekkili şirketin marka kullanımı ile davalı şirketin markasını filli olarak kullanımı arasında görsel benzerlik bulunmadığını, müvekkili markasında yer alan “…” ibaresinin markayı faklılaştırdığını, markalar benzer olmadığından iltibas tehlikesinin bulunmadığını, TPMK nezdinde “…” ibareli birçok marka tescili olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu ” …” ibareli marka başvurusunda yer alan “…” nin, coğrafi yer adı olup, ayırt ediciliğinin bulunmadığı, buna göre dava konusu başvuruda asıl unsurun “…” ibaresi olduğu, redde mesnet “…” ibareli marka ile “…” asıl unsurlu dava konusu marka işitsel ve anlamsal olarak benzer olup, taraf markaları arasında, uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, iltibas değerlendirmesi yapılırken markaların tescil kapsamlarının gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip