Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1081 E. 2021/301 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1081
KARAR NO : 2021/301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2019
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/04/2019 tarih ve 2… E. – ….K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin T/…,……………………… sayılı “………”, “………….. group”, “……”, “………….”, “……….”, “…………”, “…………”, “…………”, “…………”, “……”, “……….” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki …” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, …… kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olduğunu, marka kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında da benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvurunun başında yer alan “…..” kelimelerinin İtalyancada “benim” anlamına geldiğini, dolayısıyla söz konusu markanın esas unsurunun “… ibaresi olduğunu, müvekkil firmanın yaklaşık 40 senedir ayakkabı, çanta, deri ve terlik sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, “…………” markasının da TÜRKPATENT nezdinde tanınmış marka olarak kabulüne ilişkin yazılarının mevcut bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in ..sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacı markaları ile müvekkil markalarının hiçbir şekilde benzer olmadığını, markaların farklı yazı karakteri ve renk unsurlarını içerdiğini, “……..” kelimesinin İtalyanca olduğunu ve Türkçe karşılığının “………..” anlamına geldiğini, bir bütün olarak anlam ifade etmekte olduğunu, davacının iddia ettiği gibi markanın parçalanarak incelenmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenler çerçevesinde müvekkil markası ile davacı markalarından hiç birinin 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı markası ile davacının itirazına gerekçe gösterilen markaların 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi uyarınca benzer olduğu, davacının “…………..” ibaresini içeren markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 bendi anlamında tanınmış bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin uygulanmasının da mümkün olduğu, davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığının ispatlanamadığı, dava konusu 15.01.2018 tarih ve…… sayılı YİDK kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in….. sayılı kararının iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, başvurunun asli unsurunun “………….” ibaresi olmadığını ve vurgunun “…….” ibaresi üzerinde toplandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markalarının benzer olmadıklarını ve aralarında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, müvekkilinin “…….” ibaresinin gerçek hak sahibi olduğunu ve bu ibarenin özgün ve orijinal bir ibare niteliği taşıdığını, davacının tanınmışlık iddiasının somut uyuşmazlığa uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “,,,,,,” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “………….” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.02.2018 tarih, 2016/7003 esas, 2018/833 karar sayılı kararının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip