Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1121 E. 2021/279 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Türkpatent YİDK Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2019 tarih ve …sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin… ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın, diğer davalının … sayılı YİDK kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa dava konusu markada başa eklenen “… ibaresinde yer alan … müvekkil markasıyla aynı sırayla ve aynı şekilde yer aldığını, markaların okunuş ve işitsel benzerlik taşıdığını, tarafların coğrafi olarak da birbirlerine yakın bulunduğunu, müvekkil firmanın tanınır ve bu sebeplerle davalı yanın müvekkil firmanın markalarından haberdar olduğunu, “… ibaresinin taraf markalarında asli ve ayırt edici unsur bulunduğunu, davalı firmanın başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin ayırt edici olmadığını, davacı tarafın tanınmışlık iddiasını ispatlayamadığını, davacı tarafın …” ibaresi üzerinde tek başına hak sahibi olamayacağını, müvekkil firmanın davacı markalarından haberdar olduğu iddiasının yersiz olduğunu, başvurunun kötü niyetli olmadığını, aynı sektörde bulunma veya iltibas ihtimali tespiti gibi sebeplerin kötü niyetin ispatı için yeterli olmayacağını, müvekkilinin markasının davacı markasıyla benzerlik taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, somut davada “…” ibaresinin toplumda yaygın olarak kullanılan, sıklıkla tercih edilen bir sözcük olmakla davalının “…” kelimesinin başına getirdiği “… kelimesi ile bir bütün olarak tescil edilen “… ibaresinin davacı markalarından farklılaştığı, bu farklılığın ortak “… kelimesine bağlı işitsel ve görsel benzerlikleri bertaraf edecek düzeyde olduğu, yeterli ayırt edici niteliği haiz bulunduğu, bütünsel genel izlenim yönünden karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve markaların benzer olmadığı, davacı tarafa ait “…” ibareli markaların tanınmışlığı yönünde kanaat oluşmadığı, davalı tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut verilerin dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu iddiasının müvekkilinin faaliyet gösterdiği sektör dikkate alındığında, dile getirilmesinin mümkün olmadığını, müvekkiline ait tescilli “…” markasının yiyecek ve içecek sınıfları bakımından zayıf marka olarak kabul edilemeyeceğini, davalı yanca markaya eklenen ve ayırt edicilik sağladığı iddia edilen “…” ibaresinin de ne denli ayırt edicilik sağladığının tespit edilemediğini, her iki markada da asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, davalının kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, Türkpatent YİDK kararının iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar tarafların markalarını kullanmak istedikleri… sınıf mallar aynı ise de dava konusu başvurunun asıl unsurunu bir bütün halinde “…” ibaresinin oluşturduğu, davacının itiraza dayanak markalarının asıl unsurunun ise “…” ibaresinden oluştuğu, “…” ibaresinin özellikle gıda sektöründe sık kullanılan, ayırt ediciliği zayıf bir ibare olduğu, Yargıtay 11. HD.’nin 24.06.2019 gün ve … sayılı ilamının da bu yönde bulunduğu, bu haliyle başvurudaki “…” ibaresinin “…” ibaresine yeterli ayırt edecilik kattığı, dolayısıyla ibareler yönünden tarafların markaları arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi uyarınca iltibas ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip