Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1163 E. 2021/325 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO :….
KARAR NO :…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/04/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” esas unsurlu markalar ile … … ….. ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın, diğer davalının …. sayılı YİDK kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve başvurunun reddinin gerektiğini, tüketicilerin başvuruyu müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, davacının yaptığı reklam ve yatırım faaliyetler ile “…” markasını tanınmış hale getirdiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, davacının adına tescilli itiraza gerekçe markasının 17 ve 20. sınıflarda kullanıldığına dair hiçbir belgenin sunulmadığını, taraf markalarının benzer olmadığını ve farklı faaliyet alanlarında, farklı hizmet sınıflarını içerdiğini, somut olayda tanınmışlık şartlarının gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki bir kısım mal ve hizmetlerin itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer oldukları, dava konusu marka başvurusunun kelime markası olup şekil unsurunun yer almadığı, markada yer alan “…” ibaresinin “….” anlamlarına geldiği, davacının adına tescilli markalarda yer alan “…” kelimesinin ise Türkçede bir anlamının bulunmadığı, dolayısıyla davalının dava konusu marka başvurusu ile davacının “…” esas unsurlu markaları arasında, anlamsal olarak bir benzerliğin olmadığı, sesçil açıdan da taraf markalarının ilk iki harfinin aynı olup, davacının markasının “…” sesi ile davalının marka başvurusunun ise “…” sesi ile bittiği,…” harflerinin Türkçede kalın sesli harfler olduğu, davacının markasının “…” şeklinde telaffuz edilirken, davalının marka başvurusu “….” şeklinde telaffuz edildiği, dolayısı ile markaların sesçil açıdan da benzer olmadığı, ayrıca davacının markalarının kompozisyonu, renk ve şekil unsurları ile de markaların farklılaştığı, sonuç olarak markaların benzer olmadığı ve somut olayda SMK 6/1 maddesi koşullarının gerçekleşmediği, dolayısıyla SMK madde 6/5 koşullarının da gerçekleşmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, başvurunun müvekkilinin markalarının serisi gibi algılanacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve başvuru kapsamındaki bir kısım malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mallarla benzer ise de, dava konusu marka başvurusunda yer alan “…” ibaresinin ….” anlamlarına geldiği, davacının adına tescilli markalarda yer alan “…” kelimesinin ise Türkçede herhangi bir anlamının bulunmadığı, dolayısıyla davalının başlı başına herkese bilinen ayrı bir anlamı olan dava konusu marka başvurusu ile davacının “…” esas unsurlu markaları arasında, anlamsal olarak bir benzerliğin olmadığı, sesçil açıdan da taraf markalarının ilk iki harfinin aynı olsa da, davacının markasının ..” sesi ile davalının marka başvurusunun ise “…. harflerinin Türkçede kalın sesli harfler olduğu, davacının markasının “… şeklinde telaffuz edilirken, davalının marka başvurusu “….” şeklinde telaffuz edileceği, dolayısı ile markaların sesçil açıdan da benzer bulunmadığı, sonuç olarak tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerliğin olmadığı, tüm bu hususların ilk derece mahkemesince görüşüne başvurulan iki ayrı bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip