Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2018/2037 E. 2022/1467 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C…. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2018/2037
KARAR NO : 2022/1467
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :… 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2018
NUMARASI : 2015/97 E. – 2018/60 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : FSEK’na Dayalı Maddi ve Manevi Tazminat, Tecavüzün Men’i

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/03/2018 tarih ve 2015/97 E. – 2018/60 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı …’in yazarı olduğu ve diğer davalı tarafından yayımlanan “…” adlı yayının, müvekkilinin “…” isimli kitabından büyük ölçüde haksız, izinsiz iktibaslar ve alıntılar yapılarak oluşturulduğunu, davalı …’in bu eylemi nedeniyle Ankara 1. Fikri ve Sinai Haklar Ceza Mahkemesinin 2014/120 Esasında görülen ceza davası neticesinde FSEK 71/1. maddesi kapsamında cezalandırıldığını ileri sürerek, internet yönünden yapılan yayının durdurulmasını, kitap yönünden ise muhtemel tecavüzün önlenmesini, müvekkiline ait eserin davalılar tarafından basılı kitap olarak çoğaltılması ve yayılması sebebiyle FSEK 68. maddesi gereği 3 kat olarak şimdilik 1.000 TL.’nin, yine kitabın internet ortamında pdf şeklinde çoğaltılıp yayılması sebebiyle de FSEK 68. maddesi gereği 3 kat olarak şimdilik 1.000 TL.’nin, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, yine eserin basılı nüsha olarak çoğaltım ve yayımı sebebiyle 4.000 TL. manevi tazminatın Aralık 2011 tarihinden itibaren, eserin pdf olarak internet ortamındaki nüshasının çoğaltım ve yayımı sebebiyle 4.000 TL. manevi tazminatın 18/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12/12/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle telif tazminatı talebini 18.720-TL.’na, eserin pdf olarak internet oratamındaki çoğaltım ve yayım sebebiyle talep ettiği tazminat miktarını 4.680-TL.’na yükseltmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kitabını yazarı davalı … ile 07.12.2011 tarihinde yapılan sözleşmenin 4.1 maddesinde, adı geçenin idareye teslim ettiği yazının özgün olduğunu taahhüt ve beyan ettiğini, ayrıca aynı sözleşmenin 4.2 maddesinde yazarın kitap üzerindeki suç isnatlarından ve üçüncü kişilerin hak taleplerinden doğacak bütün sorumlulukları kabul edeceğinin bildirildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin yazarla birlikte sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu kitabın internet yayının durdurulduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, dava konusu kitapta davacının eserinden alıntıların yapıldığını doğrulayıp, bu alıntıların kaynak gösterilerek yapıldığını, intihal olmadığını, davacının rekabet yüzünden dava açtığını, müvekkili hakkında verilen hükmün kesin olmadığını, HAGB kararı verildiğinden bu dava için delil teşkil etmeyeceğini, TBB’nin kendi bastığı yayını müvekkiline haber vermeden kendi sitesinde yayınladığını, müvekkilinin eserinin bilimsel bir eser olup, TBB’de verdiği derslerde okutulması için yazıldığını, ticari amaçlı olmadığını, para kazanmadığını, FSEK’e göre kaynak gösterilmek şartı ile eğitim ve öğretim amaçlı alıntı yapılmasının serbest olduğunu, müvekkiline ait kitabın ücretsiz dağıtıldığı için ücretli gibi tazminat hesabının yapılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı … hakkında yapılan yargılama neticesinde 11/12/2014 tarihli karar ile fiilinin 5728 sayılı Yasa ile değişik 5846 sayılı Yasa’nın 71/1. maddesinin 3. bendine uygunluğunun kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, davalılardan …’in yazarı olduğu kitabın çeşitli sayfalarında yer verilen bir kısım fikir ve görüşler ile belli bölümlerin blok halinde kopyalama yapılması neticesinde, davacının kitabından doğrudan doğruya alıntılar yapıldığı ve bu alıntılar hususunda davacının kitabına usulüne uygun herhangi bir atıfta bulunulmadığı gibi, alıntılanmaya maruz bölümler bir bütün olarak düşünüldüğünde, atıf yapılmış olsaydı dahi bu alıntılamaların usulsüz ve maksadın haklı gösterebileceği oranda olmadığı, bu oranın yaklaşık olarak %26 olarak değerlendirildiği, tarafların kitaplarının “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, davaya konu fiil ile davacı tarafın FSEK 14 ve 15. maddelerinden kaynaklanan manevi haklarından “umuma arz salahiyeti” ve “adın belirtilmesi salahiyeti” ile FSEK 22, 23 ve 25. maddelerinden kaynaklanan mali haklarından “çoğaltma”, “yayma” ve “işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim” haklarının ihlal edildiği, davaya konu davalı …’e ait olan “…” adlı eserin fiziki olarak 2011 yılı Aralık ayında 4.000 adet çoğaltıldığı ve 2012 yılı itibariyle yayıldığı, söz konusu eserin nüshalarının davalı kurumca ücretsiz olarak yayılmış ise de piyasada muadili nitelikte olan kitapların fiyatlarının ortalama 40,00 TL olduğu, dava konu kitabın % 26’lık bölümünün davacıya ait eserden alıntılandığına göre, davacının 5.760 TL toplam telif ücreti talep edebileceği, 1.000 kez indirilmiş olabileceği değerlendirilen ve davacı tarafın birim başına talep edebileceği telif ücreti olan 1,44 TL’den dikkate alındığında, 1.000 x 1,44 = 1.440 TL olacağı, FSEK 68. maddesi hükmü kapsamında, davacı tarafın talep edebileceği üç kat telif tazminatının ise (5.760 x 3 = 17.280 TL ve 1.440 x 3 : 4.320 TL olmak üzere) toplam 21.600 TL olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile basılı nüsha olarak çoğaltılması ve yayınlanması nedeniyle 5846 sayılı Yasa’nın 68. maddesi gereğince toplam 17.280,00 TL telif tazminatının 30/12/2011 tarihinden itibaren değişir oranlarda avans faizi ile birlikte ve yine internet ortamında yapılan yayını nedeniyle 5846 sayılı Yasa’nın 68. maddesi gereğince toplam 4.320,00 TL.’nin 18/12/2012 tarihinden itibaren değişir oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsine tahsili ile davacıya verilmesine, FSEK.’in 70. maddesi kapsamında manevi hak ihlali nedeniyle toplam (her bir yayın nedeniyle) 4.000 TL manevi tazminatın 2.000 TL.’nin 30/12/2011, 2.000 TL.’nin de 18/12/2012 tarihinden itibaren değişir oranlarda yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, muhtemel tecavüzün menine, internetteki yayına son verildiğinden yayın durdurma talebiyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı … ile müvekkili arasında 07.12.2011 tarihinde yapılan sözleşmenin 4.1 maddesinde, adı geçenin idareye teslim ettiği yazının özgün olduğunu taahhüt ve beyan ettiğini, ayrıca aynı sözleşmenin 4.2 maddesinde yazarın kitap üzerindeki suç isnatlarından ve üçüncü kişilerin hak taleplerinden doğacak bütün sorumlulukları kabul edeceğinin bildirildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin yazarla birlikte sorumluluğunun bulunmadığını, konu ile ilgili bilgi edinilmesinin ardından dava konusu kitabın internet yayının durdurulduğunu, mahkemece reddedilen manevi tazminat talebi yönünden müvekkili yararına vekalet ücreti takdir edilmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilince yapılan alıntıların tümünün Yargıtay kararlarına ilişkin olup, bu kararların da davacının eseri olmadığından davacının herhangi bir telif hakkının doğmadığını, 5846 sayılı FSEK.’nin 31. maddesi uyarınca yüksek mahkeme kararlarının herkesin kullanımına açık olduğunu, davacının da FETÖ mensubu olması nedeniyle ihraç edilmeden önce, Yargıtay tetkik hakimi ve Yargıtay üyesi olduğu dönemde kolaylıkla ulaşabildiği bu kararlardan yararlanarak bir kitap meydana getirdiğini, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 305 sayfa üzerinden oranlama yapılıp %26 intihal oranına ulaşılmışken, mahkemece kitabın tamamı üzerinden oranlama yapılması istendiğinde 427 sayfa üzerinden yine %26 oranına ulaşıldığını, bu durumun dahi fahiş hesap hatasını gösterdiğini, sundukları uzman görüşü ile bilirkişi raporu arasında da mutlak çelişkinin bulunduğunu, zira uzman görüşünde intihal oranının %0,7 bulunduğunu, bu çelişkinin giderilmesinin gerektiğini, bilirkişi raporunun taraflı olarak kaleme alındığını, hiçbir gerekçe içermeden basılı kitap fiyatı ile elektronik kitap fiyatının aynı kabul edildiğini, telif oranının %15 olduğu gibi fahiş bir tespite ulaşıldığını, kitabın fiyatının neye göre 40 TL olarak belirlendiğinin açıklanmadığını, internet sitesinde kitabın 1.000 kez görüntülendiği sonucuna nasıl ulaşıldığının belirsiz olduğunu, oysa diğer davalıdan bir yazı ile sorulmuş olsa bu rakamın net bir şekilde tespit edilebileceğini, kitabın bir kez bile internetten indirildiğinin ispat edilemediğini, bilirkişilerin bildirdiğinin aksine müvekkilince özetlenerek kitaba alınan kararların toplam sayısının 141 değil 40 adet, toplam sayfa sayısının 125 değil 29 ayrı sayfada 14 tam sayfa olduğunu, örneğin bazı kararlara 17 kez, bazı kararlara 19 kez yer verildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK’na dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili ve tecavüzün men’i istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılarca gerek internet ortamında gerekse basılı olarak yayımlanan “…” isimli kitap dolayısıyla, davacının “…” isimli eserinden kaynaklanan mali ve manevi haklarının ihlal edilip edilmediği, ihlal edilmiş ise tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 11.12.2014 tarih ve 2014/120 E.- 2014/214 K. sayılı dosyasında davacının katılan, davalı …’in sanık, suçun 5846 sayılı Yasaya muhalefet olduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanığın eserinde, katılana ait eserden izin almaksızın ve kaynak göstermeksizin 5846 sayılı Yasanın 35/2. maddesine aykırı şekilde iktibasta bulunduğu gibi iktibas serbestisi sınırlarını da aştığı, bu suretle sanığın üzerine yüklenen suçu işlediği anlaşıldığından, 5728 sayılı Yasa ile değişik 5846 sayılı Yasanın 71/1. maddesinin 3. bendine uygunluğu kabul edilerek cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 19.12.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda özet kısmında açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, Dairemizce dosyada bulunan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli görülmediğinden, özellikle davalı … vekilinin %26 olarak tespit edilen iktibas oranı konusundaki itirazları ile sunulan uzman görüşüne dayalı itirazları olmak üzere, davalıların bilirkişi raporuna vaki itirazları karşılanmadığından, incelemenin duruşmalı olarak yapılmasına karar verilmiş ve yeni oluşturulan bilirkişi heyetleri aracılığıyla inceleme yaptırılmıştır.
FSEK’in 1/B maddesinde eser, “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır. FSEK md. 1/B-(b) ve md. 8/I gereğince eser sahibi, “eseri meydana getiren kişi”dir. Bu kapsamda davacı …’un yazarı olduğu “…” adlı yayın ile yazarı davalı … olan “…” adlı yayının 5846 sayılı Kanunda tanımlanan eser kategorilerinden “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu açıktır.
Telif hakları eser sahibinin yarattığı fikri ürünlerin tamamı için tek bir koruma sağlamayıp, koruma her bir eser temelinde ayrı ayrı gerçekleştiğinden (eser bağlamında koruma ilkesi); eser sahipliğinin tespiti, intihal, yolsuz iktibas vb. uyuşmazlıklarda hususiyetin varlığı, her eser için ayrı ayrı ve eserin dahil olduğu kategoride uzman bilirkişilerin görüşü alınarak belirlenmelidir (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu, Levent Yavuz-Türkay Alıca-Fethi Merdivan, 2. baskı, cilt-1, Sayfa: 67).
İktibas niteliği taşımamakla birlikte, bir eserden esinlenmek suretiyle yeni bir eser meydana getirilmesi intihal olarak nitelendirilemez. Herkes daha önce meydana getirilen eserlerden yararlanabilir. İktibasta bulunabilir ya da esinlenebilir (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu, Levent Yavuz-Türkay Alıca-Fethi Merdivan, 2. Baskı, cilt-1 Sayfa: 72). Esinlenme, bir eserin oluşturulmasında, kendisinden önceki eserlerde ortaya konulan düşüncelerden yararlanılması, bu düşüncelerden hareketle yeni eserin biçimlendirilmesidir.
FSEK.31 ila 37. maddeleri arasında eser sahibinin haklarına kamu yararı düşüncesi ile sınırlamalar getirilmiştir. Yasanın 31. maddesinde, mevzuat ve yargı kararlarından herkesin serbestçe yararlanması ilkesi benimsenmiştir. Serbest yararlanma kararın özgün metnine ilişkindir. Kararın özetlenmesi, başka dile çevrilmesi, açıklanması (şerh edilmesi) nedeniyle işlenmesi halinde ise meydana gelen bu yeni işleme eser, serbest yararlanma kapsamında değildir.
Anılan Yasa’nın 35.maddesi genel iktibas serbestisini düzenler. İktibas serbestisi hukuk düzeni tarafından üçüncü kişilere tanınmış mutlak bir yetki olup, eser sahibi tarafından sınırlandırılması, bir takım koşullara tabi kılınması mümkün değildir. Herkes daha önce alenileşmiş eserlerden, eser sahiplerinin iznine ihtiyaç duyulmadan, yeni bir eserin oluşturulması için gerekli alıntıları yapmak olanağını elde eder. Ancak, bilimsel bir eserden diğer bir bilimsel esere yapılan iktibasta, iktibasın belli olacak şekilde ve alıntının yapıldığı önceki eserdeki yerinin nasıl belirtileceğine dair yasada bir usul belirlenmiş değildir. Şu halde okuyucunun alıntıyı, alıntı yapılan eser ve eser sahibini, önceki eserden alıntının yapıldığı bölümü istediğinde bulabilecek şekilde anlaması, yasal koşulların yerine getirildiğinin kabulü için yeterlidir. Ancak uygulamada sonraki eserin bilimsel düzeyi, türü, yazarın tercihine göre değişik atıf yöntemlerinin kullanıldığı gözlenmektedir. Bunlardan en sık rastlanan yöntem, aynen yapılan iktibasta, yeni eserde alıntı metninin tırnak içinde, daha belirgin, italik yazılması veya dip not ya da son not olarak alıntının yapıldığı yazarın ve eserin adı, baskı sayısı ve yılı, alıntının bulunduğu sayfa numarasının belirtilmesi şeklindedir. Mealen yapılan iktibasta ise, metin içinde anlam itibariyle ilgili bölümün alıntı olduğunu açıklayan bir ifade ile birlikte, dip not ya da son not olarak atfın yapılması metodu yaygın olarak kullanılmaktadır. Mealen yapılan iktibasta dikkat edilmesi gerekin en önemli konu, iktibasın aslına göre anlam itibariyle farklılaştırılmadan ve yanlış anlaşılmaya neden olabilecek şekilde eksik aktarılmamasıdır. Aksi halde yetersiz veya yanlış atıf ya da usule aykırı iktibas ortaya çıkabilir (Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu, Levent Yavuz-Türkay Alıca-Fethi Merdivan, 2. Baskı, Cilt-1 Sayfa: 1270-1271).
5846 sayılı FSEK uyarınca eser sahibinin, umuma arz hakkı (FSEK m.14), adın belirtilmesi hakkı (FSEK m.15), eserin bütünlüğünü koruma hakkı (FSEK m.16), esere ulaşma hakkı (FSEK m.17) gibi manevi hakları, işleme hakkı (FSEK m.21), çoğaltma hakkı (FSEK m.22), yayma hakkı (FSEK m.23), temsil hakkı (FSEK m.24), umuma iletim hakkı (FSEK m.25) gibi mali hakları bulunmaktadır. Eser sahibinin hakları, eserin bütününe ve parçalarına şamildir. (FSEK.13.m).
Bu açıklamalardan sonra somut uyuşmazlığa dönüldüğünde, davalılarca yayımlanan kitapta, davacının eserinden intihal veya usulsüz iktibas yapıldığı ileri sürülen kısımların, temelde üç konuda toplandığı anlaşılmaktadır.
Bunlardan ilki Yargıtay kararlarının alınmasının intihal veya usulsüz iktibas oluşturup oluşturmadığı konusudur. Yargıtay ve diğer adli veya idari yargı kararları, pozitif hukukun kaynakları arasında yer alır. İçtihadi ve emsal nitelikleri nedeniyle toplumsal hayatta bilinmeleri gereken bir özellik taşırlar. Bu nedenle kural olarak tüm toplumun malı niteliğinde olan kaynaklardır. Her ne kadar serbest yararlanma kararın özgün metnine ilişkin olup, kararın özetlenmesi serbest yararlanma kapsamında değil ise de, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi davacının kitabından alınan ve davacı tarafından özetlenen her bir Yargıtay kararı için davacının kitabına ayrı ayrı atıf yapılmış olması, intihal veya usulsüz iktibas olarak değerlendirilemez. Dolayısıyla Dairemizce de davalılarca davacının kitabından Yargıtay kararlarının alınması fiili, intihal veya usulsüz iktibas olarak değerlendirilmemiş, bu konuda Dairemizce alınan ve kendisinden önceki tarihli tüm bilirkişi raporlarını ve uzman görüşünü değerlendiren 26.11.2021 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Yargıtayın benzer konudaki emsal uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 11. H.D.’nin 02.03.2020 tarih ve 2019/4047 E.- 2020/2182 K.).
İkinci olarak davacının kitabında yer alan kanunlar sıralamasına, davalının kitabında da yer verilmesinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının kitabında bir tarihsel sıra halinde konuyla ilgili kanunlaşma aşamaları özetlenmiş, davalının kitabında da benzer bir sıralamaya gidilmiştir. Ancak davalının kitabındaki bu bölümde, davacının kitabından aynen bir aktarma olmamış, davacının kitabı ile aralarında kısmi farklılıklar yer almıştır. Ayrıca kanuni düzenlemeler yönünden tarihsel sıralama yapılmış olması durumunda, benzer bir görünümün oluşmasının tabii bulunduğu da nazara alındığında, Dairemizce 26.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bu yönden de davacının fikri hakkının ihlal edilmediği kabul edilmiştir.
Üçüncü olarak da davalının kitabında yer alan bazı kişisel düşüncelerin, paragraf halinde, kaynak da gösterilmeden, davacının eserinden alındığı görülmektedir. Dosyada bulunan tüm bilirkişi raporlarında da yer aldığı üzere, davacının eserindeki bazı bölümlerin, kelimelerde ve anlatımlarda bir takım yer değiştirmeler yapılmak suretiyle aynen aktarılmış olmasının intihal teşkil edeceği açıktır. Bu bölümlerin tarafların kitaplarındaki yerleri, gerek ceza yargılaması sırasında alınan ve… tarafından düzenlenen 30.06.2014 tarihli raporda, gerekse ilk derece mahkemesince ve Dairemizce yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında belirtilmiş, Dairemizce alınan 28.03.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda da bu kısımların intihal oranının %3 olduğu açıklanmıştır.
Bu durumda davacıya ait ilim ve edebiyat eseri niteliğindeki kitabın belli bölümlerinin usulsüz bir şekilde, davaya konu yazarı davalılardan … olan esere aktarılmasının, bu haliyle adı geçen davalı yazar ile yapılan sözleşme çerçevesinde diğer davalı … Birliğince fiziki olarak 2011 yılı Aralık ayında 4.000 adet çoğaltılarak 2012 yılı itibariyle ücretsiz yayılmasının, ayrıca davalı … Birliğinin internet sayfasında 18.12.2012-10.03.2015 tarihleri arasında yaklaşık 2 yıl 3 ay gibi bir süreyle elektronik olarak erişime açılmak suretiyle umuma arz edilmesinin, davacı tarafın FSEK 14 ve 15. maddelerinden kaynaklanan manevi haklarından “umuma arz salahiyeti” ve “adın belirtilmesi salahiyeti” ile FSEK 22, 23 ve 25. maddelerinden kaynaklanan mali haklarından “çoğaltma”, “yayma” ve “İşaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim” haklarının ihlali olduğu kabul edilmiştir.
Gerek ilk derece mahkemesince alınan 10.06.2016 tarihli ve gerekse Dairemizce alınan 26.11.2021 tarihli ve içlerinde yayıncılık sektöründen uzmanların bulunduğu kök ve ek bilirkişi heyet raporlarında, Türkiye’de yayıncılık piyasasında genel kabul gören telif oranının, eserin birim satış fiyatının %15’i olduğu, davaya konu yazarı davalı … olan “…” adlı eser ile piyasada muadil nitelikte olan kitabın fiyatının ortalama 40,00 TL olacağı belirtilmiştir. Her ne kadar Dairemizce alınan 26.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda, online indirme miktarı bilinemediğinden, bu konuda varsayıma dayalı bir değerlendirme yapılamayacağı belirtilmiş ise de, gerek ilk derece mahkemesince alınan 10.06.2016 tarihli ve gerekse Dairemizce alınan 12.07.2021 tarihli bilirkişi raporlarında, davalı sitesinin popülerliği, erişime açık bırakılan süre aralığı, eserin niteliği dikkate alındığında, dava konusu eserin ortalama 1.000 kez indirilmiş olabileceği bildirildiğinden ve bu sayı Dairemize intikal eden ve Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşen emsal uyuşmazlıklara uygun bulunduğundan, 26.11.2021 tarihli bilirkişi raporundaki aksi görüşe itibar edilmemiştir.
Buna göre KDV hariç değer üzerinden davacının talep edebileceği telif tazminatının hesabı:
40,00 TL kapak fiyatındaki kitabın % 8 KDV’siz fiyatı 36,80 TL’dir.
36,80 x 0,03 (intihal oranı) = 1,104 TL
1,104 x 0,15 = 0,1656 TL (birim eser nüshası başına davacının talep edebileceği telif ücreti)
4.000 x 0,1656 = 662,4 TL (davacının davalılarca fiilen basılıp yayımlanan kitap dolayısıyla talep edebileceği toplam telif ücreti)
Davalılarca internet ortamında yayımlanan kitabın 1.000 (bin) kez indirilmiş olabileceği değerlendirildiğinden, davacı tarafın bu nedenle talep edebileceği telif ücreti 1.000 x 0,1656 = 165,6 TL olacaktır.
FSEK md 68 hükmü kapsamında davacı tarafın talep edebileceği üç kat telif tazminatı tutarları ise 662,4 x 3 = 1.987,2 TL ve 165,6 x 3 = 496,8 TL’dir.
Davacının ihlal edilen manevi hakları nedeniyle hükmedilecek tazminatın miktarının, eser sahibinin bilimsel kişiliği ve üretkenlik kapasitesi gibi sübjektif unsurlarla, ihlal edilen hakkın biçimi, hakkın ihlal edildiği eserin ulaştığı kitle sayısı, ihlal ile elde edilen faydanın niteliği, miktarı ve benzeri nitelikte olan objektif unsurlar dikkate alınarak belirlenmesi gerekeceğinden, hükmedilecek miktarın da tarafların mali ve sosyal durumları ile uyumlu olması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince ihlalin boyutu da göz önüne alınmak suretiyle manevi hak ihlali ile ilgili olarak hem basılı hem de internet ortamında yayımlanan kitaplar için ayrı ayrı takdir edilen 2.000,00 TL manevi tazminat miktarı, Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Her ne kadar davalı tarafça dava konusu kitabın eğitim amacıyla 4.000 adet basıldığı ve ücretsiz dağıtıldığı sabit ise de bu konudaki farazi bir baskı adedinin belirlenemeyeceğine ilişkin Dairemizce alınan 08.11.2022 havale tarihli bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmiş, davacı yararına hükmedilen tazminat tutarlarının, olay tarihindeki tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında makul olduğu da gözetilerek, ilave bir indirime gidilmemiştir.
FSEK 69. maddesine göre mali veya manevi haklarında tecavüz tehlikesine maruz kalan eser sahibi muhtemel tecavüzün önlenmesini dava edebilir. Vaki olan tecavüzün devam veya tekrarı muhtemel görülen hallerde de aynı hüküm caridir. Bu kapsamda talep doğrultusunda muhtemel tecavüzün men’ine de karar vermek gerekmiştir.
Ancak, davacı 5846 sayılı FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat istemiş ve mahkemece anılan düzenleme uyarınca tazminata hükmedilmiş olduğuna göre, taraflar arasında artık sözleşmesel bir ilişkinin kurulduğunun kabulü gerekir. O halde eser mevcutlarının toplatılmasında ve hükmün ilan edilmesinde davacının bir menfaati veya haklı bir sebebi bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, hüküm özetinin ilanına ilişkin istemlerin reddine karar verilmesi gerekir. Yargıtayın emsal nitelikteki uygulanması da bu yöndedir (Yargıtay 11. H.D.’nin 07.03.2018 tarih ve 2016/8453 E.- 2018/1740 K. sayılı ilamı).

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 20/03/2018 gün ve 2015/97 Esas- 2018/60 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile davacının yazarı olduğu dava konusu kitabın davalılarca basılı nüsha olarak çoğaltılması ve yayımlanması nedeniyle 5846 sayılı FSEK’nın 68. maddesi uyarınca toplam 1.987,20 TL telif tazminatının 30/12/2011 tarihinden itibaren değişir oranlarda avans, 5846 sayılı FSEK’in 70. maddesi uyarınca 2.000,00 TL manevi tazminatın 30/12/2011 tarihinden itibaren değişir oranlarda yasal faiziyle birlikte, yine davacının yazarı olduğu dava konusu kitabın davalılarca internet ortamında e-kitap olarak yayını nedeniyle 5846 sayılı FSEK’nın 68. maddesi uyarınca toplam 496,80 TL telif tazminatının 18/12/2012 tarihinden itibaren değişir oranlarda avans, 5846 sayılı FSEK’in 70. maddesi uyarınca 2.000,00 TL manevi tazminatın 18/12/2012 tarihinden itibaren değişir oranlarda yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Muhtemel tecavüzün MEN’İNE
4-İnternetteki yayına son verildiğinden yayın durdurma ile ilgili talepler hakkında bir karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Fazlaya ilişkin telif tazminatı, manevi tazminat ve ilan taleplerinin REDDİNE,
6-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 1.748,73-TL karar harcından peşin alınan 153,70-TL ve ıslah ile alınan 370-TL olmak üzere toplam 523,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.225,03-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre kabul edilen telif tazminat talebi yönünden belirlenen 2.484,00.TL ve kabul edilen manevi tazminat yönünden belirlenen 4.000,00 TL olmak üzere toplam 6.484,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen telif ve maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre hesaplanan 2.484,00-TL, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 4.000,00 TL olmak üzere toplam 6.484,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 468,50-TL tebligat ve posta masrafı, 1.500,00-TL bilirkişi ücreti ile istinaf aşamasında yapılan 106,50-TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 2.075,00-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 575,00-TL’ye 153,70-TL peşin harç, 370-TL ıslah narcı ve 27,70-TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 1.126,40-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 482,50-TL tebligat ve posta masrafı, 16.500,00-TL bilirkişi ücreti ile 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 17.080,60-TL yargılama giderinin, davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 12.347,66-TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
11-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
12-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
13-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak ayrı ayrı yatırılan 437,19-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
14-Davacı kendisini istinaf aşamasında vekille temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesaplanan 11.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
15-Davalılar kendilerini istinaf aşamasında vekille temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesaplanan 11.000,00’er TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
16-İİK.’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf kararının neden ve şekline göre, davalı … … icranın geri bırakılması için alınan 66.392,14 TL. tutarındaki teminat mektubunun GERİ VERİLMEMESİNE,
Dair, duruşmaya katılan davacı vekili, davalılar vekillerinin yüzlerine karşı, yapılan açık yargılama sonucunda 23/11/2022 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip