Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1102 E. 2021/302 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1102
KARAR NO : 2021/302
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/04/2019 tarih ve …. E. – 2……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin “………….” adı altında 11 ayrı noktada eğitim veren bir kurum olduğunu, sektöründe bilindiğini ve tanındığını, müvekkilinin “… ibareli tescilli markalarının bulunduğunu ve ayrıca fiili olarak da bu markasını kullandığını, davalı Şirketin ise…. sayılı “….” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığınca, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markaları ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, hizmetlerin ortalama tüketicilerinin yanılabileceklerini, tescili halinde dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, davalının daha önce …” markasını kullandığını, gönderdikleri ihtarname üzerine davalı Şirket yetkilisinin haksız ve tecavüz teşkil eden kullanımları durduracaklarını, ….markasının yer aldığı tabelaları kaldıracaklarını belirttiğini, ancak davalının halen dahi salt …” ibaresini eğitim ve öğretim faaliyetlerinde kullanmaya devam ettiğini, davalının bu ibareyi…… Lisesi için kullandığını, müvekkili müşterilerinin, davalının bu kullanımları nedeniyle sürekli kendilerine başvurduğunu, davalının daha önce de yaptığı bazı başvurulara müvekkili tarafından itiraz edildiğini, örneğin….sayılı “….” ve …. sayılı “eğitimde rehber akademi ….” ibareli başvuruların bu nedenle reddedildiğini, davalının kötü niyetli davranışlarının bununla da sınırlı olmadığını, davalının “……”, “……” gibi markaları da devraldığını, davalının kötü niyetli hareket ettiğini ileri sürerek, YİDK’in …. sayılı kararının iptaline, tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TÜRKPATENT vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin …’da uzun yıllardır eğitim sektöründe dershanecilik yapan saygın bir eğitim kurumu olduğunu, müvekkilinin …. ibareli başvurusu ile davacı adına tescilli “….” ibareli markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının daha yeni devraldığı bir markayı uzun yıllardır kullanıyormuş gibi asılsız bir algı oluşturma çabasının davacının kötü niyetini gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu …sayılı “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkili markası ile davalı başvurusunun aynı sınıfta yer aldıklarını ve aynı tüketiciye hitap ettiklerini, marka işaretleri arasında da benzerlik bulunduğunu, dolayısıyla markalar arasında iltibas tehlikesinin olduğunu, davalının müvekkili markalarının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını ve kötü niyetli hareket ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “….” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira başvuru kapsamındaki 41. sınıf hizmetlerin tüketicilerinin dikkat düzeyleri yüksek bulunduğu gibi karşılaştırmaya esas markaların 3 ve 4 harften oluşan kısa markalar oldukları ve yapılacak küçük değişikliklerin dahi ayırt ediciliği sağlayacağı, somut olayda da markalar arasında anlamsal ve işitsel farklılıkların bulunduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.06.2012 tarih, 2011/3196 Esas, 2012/10158 Karar sayılı ilamında da “…” ibaresi ile “….” ibaresi arasında benzerlik bulunmadığının kabul edildiği, davacı vekilinin diğer itirazlarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip