Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2019/1075 E. 2021/296 K. 05.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/02/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin “….” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin ise….” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın önce Markalar Dairesi Başkanlığınca, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, başvuruda yer alan … ibaresinin Türkçe’de “…. anlamına gelen ayırt ediciliği bulunmayan bir kelime olduğunu, anılan ibarenin markadaki yazılış şekli ve konumlandırılması nedeniyle yaratılan harf ve renk karmaşası dolayısıyla markadaki ön plana çıkan tek unsurun …. ibaresi bulunduğunu, dava konusu markanın bu nedenle müvekkili markasından tek harf farkı içerdiğini, müvekkilinin ….” markalarının tanınmış olduğunu, dava konusu markanın, müvekkilinin tanınmış seri markasının bir parçası olarak algılanacağını, müvekkili markasının yaklaşık 125 ülkede koruma altında olduğunu, davalının kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in…. sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu …sayılı … şeklindeki marka ile davacı yanın önceki tarihli markaları arasında 29. ve 30. sınıf mallar yönünden emtia benzerliğinin mevcut olduğu, 03. sınıf emtia açısından ise emtia benzerliğinin bulunmadığı, benzer görülen emtia açısından işaretler karşılaştırıldığında ise dava konusu marka ile davacı yan markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b bendi açısından bir ayniyet bulunmadığı gibi 8/1-b bendi yönünden de iltibasa neden olabilecek düzeyde bir benzerliğin olmadığı, aynı KHK’nın 8/4 maddesi şartlarının somut olay açısından oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında ayniyet düzeyinde benzerlik bulunduğunu, zira davalı markasının asli unsurunun …” ibaresi olduğunu, müvekkili markalarının asli unsurunun ise “…. ibaresinden oluştuğunu, taraf markalarının kapsamlarındaki ürünlerin de günlük tüketime konu, ucuz denilebilecek türden ürünler olduklarını, dolayısıyla tüketicilerin bilinçli olduklarının söylenemeyeceğini, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde markalar arasında iltibasın kaçınılmaz bulunduğunu, ayrıca 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının da somut olayda gerçekleştiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre….ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet …. asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının da somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 05/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip