Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1165 E. 2021/375 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : …..
ÜYE : …..
ÜYE : ….
KATİP :….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2019
NUMARASI : …..

DAVACI : …..

DAVANIN KONUSU : Türkpatent YİDK Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/06/2019 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin….. ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “….. ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, …. kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının, YİDK’nun 08.10.2018 tarihli ve ….sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkiline ait eşya listesinin tamamını kapsayacak şekilde başvuruya konu edildiğini, müvekkile ait markalarda baskın unsurun “….” ibaresi olduğunu, müvekkilin ticari unvanı olan ….. ibaresinin seri marka oluşturacak şekilde markalaştırıldığını ve tanınmış marka başvurusu yaptıklarını, davalı başvurusunda da baskın unsurun “….” ibaresi olduğunu ve davalının müvekkilinin markalarının bilinirliğinden faydalanmak istediğini ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı temsilcisi savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı tür ise de işaretlerin benzer bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu marka ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davacı şirketin mesnet markasının tanınmış olduğu iddiasının ispat edilemediği, 6769 sayılı SMK’nın 6/3 maddesi kapsamında bir tescil engelinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, uzun uğraşlar neticesinde “….” ibaresinin müvekkili şirketi işaret eder hale geldiğini, dava konusu marka başvurusunda baskın unsurun da “…..” ibaresi olduğunu, müvekkilinin tescilli markası ile davalıya ait “…..” markasının tüketiciler nezdinde ilişkilendirme/karıştırma ihtimalinin son derece yüksek olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı şirketin …..” ibareli marka tescil başvurusuna, davacının yukarıda belirtilen “…. asıl unsurlu markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazı, diğer davalı Türkpatent YİDK’nun…..kararı ile reddedilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece her ne kadar tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı, dolayısıyla 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi şartlarının somut uyuşmazlık açısından oluşmadığı kabul edilmişse de, davalı başvurusunun asıl unsurunun “…. ibaresinden oluştuğu, bu ibarenin bir isim tamlaması ise de vurgunun ilk kelime olan …..” ibaresinde yoğunlaştığı, tüketicilerin ilk olarak dikkatini bu ibarenin çekeceği, dolayısıyla davalı başvurusunun asıl unsurunun, ya da en azından asıl unsurlarından bir tanesinin “….. olduğu açıktır. Davacı markaları da tıpkı davalı şirketin marka tescil başvurusunda olduğu gibi “…..” ibaresi ile başlayan isim tamlamalarından oluşmaktadır. Dolayısıyla davacı markalarının asıl unsuru veya asıl unsurlarından en azından birisi “…..” ibaresi tarafından temsil olunmaktadır. Taraf markalarında ayırt ediciliği sağlayan başkaca şekil ve ibare unsurları da bulunmamaktadır. Ayrıca taraf markalarında yer alan ve asıl unsur teşkil eden “…..” ibaresi, başvuru kapsamındaki 16, 38 ve 41. sınıf mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği yüksek bir ibaredir. Markalardaki müşterek “…..” ibaresi, markaların başında olması nedeniyle benzerlik yaratmasının yanında, davacı tarafın ……” kelimesi ile başlayan seri markalarıyla kavramsal benzerlik de yaratmıştır. Bu itibarla taraf markalarında yer alan ibarelerin, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzer olmadığının söylenebilmesi, Dairemizce mümkün görülmemiştir.
Davalının marka tescil başvurusunun kapsamındaki emtia ise 16. sınıf mallar ile 38 ve 41. sınıf hizmetleri içermektedir. Davacı şirketin itirazına dayanak markaların kapsamında da aynı sınıf mal ve hizmetler bulunmaktadır. Dolayısıyla Dairemizce başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetler için 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının davacı yararına oluştuğu ve YİDK kararının yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Davacı markaları ile ….” ibaresini benzer gören Yargıtay 11. HD.’nin 26.06.2019 tarih ve …. …. sayılı ilamı da bu yöndedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve ….. sayılı kararı uyarınca, iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu bildirildiğinden, Dairemizce de bu konuda bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle tarafların markaları arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddedilmesi doğru değilse de, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Bu yeni kararın istinaf kararı olduğu ve istinaf karar tarihinde geçerli bulunan harç ve vekalet ücretine göre hüküm kurulması gerektiği ise tabiidir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 25/06/2019 gün ve …. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KABULÜNE, davalı Türkpatent YİDK’nun 08.10.2018 tarihli ve ….ayılı kararının İPTALİNE,
3-Davalı şirketin …. numaralı başvurusunun 20.11.2018 tarihinde tescil edildiği anlaşıldığından, davalının …. numaralı markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 159,20 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 102,80 TL olmak üzere toplam 862,00 TL yargılama giderine 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harç tutarı eklenerek toplam 933,80 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
8-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/03/2021

Başkan
….

Üye
….

Üye
….

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.