Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1237 E. 2021/388 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1237
KARAR NO : 2021/388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/06/2019 tarih ve … – … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin kendi bünyesinde olan markalarından birinin de, tüketiciler nezdinde de bilinir hale gelmiş olan “…” ibareli seri markaları olduğunu, söz konusu … ibareli seri markaları ile müvekkili şirketin tüketicilere kaliteli ve sağlıklı ürünler sunduğunu, davalının, müvekkili şirketin seri markalarının itibarından yararlanmak amacıyla, dava konusu …….başvuru numaralı “…” marka başvurusuna istinaden dava konusu markada bulunan “…” ibaresinin kullanılması halinde, müvekkilinin seri markalarına iltibas teşkil edeceğini ve ortalama müşteri çevresi ve alıcılar bakımından yanılmalara ve haksız rekabete sebebiyet vereceğini, dava konusu markanın tescilinin kabulü halinde, davalı markasının, müvekkilinin seri markaları ile iltibasa neden olarak, tüketiciler nezdinde davalı ürünlerinin, müvekkili şirket tarafından üretildiği izlenimi doğuracağını ileri sürerek YİDK’nın 02.08.2018 tarih ve…… sayılı kararının iptalini ve……. sayılı “…” ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin markasında “…” ibaresini tercih etmesinin nedeninin, kendisinin ve eşinin isminin baş harfleri ve soyadının kısaltılmış şekli olduğunu bu sebeple kötüniyetli olunmadığını, müvekkili adına tescilli “…” ibareli marka, davacı adına tescilli “…” markası karşısında iltibasa neden olmadığını, müvekkili tarafından başvurusu yapılmış marka ile davacı tarafından gerekçe gösterilen markalar aynı olmadığı gibi ayırt edilemeyecek derecede bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının başvuru markası “…” ibaresinden oluşmaktayken, davacı yanın itiraz markalarının ise, “….”, “… ….”, “… ……., “….”, ……”, “….”, “…”, “.”, “.”, .”, “… .., “… “en iyisi çok …””, “… ………………””, “… ………., “… …….”, “…”, “… sistem” ibarelerinden oluştuğu, taraf markalarında bir kısım mal ve hizmetler yönünden aynıyet/benzerlik olsa da dava konusu “…” markası ile davacı şirketin markaları arasında 6769 SMK’nın 6/1. maddesi anlamında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil iltibas oluşacak düzeyde benzerlik olmadığı, müşterilerin işbu markalar arasında ilişki kurma riskinin mevcut olmadığı, tanınmışlık ve kötü niyet iddiasının yerinde olmadığı, davacı tarafından dava konusu başvuru yönünden hükümsüzlük ve YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dosyasının talebe ragmen bilirkişiye gönderilmediğini, dava dosyası ve ilk duruşma zaptı incelendiğinde, delil listesinde belirtilen delillerden biri olan dava konu markalara ait bilgi ve dökümanların …ndan gelmediğinin görüldüğünü, buna rağmen tahkikatın bitirildiğini, bilirkişi raporu alınması gerektiğini, davalıya ait dava konusu “…” markası ile müvekkili şirketin “…” ibareli seri markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6. maddesi kapsamında hitap edilen tüketici kesimi nezdinde birbirine karıştırılabilecek mahiyette benzerlik bulunduğunu, her ne kadar davalı taraf “…” ibareli markanın yanına “…….” şeklinde bir görsel eklemişse de bahse konu görselin ayırt edicilik vasfının bulunmadığını, davalı markası ile müvekkilinin “…” ibareli seri markaları arasında işitsel olarak benzerlik bulunduğunu, her ne kadar taraf markaları bir kısım sınıf ve emtia yönünden aynı sınıfta tescilli değilmiş gibi gözükmekteyse de davalı, “…” ibareli markasını 35. sınıfta tescil ettirerek müvekkile ait … markalarının tescilli olduğu sınıf ve emtia ile ilişkili ve bağlantılı olarak hizmet vermekte olduğundan müvekkili markaları ile aynı hizmeti verdiği ve/veya vereceğini, müvekkiline ait … ibareli markaların, yıllara dayalı tecrübe ve emek ile yüksek kalitede resklam ve tanıtımlar sayesinde tüketiciler nezdinde tanınmış marka haline geldiğini, yerel mahkeme kararının aksine davalı tarafın, dava konusu markayı tescil ettirirken kötü niyetli davrandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvuru konusu yaptığı “…” ibareli markası ile davacının itirazına mesnet “…” esas ibareli markaları arasında 6769 SMK’nın 6/1. maddesi anlamında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil iltibas oluşacak düzeyde benzerlik olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip