Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1142 E. 2021/331 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1142
KARAR NO : 2021/331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI : .

DAVANIN KONUSU : Türk Patent YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/06/2019 tarih ve …… E. -……K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2017/112107 sayılı “………………” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayınlandığını, davalı şirketin……… sayılı ve “………… “…………. ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez …….sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markaların iltibasa yol açacak derecede benzer olmadığını, müvekkiline ait markanın esaslı unsurunun büyük harflerle …………. ibaresi olduğunu, logoların dizayn şekli göz önüne alındığında hiçbir şekilde birbirleriyle çağrışım yapmadığını, markada yer alan “………….” ‘nin müvekkilinin ünvanı ve iş kolunu kapsadığını, markada kullanılan renkler ve markayı oluşturan unsurların bütün olarak incelendiğinde karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, davalı tarafa ait büyük “……..s” ibaresinin tek başına marka vasfı taşımadığını, Yunanca ve İngilizce kökenli olan bu kelimenin ürün, hizmet ve insan gibi kaynakların ihtiyaç duyan yerde ve istenilen zamanda temin edilmesi için araç olarak tanımlanmasının mümkün olduğunu, taraf markaların hizmetlerin aynı ya da benzer olması hususunun bir markanın tescil edilmesi için salt olarak engel teşkil etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, müvekkilinin davalı şirketten daha önce kurularak faaliyetine başladığını, davacı şirket sahibi İ………..’ın müvekkili şirketinin eski genel müdürü olduğunu ileri sürerek YİDK’nin 07.08.2018 tarih ve …….sayılı kararının iptalini, müvekkilinin marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, taraf markaların asli unsurlarının “………” ibaresi olduğunu, bu ibarenin başına “……………” ibaresinin eklenmesi ile markaya ayırt ediciliğin sağlanmadığını, taraf markaların kapsamdaki hizmetlerin de aynı olduğunu, hem anlam hem okunuş hem de kullandığı mal ve hizmetlerin aynı olması nedeniyle markaların iltibasa yol açacağını, davacının ticaret ünvanını iki yıl önce yaptığını 1999 yılında kurulduğunu ve üç defa ticaret ünvanını değiştirdiğini, üç unvanın da ……….. ile alakalı bir ibare bulunmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını, müvekkilinin şirket yetkilisi olan ……….ın dava ile bir ilgisinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki çekişmeli 39. sınıftaki hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki hizmetlerle aynı/benzer oldukları, başvuru standart karekterle yazılmış “…………… ………” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı “……….l”, “…….” ibarelerinden oluştuğu, markalar görsel olarak incelendiğinde, davacının davaya konu olan markası karakteristik bir şeklin yanında üstte büyük harflerle özel yazım “………….” ibaresi ve bu ibarenin altında ise ………… ibaresine göre oldukça küçük punto ve silik olarak mavi renkle yazılmış “……… .” ibaresinden oluştuğu, taraf markaların benzeşen unsuru “…….” ve “……. olduğu, davaya konu olan markada yer alan “.. ibaresi davalının ve redde mesnet olan “……” markanın Türkçe karşılığı olduğu, ancak bu ibarelerin davaya konu olan markanın başında ve daha büyük olarak konumlandırılan “……………” ibaresinin yer aldığı, kaldı ki ortak olan “…….” ibaresinin artık günlük dile yerleşen ve herkes tarafından bilinen barındırdığı anlam bakımından özellikle ilaç sektöründe ve bu sektöre paralel olan sektörde herkes tarafından kullanılabilen ayırt ediciliği nispeten düşük olan güçlü marka kategorisinde yer almayan bir ibare olduğu, “…………..” ibaresi olması ve bu ibarenin markada ilk kelime ve büyük puntolarla konumlandırılması nedeniyle markanın asıl unsurunun “……” ibaresi olduğunu söylemenin mümkün olmayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın…. sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, aynı ve/veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılan ve müvekkilinin tescilli markasını tamamen içinde barındıran marka başvurusunun bağlantı kurulabilecek hatta bunu aşan ölçüde iltibas yaratacağı açık olup tescilli bir markanın önüne başka bir kelimenin eklenmesinin iltibası ortadan kaldırmayacağını, kaldı ki başa eklenen kelimenin tek başına bir kelime anlamı olmadığını, hem fonetik ve görsel açıdan hem de kullanıldığı mal ve hizmetler yönünden aynı veya benzer olan marka başvurusunun iltibas yaratacağını, öncelik hakkı veya kötüniyet iddiası huzurdaki davanın konusu olmadığını, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ibarelerin benzer olduğunu, iltibas olabileceğini, markaların görsel ve işitsel olarak son derece benzer olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusunun kapsamı ile davalının itirazına mesnet markalarının kapsamlarının aynı/benzer oldukları, ancak davacının başvurusuna konu “…………… …….” ibaresi ile davalının itirazına mesnet “……”, “…..” ibareli markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, zira taraf markalarının benzeşen unsuru olan “….” ibaresinin ilaç sektöründe ve bu sektöre paralel olan sektörde kullanılan ayırt ediciliği nispeten düşük olan güçlü marka kategorisinde yer almayan bir ibare olduğu, öte yandan bu ibarenin “……………” kelimesinin altında nispeten küçük yazıldığı anlaşılmakla, davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı Şirket ve davalı … Kurumundan ayrı ayrı alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90’ar TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı Şirket ve davalı … vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip