Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1093 E. 2021/344 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1093
KARAR NO : 2021/344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/04/2019 tarih ve E. – K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili; müvekkilinin 2015/105982 sayılı “…..” ibareli marka başvurusunun, davalı şirketlerin ……,…….sayılı ve “…”, “…” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazı sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bu karara karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez …. sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu markalar arasında benzerlik olmadığı gibi davacının önceki tarihli “…” ibareli markaları nedeniyle 21. sınıf mallar için müktesep hakkı bulunduğunu, buna ilişkin kesinleşmiş yargı kararları bulunduğunu, diğer yandan davalının marka tescillerinin genelde 03 ve 16. sınıflarda tescilli olduğunu, 21. sınıf açısından ise sınırlı sayıda emtiada tescil hakkı bulunduğunu, davacının ise marka tescil ve kullanım açısından 20 ve 21. sınıflarda hak sahipliğinin tartışmasız olduğunu, bu hususun davalı tarafından da bilindiğini zira davalının bir dönem 20 ve 21. sınıfta yer alan bir kısım emtiaların piyasada satışı için … markasının kullanımına ilişkin davacıdan lisans aldığını ancak sonradan oluşan ihtilaflar sebebiyle davacı başvurularına itiraz etmeye başladığını ileri sürerek … YİDK’nın . sayılı kararının iptali ile müvekkili başvurusunun tescil işlemlerinin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi gereğince iltibas tehlikesi bulunduğunu, davacının önceki markalarının müktesep hak teşkil etmeyeceğini, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkiline ait markaların asli unsurunun … olduğunu, davacının ise yıllardır … PLASTİK olarak “plastik mamullerinde” varlık göstermesine rağmen son yıllarda davalının pazar hakimiyetine girmek istediğini, … PLASTİK ibaresinin bir bütün olarak somut olayda davacının işletmesel kökenini gösteren asli unsur olduğunu, davacının kesinleştiğini bildirdiği Mahkeme kararlarının işbu dava bakımından emsal nitelikte olmadığını, davacının müktesep hakkı bulunmadığını dava konusu başvurunun kötüniyetli olduğunu, somut olayda seri markadan bahsedilemeyeceğini, davacı kullanımlarının davalı markalarına yakınlaştığını, davacı tarafından dava dilekçesinde, … markasının kullanımı için kendilerinden lisans alındığının ifade edildiğini oysa aynı tarihte davalının da davacıya plastik ürünlerinde lisans verdiğini, davacının iki taraflı sözleşmenin tek tarafını sunarak … markası üzerinde hak sahipliği iddia etmesinin kötünüyetli olduğunu, dava konusu markaların aynı, emtiaların ise aynı/benzer olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; dava konusu marka başvurusu kapsamında 21. Sınıfta yer alan bir kısım emtia bakımından 556 Sayılı KHK’ nın 8/1-b maddesindeki şartların oluştuğu ancak kesinleşen mahkeme kararları uyarınca davacının önceki tarihli markaları sebebiyle müktesep hakkı bulunduğu, başvuru kapsamında bulunan tüm malların, müktesep hak teşkil eden marka kapsamlarında da bulunduğu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’nın 2018-M-4602 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili; araf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi gereğince iltibas tehlikesi bulunduğunu, davacının önceki markalarının müktesep hak teşkil etmeyeceğini, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili; mahkemece dayanak alınan Yargıtay ilamlarının kesinleşmediğini ve her uyuşmazlıkta dava konusu markaların farklı olduğunu, önceki tarihli markanın , hak sahibine başka markalar ile karışıklığa yol açacak şekilde marka tescil hakkı vermediğini, davacının müktesep hak teşkil ettiğini iddia ettiği 2006/29697 sayılı markasının hükümsüzlüğü için açtıkları davanın derdest olduğunu, davacının dava konusu başvurusunun, önceki markalarından uzaklaşarak müvekkilinin markalarına yaklaştığını, davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin markaları ile benzer şekilde marka başvuruları yaptığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, başvuru konusu işaretin asli unsurunun “…” kelimesi olduğu, yine aynı unsurlu 93/005878, 2006/29697, 2004/38103 sayılı markaların davacı adına tescilli bulunduğu, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin, davacının önceki tarihli markalarının kapsamlarında da aynen yer aldığı, davacının önceki markalarından kaynaklanan müktesep hakkı nedeniyle bu markaların serisi niteliğindeki dava konusu başvuruyu tescil ettirebileceği, YİDK karar tarihinde davacının müktesep hak teşkil eden 2006/29697 sayılı markasının ayakta olduğu ve hükümsüzlüğüne ilişkin bir kararın bulunmadığı, davacının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … vekili ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ile …’ndan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip