Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1155 E. 2021/309 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO :…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararı İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili; davalı şirketin …” ibareli marka başvurusuna ,…. ibareli tanınmış markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, iltibas tehlikesinin bulunduğu, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğu gerekçesiyle yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu marka başvurusu müvekkilinin itirazına mesnet marklarının aynı/ayırt edilmeyecek derecede benzer bulunduğunu, taraf markalarında esas unsurun…” ibaresi olup dava konusu başvuruda yer alan “…. ibaresinin ayıtr edicilik sağlamadığını, dava konusu başvurunun müvekkilinin alt veya yan markası olarak algınacağını, müvekkili şirketin markasının tanınmış olduğununu bilerek … ibaresini kullanmak istemesinin de davalının kötüniyetini ortaya koyduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptali ile başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davada ,davalı tarafından yapılan “….ibareli marka başvurusunun davacı adına tesciline karar verilmesini talep ettiğini, ancak bu talebin hukuki karşılığı bulunmayıp redde mahkûm olduğunun açık olduğunu, bu talebin, Mahkemeden idarenin yerine geçerek ve Kanun’da öngörülen marka tescil sürecini hiçe sayarak başkası tarafından oluşturulmuş bir ibare ile görselin bu ibare ve görsel üzerinde hak sahibi olmayan davacı adına tescilinin talep edilmesi anlamını taşıdığını, bu sebeple kabulünün mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamındaki 03.sınıftaki malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür/benzer oldukları, dava konusu marka ile davacı markalarında …ibaresi ortak olarak bulunsa da dava konusu markada yer alan “…” ibaresi ve şekil unsuru dava konusu markayı davacı markalarından belirli ölçüde farklılaştırdığı, dolayısıyla, marka işaretlerinin bütüncül olarak değerlendirilmesi neticesinde, dava konusu marka işareti ile davacı markalarının işaretlerinin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı, taraf markaları arasında, hem markalarda ortak olarak bulunan “…” ibaresinin ticari hayatta 03. sınıfa dahil mallar için yaygın olarak kullanılan ayırt edicilik seviyesi düşük bir ibare olması hem de dava konusu markadaki …. ibaresinin bütüncül değerlendirilmesi neticesinde marka işaretleri arasında görsel ve işitsel düzeyde düşük bir benzerlik bulunduğu, kavramsal olarak ise benzerlik bulunmadığı,davalı tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından davalı şirketin kötü niyetli bulunmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili; dava konusu marka başvurusu müvekkilinin itirazına mesnet marklarının aynı/ayırt edilmeyecek derecede benzer bulunduğunu, taraf markalarında esas unsurun “….” ibaresi olup dava konusu başvuruda yer alan….ibaresinin ayırt edicilik sağlamadığını, iltibas tehlikesinin bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin alt veya yan markası olarak algınacağını, müvekkili şirketin markasının tanınmış olduğununu bilerek… ibaresini kullanmak istemesinin de davalının kötüniyetini ortaya koyduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu….” ibareli marka işaretleri arasında bütünsel olarak yapılan değerlendirmede, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi anlamında görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil iltibas oluşacak düzeyde benzerlik olmadığı, kötü niyet iddialarının da isabetli bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip