Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1245 E. 2021/436 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1245
KARAR NO : 2021/436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/05/2019 tarih ve……..E. – ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili; davacının dünyanın en büyük hızlı tüketim ürünleri üreticilerinden biri olduğunu; Türkiye’de ve dünyada tüketiciler tarafından en çok tercih edilen, tanınmış …markasının bulunduğunu, davalının ……. sayılı marka başvurusuna yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalı tarafça yapılan başvuru ile davacının markasının iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu, davalının marka başvurusunda yer alan kompozisyonun davacının markasının genel kompozisyonu ile aynı/benzer bulunduğunu, markalarının tanınmış olması nedeniyle karıştırılma ihtimalinin daha yüksek olduğunu, Yargıtay ve Türk Patent tarafından verilen kararlar ile markaların takdim ediliş şekillerinin taklit edilmesine müsaade edilmediğini, davalının yaptığı daha önceki tarihli marka başvurularına yaptıkları itirazlarının davalı Kurum tarafından kabul edildiğini, davacının tanınmış markalarının ve takdim ediliş şeklinin davacı ile özdeşleştiğini, ayırt edicilik kazandığını, bu nedenle davalının marka başvurusunun 8/3 ve 8/5 gereğince reddedilmesi gerektiğini, davalının sektörde tanınmış markanın takdim ediliş şekli ile aynı başvurularda bulunmasının, bu başvuruların reddedilmesine rağmen ısrarla başvuru yapmasının kötüniyet göstergesi olduğunu ileri sürerek YİDK’nın …….sayılı kararının iptali ile …… sayılı markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; davacının itirazına mesnet markaları ile davalının dava konusu marka başvurusu arasında benzerlik bulunmadığını, iltibas tehlikesinin oluşmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, piyasada yer alan deterjan ve çamaşır suyu ürünlerinin pek çoğunun benzer renk ve formda olduğunu, davacının jenerik haline gelmiş şişe şekil ve rengi üzerinde hak iddia etmesinin mümkün bulunmadığını, beyaz rengin çamaşır suyunun etkisini temsil etmekte olduğunu; kırmızı rengin ise dikkat çekmek için pek çok markada kullanıldığını; şişe şeklinin ise hiçbir ayırt ediciliği bulunmayan tutma yeri ve kapağı bulunan küp benzeri bir şekil olduğunu, taraf markalarının karşılaştırması yapılırken ambalaj unsurlarının çıkarılması gerektiğini,……. ve …ibarelerinin hiçbir benzerliklerinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; dava konusu marka kapsamında yer alan 3. sınıf emtianın davacının itirazına mesnet marka kapsamında yer aldığı, davalının dava konusu marka başvurusuun kelime ve şekil unsurlarından oluşan karma nitelikte bir marka olduğu, dava konusu marka başvurusunun şekil unsurunu markanın üzerinde yer aldığı küp şeklini andıran kapak ve tutma yerinden oluşan bir şişe/bidon oluşturduğu, ürünün içinde yer alacağı beyaz renkli ve kırmızı kapaklı şeklin, marketlerde pek çok reyonda özellikle temizlik malzemelerinin bulunduğu reyonlarda sabun, çamaşır suyu, yumuşatıcı gibi pek çok ürünün takdim şekline ilişkin bir kap/şişe/bidon olduğu, davalının dava konusu marka başvurusunun kelime unsurunun … ibaresi olup bu kelimenin günlük dilde Türkçe’de bilinen bir karşılığının bulunmadığı, bu ibarenin mavi elips şeklindeki fon üzerine kırmızı renklerle yatık yazım karakteri ile yazılı olduğu, davacının itirazına mesnet markalarının ise kelime, kelime ve şekil markalarından oluştuğu, davacının bir kısım markalarında çeşitli şekil ve boyutlarda ürün şişe/kap/bidonların da yer aldığı, davacının markalarının konumlandırıldığı şişe/kap/bidonların marketlerde pek çok reyonda özellikle temizlik malzemelerinin bulunduğu reyonlarda sabun, çamaşır suyu, yumuşatıcı gibi pek çok ürünün takdim şekline ilişkin olduğundan markaları ayırt etmede bir fonksiyonunun bulunmadığı, davacının markalarının esaslı unsuru …olup bu ibarenin bir kısım davacı markalarında mavi zemin üzerine beyaz renkle yatık harflerle yazılı bulunduğu, davacının söz konusu kompozisyonunun kullanıldığı markalarında, kırmızı ve mavi ok şekillerinin markayı oluşturan kelime unsurunun üst ve alt bölümüne yerleştirildiği, davacının markalarında yer alan …ibaresinin de Türkçe’de bilinen bir anlamı bulunmadığı, hal böyle iken davalının … marka başvurusu ile davacının …markasının anlamsal ve sesçil olarak benzemediği, tarafların markalarındaki ürün takdim şeklini oluşturan şişe/kap/bidon şekillerinin birbirine benzemesinin markaları görsel olarak benzer kılmayacağı, zira söz konusu unsurların ayırt ediciliği sağlamayan ve pek çok üründe kullanılan harcı alem takdim şekilleri olduğu, dolayısı ile taraf markalarında marka etkisi yaratan ve ortalama tüketiciyi markaları ayırt etmeye sevk edecek … ve …markalarının görsel olarak da benzer bulunmadığı, sonuç olarak taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin olmadığı, taraf markaları benzer bulunmadığından somut olayda 556 sayılı KHK madde 8/4 koşullarının oluşmadığı, marka başvurusunun kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği , dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, tarafların markalarının benzer olduğunu, benzerlik değerlendirilmesinde markanın tüm unsurlarının birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu markada yer alan “…” kelimesinin elips içine yerleştirilerek mavi, beyaz ve kırmızı renk kompozisyonu içinde tasarlanmasının, şişenin genel şekli ve renk kompozisyonu seçiminin, elips şeklin lacivert renk ile doldurulmasının ve yana yatık olarak tasarlanmasının, “ultra kıvamlı” ve “ultra yoğun” yazılarının konumunun ve bunların altındaki kırmızı şeritlerin dikkate alındığında, markaların genel intiba ile kolayca göz yanılgısına neden olabileceğini, müvekkili markası tanınmış marka olduğundan 556 sayılı KHK’nın 8/4. Maddesindeki koşulların oluştuğunu, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların markalarında yer alan şişe/kap/bidon şekillerinin, markaların kapsamındaki çamaşır suyu ürünlerinde yaygın bir kullanıma sahip bulunduğunun, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyet incelemesi ile tespit edildiği, bu durum karşısında bizatihi ürün şekli olan şişe/kap/bidon şeklinin tek başına koruma sağlayamayacağı, nitekim taraflarca da bahsi geçen şekillerin üzerine “…” ve “……..” ibarelerinin yazılması suretiyle ayırt ediciliğin sağlandığı, bunun dışında tarafların markalarında kullandığı kompozisyonların da birbirine benzemediği, marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapıldığı iddiasının da ispatlanamadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip