Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1168 E. 2021/374 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Türkpatent YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/02/2019 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin ….” esas ibareli tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki …..” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu,….. kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının, Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK’nın ….. sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa davalı şirket markasının müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, başvurunun tescil edilmesi halinde tüketiciler nezdinde müvekkilinin markasının tanınmışlığından yararlanarak haksız kazanç sağlayacağını, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, davacının “….” markası ile müvekkili şirkete ait “….” markası arasında, başta anlamsal ve görsel olmak üzere, bu markaların ihtiva ettikleri tüm unsurların yarattıkları bütüncül algı, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markanın kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer oldukları, taraf markalarında ortak unsur durumunda bulunan “…” ibaresinin Türkçe karşılığının “……..” kelimesinin ise İngilizce “yaşamla, canlı şeylerle ilgili” ve yine…..olarak yazılan Türkçedeki …..” kelimesinin kısaltması olarak kullanıldığı ve davalı markasının Türkçe karşılığının bir bütün olarak ……. geldiği, taraf markalarının bir bütün olarak anlamsal açıdan birbiriyle ilişkilendirilmeyeceği, fonetik veya görsel açıdan da benzer algılanmayacağı, sonuçta davalı şirket markası ile davacının dayanak markası arasında SMK’nın 6/1’inci maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacının dayanak markasının tanınmışlığı ile ilgili olarak, gerek itiraz gerek dava aşamasında delil sunulamadığı, davalı şirket markası ile davacının dayanak markaları arasında SMK’nın 6/5’inci maddesinden kaynaklı bir tescil engelinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ‘…..” ibareli markanın ”…..” kombinasyonundan oluşan bir başvuru olup, kelime unsurunun tek başına ayırt edici nitelikte bulunmaması sebebiyle müvekkili şirkete ait ”…..” ibareli marka ile davalı tarafa ait ”….” ibareli marka arasında görsel, işitsel, anlamsal, mal ve hizmet sınıfları bakımından hiçbir farklılığın bulunmayıp, ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya yol açacağını, müvekkili şirketin ‘….” ibareli mağazalarında satışını yaptığı ……” esaslı unsurunu barındıran ürünlere yönelik reklam ve tanıtımları, marka tescilleri, halk arasında yaş sınırı ya da sektör gözetilmeksizin geniş şekilde bilinirliği, piyasa değeri, reklam tanıtım faaliyetleri, sponsorlukları, vb. hususlar değerlendirildiğinde, tanınmış olduğunun açık bulunduğunu, davalı yanın müvekkilinin “….” ibareli markalarının imajından, itibarından ve müşteri çevresinden yararlanma gayreti içinde olduğunu, bu şekilde hareketin de iyi niyetli olarak yorumlanamayacağını ve kanun tarafından korunmaması gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve başvuru kapsamındaki 32. sınıf mallar yönünden taraf markaları arasında bir benzerlik var ise de ibareler yönünden davalı şirket markası ile davacının dayanak markası arasında SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, zira başvuruda yen alan “…” kelimesinin hatalı kullanım sonucu “….. sayısı olarak algılanabileceği gibi tüketicilerin bu kelimeye ayrı bir anlam atfedeceği, ortak unsur durumunda bulunan “…..” ibaresinin Türkçe karşılığının “…..” olduğu, söz konusu anlamın ortalama seviyedeki tüketiciler tarafından bilineceği, tarafların markalarını yaşam ile doğrudan ilgili mallarda kullanacağından, bu mallar için ayırt ediciliğinin zayıf olduğu, dolayısıyla su ibareye dayalı bir ilişkilendirilme ihtimalinin bulunmadığı, davalı şirket markasında yer alan ….” kelimesinin ise İngilizce ….. ve yine “…..” olarak yazılan Türkçe’deki “…..” kelimesinin kısaltması olarak kullanıldığı ve davalı markasının Türkçe karşılığının bir bütün olarak “……..” anlamına geldiği, taraf markalarının bir bütün olarak anlamsal açıdan birbiriyle ilişkilendirilmeyeceği, fonetik veya görsel açıdan da benzer algılanmayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip