Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1170 E. 2021/372 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2019
NUMARASI :…..

……

DAVANIN KONUSU : Türkpatent YİDK Kararının İptali, Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/04/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin…… YİDK karan ile nihai olarak kısmen reddedildiğini, oysa dava konusu markaların birbirine benzemediğini, müvekkiline ait markada “….. kelimelerinin bitişik olarak yazıldığını, davalıya ait mesnet markalarda ise …..” kelimesinin özellikle ayırt edici bir stilizasyona sahip olduğunu, “….. kelimesinin Türkçe’de herhangi bir anlama sahip olmadığını, Türkçe konuşan ortalama tüketici için bunun farklı bir kelime olduğunu ve bu kelime sayesinde karıştırılma ihtimalinin azaldığını, yazı karakterinin de stilize edildiğini, diğer davalı ……ya ait markalar yönünden ise “…..” ibaresinin bitişik yazıldığını, iki marka arasında herhangi bir fonetik benzerlik olmadığını, dolayısıyla markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, davalı … YİDK kararının “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri. Sigorta hizmetleri” hizmetleri yönünden iptali ile ….. sayılı marka başvurusunun, çıkartılan hizmetler bakımından müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …….. markalarının tanınmış olduğunu, dava konusu ….. markası ile müvekkili şirkete ait markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun iyi niyetle yapılmadığını savunmuştur.
Diğer ……, müvekkili şirket markası ile davacı tarafın tescil talebinde bulunduğu markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, her iki markanın da görsel ve işitsel olarak aynı bulunduğunu, sadece kelimelerin yerinin değiştirilmiş olmasından dolayı markanın ayırt edicilik kazanmadığını ve ortalama tüketici kitlesinde bıraktıkları genel izlenimin aynı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markalarının 35, 36 ve 43. sınıftaki hizmetlerde kullanılacakları ve markalardaki işaretlerin anlamsal, görsel ve işitsel benzerlikleri ile aralarında ilişki kurulması ihtimalinin de bulunması karşısında, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalıya ait “…. ifadesinde kelimelerin ayrı ayrı yazılmış ve “…..” kelimesinde sözcük vurgusu yapılmışken, “…..” ifadesinde kelimelerin birleşik yazılmış ve fonetik olarak….. kelimesinde sözcük vurgusu yapılmış olduğunu, bununla birlikte mahkemece “…. kelimelerinin ayrı ayrı yanlarına ek alarak tescil edildiği bu anlamda nispeten zayıf ibarelerden olduğu hususlarının dikkate alınmadığını, “…..” kelimesinin Türkçe’de sık kullanıldığı belirtilmiş olsa da, davalı markalarında yer alan “….. kelimelerinin de Türkçe’de sık kullanılan kelimelerden olduğunu ve bu yüzden taraf markalarının anlamsal benzerliğine nasıl kanaat getirildiğinin anlaşılamadığını, fonetik açıdan da ……ifadesinde “…. kelimesinde sözcük vurgusu yapılırken, “….. ifadesinde “……” kelimesinde sözcük vurgusunun yapıldığını, bununla birlikte “…..” ve “…..” sözcüklerinin dizimindeki farklılığın, okunuşu tamamen ayrıştırdığını, ……” ibarelerinin nispeten zayıf ibarelerden olduğunu ve müvekkilinin marka başvurusunun bir bütün olarak ayırtedici hale geldiğini, 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas riskinin oluşmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı şirketin….” ibareli marka tescil başvurusunun, davalı yabancı şirketin itiraza dayanak markaları ile hem “…… esas unsurları itibariyle benzer olduğu gibi, diğer davalı şirketin itiraza dayanak markaları ile de aynı esas unsurlar nedeniyle benzer bulunduğu, başvuru kapsamından çıkarılan 35, 36 ve 43. sınıf hizmetlerin, davalı şirketlerin itiraza mesnet markalarının kapsamında da aynen yer aldığı, dolayısıyla mahkemece başvuru kapsamından çıkarılan hizmetler yönünden, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizliğin olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip