Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1207 E. 2021/420 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1207
KARAR NO : 2021/420
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ile Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/05/2019 tarih ve E. – K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin, Arjantin ……..rine özgü yapıları ile sektörde oldukça bilindiklerini, müvekkili Şirkete ait “…” kelime ve şekil ibaresinin, birçok ülkede olduğu gibi uluslararası marka tescilleri ile de korunduğunu, bu kapsamda Türkiye’de …sayılı markası ile sayılı “… …” ibareli markaları müvekkili adına tescilli bulunduğunu, ayrıca ….. sayılı marka başvurusunun da müvekkilince yapıldığını, bu başvurunun reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemiyle açtıkları davada, ret kararının iptaline karar verilmesinin muhtemel olduğunu, davalının bu davaya konu edilen faaliyetlerinin ise müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, alınan tespit raporunda da davalı kullanımları ile müvekkili adına tescilli ……….. sayılı marka ile …….sayılı marka başvurusu arasında bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından benzerlik bulunduğunun açıklandığını, davalının kullanımları ile müvekkili markaları arasında hem görsel anlamda hem de kelime yönünden kullanılan “…” ibaresinin ikileme olması neticesinde ayırt edilemeyecek derece benzerliğin mevcut olduğunun kabulünün gerektiğini, benzerliğin değerlendirilmesinde, söz konusu markaların kapsamlarındaki ürünlerin hızlı tüketim maddeleri olmalarının ve çocuklara hitap ettiklerinin de gözetileceğini, davalının kötü niyetli hareket ettiğini ve markalarını, müvekkili markaları ve kullanımları ile ilişkilendirilebilecek biçimde kullandığını, bu eylemler nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zararının doğduğunu ileri sürerek, davalının markaya tecavüz ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, bu eylemlerin durdurulmasına, önlenmesine, şimdilik 40.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “…” kelime ve şekil ibareli markanın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescili bulunmadığını,…….ayılı davacı markası ile müvekkili kullanımları arasında benzerlik olmadığını, ayırt ediciliği zayıf olan markaların koruma kapsamlarının da dar olacağını, davacı markalarının da ayırt ediciliği olmayan markalar olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı tarafından üretilen ürünler üzerinde kullanılan ve bu davaya konu edilen “….”, “… … …” ve “… ibareli markaların, davacı adına tescilli … sayılı şekil markası ile…sayılı “… …” ibareli markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil etmediği gibi davalı kullanımlarının davacı markaları ile haksız rekabet de yaratmadığı, davalı tarafından üretilen ürünler üzerinde kullanılan “… …”, “… … …” ve “…. …” markalarının, davacının … sayılı “… … biçimindeki marka tescil başvurusu ile haksız rekabete yol açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, huzurdaki dava ve Konya’da alınan tespit bilirkişi raporları kapsamında yerel mahkeme kararının yerinde olmadığını, zira tespit bilirkişi raporunda, davalı kullanımlarının, müvekkilinin markasına ve marka kullanımlarına benzer olduğunun açıklandığını, irdelenmesini istedikleri birçok hususun mahkemece göz ardı edilerek gerekçeden yoksun bir karar verildiğini, bilirkişi heyetinde yer alan mali müşavir bilirkişinin hiçbir incelemede bulunmadığını, işbu davada davalı markalarının hükümsüzlüğünün talep edilmeyip, davalı kullanımlarının tescilli markaları gibi değil, müvekkili markalarına ve marka kullanımlarına benzer olduğunun ileri sürüldüğünü, davaya konu davalı kullanımlarının, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davaya konu davalı kullanımları ile davacı adına tescilli markalar ve …sayılı marka başvurusu arasında, bütünü itibariyle bıraktıkları izlenim dikkate alındığında, iltibasa yol açacak derecede bir benzerliğin olmadığı, zira taraf kullanımlarındaki şekiller benzer bulunmadıkları gibi markalarda ortak olarak yer alan …” ibaresinin de, “……………..” anlamına geldiği ve bu itibarla davalı tarafından üretilen şekerleme ile dolgulu çikolata ürünleri yönünden ayırt edicilik taşımadığı, dolayısıyla davalı kullanımlarının, davacı markaları ve marka başvurusu ile iltibasa yol açmayacağı, bu nedenlerle markaya tecavüzün ve haksız rekabetin somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 773,10 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 713,80 TL’nin karar kesinleştiğine ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip