Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1077 E. 2021/298 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/1077
KARAR NO : 2021/298
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2019
NUMARASI : …

….
….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/05/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…………ve……” asıl unsurlu markaların bulunduğunu, “……” ibaresinin gerçek hak sahibinin de müvekkili olduğunu, davalı gerçek kişinin ise ………. sayılı “…………..” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca kısmen yerinde görüldüğünü ve başvuru kapsamından 19. sınıfta yer alan mallarla, bu malların satışına özgülenmiş 35. sınıftaki perakendecilik hizmetlerinin çıkarıldığını, başvurunun tümden reddi istemiyle bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında gerek görünüş, gerek yazı fontu ve karakteri gerekse de okunuş itibariyle karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalı gerçek kişinin, müvekkilinin markaları ile aynı veya benzer sınıflarda “…………” markasını tescil ettirmek istemesinin, marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığını gösterdiğini, müvekkilinin SMK’nın 6/3 maddesi anlamında eskiye dayalı kullanımının bulunduğunu, yine aynı Kanun’un 6/5 maddesi kapsamında müvekkili markalarının tanınmış olduklarını, öte yandan “….” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının da kılavuz unsurunu oluşturduğunu, tüm bu nedenlerle başvurunun tescil edilmemesi gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in …… sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler ile davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin benzer olmadıklarını, dolayısıyla SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının oluşmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili başvurusunun kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle davacının tescilli markalarının kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin farklı olduklarını, tarafların aynı iş kolunda olmadığını, davacı markalarının tanınmış bulunmadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 17. sınıftaki malların genel anlamda inşaat malzemeleri ve özellikle plastik, sentetik, lastik gibi çeşitli malzemelerden yapılma yalıtım, dolgu, tıkama ve ara bağlantı(hortum, rakor vs) parçalarına ilişkin oldukları, dolayısıyla 19. sınıfta yer alan diğer inşaat malzemeleri ile bu malların birbirleri ile benzer mahiyette bulundukları, taraf marka işaretleri arasında da “…..” ibaresinden kaynaklı benzerlik bulunduğu gibi dava konusu başvurunun, davacı yanın önceki tarihli markalarından “…….” markasını birebir içerdiği, buna göre başvuru kapsamında yer alan 17. sınıftaki “Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler (motor, silindir contaları ve musluklar için contalar hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç).” malları ile bu malların satışına özgü 35.sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler (motor, silindir contaları ve musluklar için contalar hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” yönünden dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin doğabileceği, bunu dışında kalan emtia açısından ise böyle bir ihtimalin mevcut olmayacağı, 6769 sayılı SMK’nın 6/3 ve 6/6 maddeleri koşullarının oluşmadığı, davacının “….” markası ile faaliyet gösterdiği sektörde, sektörel anlamda bir tanınmışlığının bulunduğu ancak bu tanınmışlığın, benzerlik ve iltibas ihtimali doğmayacağı kabul edilen emtiaya sirayet edecek mahiyette olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 18/06/2018 tarih, ……. sayılı kararının, 17. sınıftaki “kauçuk, güteperka, lastik, amyant(asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folvo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yatılım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler(motor, silindir contaları ve musluklar için contalar hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için vadyatör hortumları(yangın hortumları hariç)” malları ile bu malların satışına özgülenmiş 35. sınıftaki “Müşterilerin malları el verişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların kauçuk, güteperka, lastik, amyant(asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folvo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yatılım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler(motor, silindir contaları ve musluklar için contalar hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için vadyatör hortumları(yangın hortumları hariç) mallarının biraraya getirilmesi hizmetleri(belirtilen hizmetler perakende , toptan satış magazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer hizmetler ile sağlanabilir)” yönünden iptaline, sayılan mal ve hizmetler yönünden davaya konu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının oluştuğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sektör bilirkişisinin yer almadığını, bu yöndeki bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların karşılanmadığını, müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu ve bu nedenle dava konusu başvurunun kapsamındaki tüm mal ve hizmetler yönünden reddedilmesinin gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, başvuru kapsamında bırakılan mal ve hizmetlerin, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetlerden farklı olduklarını ve bu nedenle başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında karıştırılma ve ilişkilendirilme olasılığının bulunmadığını, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerle davacının itirazına mesnet markanın kapsamındaki mal ve hizmetlerin tamamen farklı olduklarını, hükme esas bilirkişi raporunu hazırlayan bilirkişi heyetinde sektörden bir bilirkişinin yer almadığını, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde “…..”ve “….” ibarelerini taşıyan çok sayıda markanın tescilli olduğunu ve bu durumun anılan ibarelerin ayırt edici niteliğini azalttığı gibi iltibas ihtimalini de ortadan kaldırdığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “….. ……” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “….” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan ve yukarıda sayılan 17. sınıftaki mallarla bu malların satışına özgülenmiş 35. sınıftaki perakendecilik hizmetleri yönünden 6769 sayılı Kanun’un 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen kullanıldığı ve başvuruda farklı olarak yer verilen “…..” ile “….” ibarelerinin başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadıkları, öte yandan davacı markalarının kapsamlarında yer alan 6. ve 19. sınıftaki mallarla, dava konusu başvuru kapsamında yer alıp yukarıda sayılan 17. sınıftaki mallar ve bu malların satışına özgü 35. sınıf perakendecilik hizmetleri arasında da benzerlik bulunduğu, çünkü bu malların genel olarak inşaat sektöründe kullanılan, birbirlerini ikame eden ve aynı yerlerde satışa sunulan mallar oldukları, yukarıda belirtilen mal ve hizmetler dışında başvuru kapsamında kalan mal ve hizmetler yönünden ise emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının somut olayda bulunmadığı gibi bu mal ve hizmetler yönünden aynı Kanun’un 6/5. maddesinde düzenlenen hallerin ortaya çıkacağının da ispat edilemediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, taraf vekillerinin dosyada mevcut bilirkişi heyetinde sektörden bir bilirkişinin bulunmadığına ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 44,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip