Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1194 E. 2021/434 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1194
KARAR NO : 2021/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2018
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/12/2018 tarih ve… E. – …K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, sigortalı şirket olan …, …’ye ait olan emtinanın taşınması için TCCD ile anlaşmaya varıldığını ve 30/12/2014 tarihinde Mersin Limanından yüklemesi yapılan emtianın Başpınar Tren İstasyonuna toplam 12 vagonla taşındığını, vagonlardan iki tanesinde bulunan rulolarda kısmi ıslanma sonucu hasar meydana geldiğini ve müvekkilince sigortalı emtianın hasarının sigortalıya ödendiğini, bunun üzerine davalı borçlu aleyhine Ankara 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının süresinde haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla icra müdürlüğündeki dosyanın kaldığı yerden devamına, davalı yana haksız itiraz için %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı … şirketinin rücu esasıyla açtığı bu davada, davacının üç aylık bildirim koşuluna riayet etmeyerek 02/09/2015 tanzim tarihli ihtarname ile müvekkili idareye başvurduğunu, kusur isnadını kabul etmemek ile birlikte emtia sızan yağmurdan etkilenecek nitelikte ise bu durumda gönderenin eşyaya hasardan koruyacak şekilde ambalajlamasının gerektiğini, TTK’nın 862. maddesinin bu sorumluluğu gönderene yüklediğini, müvekkilince teslim edilen emtianın ayrıca kamyonlara yüklenerek depolara taşındığını, davacının bildirim külfetini yerine getirmediğini, varış belgesinden anlaşılacağı üzere ihtirazı kayıt konulmadan emtinanın tesliminin yapıldığını, TTK’nın 889. maddesine göre teslim anında var ise hasarın bildirilmesinin gerektiği ayrıca kusuru kabul etmemek ile birlikte talep edilen tazminatında fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı … şirketiyle dava dışı sigortalı……..arasında tanzim edilen 11/06/2014-2015 tarihlerini kapsar yurtiçi sorumluluk sigorta poliçesi mevcut olup, rizikonun 30/12/2014 tarihinde, sigortalı dönemde meydana geldiği, dava dışı …. tarafından tanzim edilen 17/03/2015 tarihli ekspertiz raporunda, sigortalı tarafından talep edilen söz konusu hasarın ispatı olarak sunulan fotoğraflar, yetersiz bulunsa da, hasarın vagonlarda meydana geldiği, fotograf ve hasar izlerinden kanaat getirilebildiği, ancak TCDD’den tutanak alınmadığı için nihai değerlendirme sigortacının takdirine bırakıldığının belirtildiği, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacının tazminatı ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçtiği, sigortalının sorumlulara karşı dava hakkı da sigortacıya intikal ettiği, sigortacının halifiyet hakkının doğabilmesi için usulüne uygun düzenlenmiş poliçe kapsamında ödeme yapılmış olması gerektiği, TTK 889. maddeye göre hasarın açıkca belli olduğu durumlarda gönderen veya gönderilenin, en geç teslim alınana kadar hasarı taşıyıcıya bildirmesi gerektiği, aksi halde eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayıldığı, somut olayda eşyanın teslimi anında herhangi bir tutanak tutulmadığı, hasarın belirlenip taşıyıcı TCDD’ye bildirim yapılmadığı, emtia teslim alındıktan sonra başkaca araçlarla TCDD dışında taşıma yapıldığı ve 12/01/2014 tarihli tutanağın TCDD yetkilileri dışında tutulduğu, tutanakta yapılan tespitlerin TTK 889. maddeye uygun şekilde TCCD’ye ihbar edilmediği bu durumda eşyanın usulüne uygun teslim edildiği karinesinin aksini ispat edebilecek herhangi bir belge olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, haklı davanın kabulü gerektiğini, sigortalı şirket olan …,…’ye ait olan emtinanın taşınması için TCCD İşletmesi 6. Bölge Müdürlüğü ile anlaşmaya varıldığını, 30/12/2014 tarihinde Mersin Limanından yüklemesi yapılan emtianın Başpınar tren istasyonuna TCDD’ye ait toplam 12 vagonla taşındığını, ancak vagonlardan iki tanesinde bulunan rulolarda kısmi ıslanma sonucu hasar meydana geldiğini, dosyaya sunulu hasar dosyası ve ekspertiz raporu incelendiğinde açıkça görüleceği üzere, TCDD’nin kusuru nedeniyle Mersin Limanından Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde bulunan gümrüğe kadar demiryolu ile nakliyesi yapılan emtianın nihai alıcıya teslimatında toplam 2455 kg hasar ortaya çıktığını, taşımaların önce davalıya ait vagonlarla, daha sonra sigortalıya ait araçlarla yapılmış olup, sevk organizasyonunun vagonların Başpınar tren istasyonuna gelişine istinaden peyder pey yapıldığını, alıcı firmanın yaptığı kontrollerde 2 vagonun arka kısımlarında yüklü bobinlerde ıslanma ve kirlenme meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasar vagonlarının kapı köşelerinin üzerinde bulunan kaynak yerlerden sızan yağmur suyu sebebiyle meydana gelmiş olduğunu, davalı tarafın hasardan sorumlu bulunduğunu, dosyaya sunulu belgeler yeterince incelendiğinde ve gerekli araştırmalar yapıldığında davalının kusuru nedeniyle söz konusu hasarın meydana geldiğinin görüleceğini, mahkemece TCCD’ye ihbar edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de tutanak bulunduğunu, ayrıca hükme esas alınabilecek nitelikte olmayan ek raporun, duruşma öncesinde tebliğe çıkarılmadan, 24.12.2018 tarihli duruşma sırasında elden tebliğ edilmiş olup, beyanda bulunmak için süre istenilmişse de, yerel mahkemece reddedilerek iş bu duruşmada hüküm verildiğini, adil yargılanma ve savunma hakkının zedelendiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik rücuen başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkındaki Kanun’un 01.05.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği, yasada gösterilen…’nin, dava devam ederken, 17.06.2016 tarih 9099 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanarak tüzel kişilik kazandığı anlaşılmaktadır.
6461 sayılı Kanun’un “Devir Hükümleri” başlıklı geçici 1. maddesi (a) bendinde, Şirkete devredilecek personel ile cer, yük ve yolcu taşıma hizmetlerinde kullanılan çeken ve çekilen araçlarla, bunlarla ilgili her türlü diğer araç, gereç ve cihazların belirlenmesi ve personelin kadro ve pozisyonlarıyla, “araç, gereç ve cihazların ise hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle birlikte” şirkete devredilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Geçici 1. maddenin (b) bendinde de, (a) bendi kapsamında devredilen personel ile araç, gereç ve cihazlarla ilgili TCDD’ce taraf olunan işlem ve sözleşmelerde Şirketin taraf olacağı ve derdest dava ve takiplerde Şirketin kendiliğinden taraf sıfatı kazanacağı, yine “bu hususlarla ilgili olarak” TCDD tarafından yapılan iş ve işlemler sebebiyle açılacak davanın Şirkete yöneltileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı TCDD Genel Müdürlüğüdür, ancak yukarıda da belirtildiği gibi… dava derdestken 17.06.2016 tarihinde tüzel kişilik kazanmıştır. Bu durumda mahkemece, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak mevcut düzenlemeden sonra Genel Müdürlüğün mü yoksa Şirketin mi sorumluluk sahasında kaldığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/4508 Esas, 2019/6334 Karar ve 09/10/2019 Tarihli kararı da bu yöndedir. Şu halde Mahkemece, yürürlüğe giren Kanun nedeniyle resen bir değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp esas hakkında yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/12/2018 gün ve 2016/788 E. – 2018/826 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılın 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/03/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip