Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1132 E. 2021/341 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1132
KARAR NO : 2021/341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2019
NUMARASI : .

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/06/2019 tarih ve …./… E. – …/… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı Şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili,müvekkili şirketin …/…., …./…, …/…, …/…..,…/…, …, …./…., …/…, …./…, …/…., …./…., …./…., …/…, …./…., …/…, …./…, …./…., …/…. “…,” “…”, “…, “…, “… …”, “… …”, “… …”, “… … …, “… …”, “… …”, “… …”, “… …”, “… …”, “… … …”, “… … ……”, “….”, “………. …”, “..” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin, bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…….” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu,…… kod numarası alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığınca, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davaya konu markanın müvekkilinin … ibareleri markaları ile ayırt edilemeyecek derecede aynı hatta birebir aynı olduğunu, marka kapsamlarındaki mallar arasında da benzerlik bulunduğunu, “…” ibaresinin kullanılmasının, müvekkili Şirket markasının tanınmışlığından haksız yararlanma amacı taşıdığını, kesinleşmiş yargı kararlarının da bu yönde olduğunu, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’in …………. sayılı kararının iptaline ve tescil edilmiş ise dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının itirazına mesnet markalarla müvekkili başvurusunun birbirlerinden tamamen farklı olduklarını, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, markalar arasında tek ortak ibarenin “…” ibaresi olduğunu, tüketicinin her gördüğü “…” ibaresini davacı şirkete ait bir marka olmadığını anlayabilecek bilince sahip bulunduğunu, dava konusu markanın esas unsurunun “Gürsüt” ibaresi olduğunu, “Sütbeyaz” ibaresinin ikincil unsur olarak yer aldığını, bir karışıklığa yol açmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacı markaları arasında benzerlik bulunduğu, dava konusu marka kapsamındaki 29.sınıfa ait malların …./….., ……, …./…, …./…., …./…, …/…., …./… sayılı davacı şirket markalarının kapsamındaki mallar ile aynı/aynı türde olduğu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, taraf markalarının benzer olması nedeniyle somut uyuşmazlığa 6769 sayılı SMK’nın 6/4-5 hükümlerinin uygulanma ihtimalinin bulunmadığı, davalı şirketin somut olay açısından kötüniyetli olarak hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’in……..sayılı kararını iptaline, davalı adına tescilli …… sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuruda yer alan “………….” ibaresinin süt ürünlerini nitelendirmesi nedeniyle başvurunun asli unsurunun “…….” ibaresi olduğunu, ayrıca markanın parçalarına ayrılarak incelenmesinin bütünsellik ilkesine aykırı düştüğünü, buna göre bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, tasviri unsur taşıyan markalarda karışıklık riski açısından yapılacak karşılaştırmada, hem önceki markanın ne denli zayıf marka olduğunun hem de markaları oluşturan diğer unsurların ne denli ayırt ediciliği tesis edecek önemde olduğunun araştırılmasının gerektiğini, davacının işbu davaya dayanak yaptığı markalarda “…” ibaresinin tescil edilmiş olmasının hukuka aykırı bulunduğunu, bir renk adı olan anılan ibarenin ayırt ediciliğinin son derece düşük olduğunu, dolayısıyla bu ibarenin markalarda ortak olarak yer almasının iltibasa yol açmayacağını, dolayısıyla müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, nitekim taraflar arasında görülen benzer bir davada verilen Yargıtay kararının da bu yönde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “………. ……” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira dava konusu başvuruda yer alan “…………..” ibaresinin, davalı Şirketin ticaret unvanının ayırt edici kısmı ve çatı markası olduğu, bu itibarla başvurunun asli unsurunun “………” ibaresinden oluştuğu, bu ibare ile davacı markalarının asli unsurunu oluşturan ve başvuru kapsamındaki mallar yönünden ayırt edici nitelik taşıyan “…” ibaresi arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik olduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2018 tarih, …………. esas, …………arar sayılı ilamında da bu hususların kabul edildiği, davalı Şirket tarafından dayanılan ve bu davanın tarafları arasında görülen davaya konu markanın “………. ………….” ibareli bulunduğu, asli unsurunun farklı olması nedeniyle anılan davada verilen kararın işbu dosya yönünden emsal teşkil etmeyeceği gibi yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin ………………E.K. sayılı ilamında dahi “…” ibaresinin tasviri bir unsur olmadığının belirtildiği anlaşılmakla, davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı Şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı Şirket ve davalı … Kurumundan ayrı ayrı alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90’ar TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı Şirket ve davalı … vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip