Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2018/1308 E. 2021/624 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2018/1308
KARAR NO : 2021/624
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2017
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/10/2017 tarih ve ……/…… E. – ……/……. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava konusu davalının başvurusu olan “… …” markasının yayınına itiraz ettiklerini, ancak itirazın reddedildiğini, oysa markaların benzer olduğunu, faaliyet alanlarının aynı olduğunu, emsal yargı kararları bulunduğunu, müvekkilinin 2006’dan beri … markasının serilerini tescil ettirdiğini, topluluk markası olarak da tescilli olduğunu ileri sürerek dava konusu …..-M-…… sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin, 21.03.2013’te markaları devraldığını, davacının devri de kötü niyetle yaptığını, müvekkili markalarından haberdar olduğu halde davacının benzer başvurular yaptığını, müvekkilin öncelik hakkı bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının 29 ve 30. Sınıftaki ……./…….. sayılı “şekil+… …” ibareli başvuru markasıyla davacının …../…… sayılı 35 ve 43. Sınıfta tescilli “… …” ibareli markası arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davacının bu markasının 35. Sınıfında yer alan malların satış hizmetlerinin davalının başvuru markası kapsamında da mal olarak çoğunluk olarak aynen yer aldığı, davacının markasının kapsamında olmayıp da davalı markasında yer alan “salçalar”, “yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. ” mallarının ise davacı markasının kapsamındaki mallarla ilişkili ve bağlantılı olduğu, aynı raflarda satışa sunulacağı, bu nedenle bu mallar yönünden de benzerlik oluştuğu, davalı markasında yer alan “… …” ibaresinin davacının markasındaki “… …” ibaresi ile aynı anlama gelebilecek şekilde iltibas oluştuğu, … içme kültürünün … olarak da algılanabileceği, bu nedenlerle işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım süresi içinde, davalının “şekil+… …” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının ,,,,,/,,,,,,, sayılı “… …” ibare ve biçimli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, iki marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne …………sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporunda taraf marka işaretleri arasında karıştırılma olasılığına neden olacak benzerlik bulunmadığının belirlendiğini, davalının haksız olduğunun bilirkişiler tarafından tespit edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, ortada bir devir sözleşmesi varken, müvekile ait tescil edilmiş bir markanın iptali için dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin haklılığının 2 ayrı dosya ile de tespit edildiğini, “…” esas unsurlu marka üzerinde müvekkili şirketin öncelik hakkına sahip olduğunu, verilen kararın hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK.’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalı … ,,,, AŞ’nin ,,,,,,,,,,/,,,,,,,,,,,,,, başvuru sayılı “şekil+… …” ibareli marka başvurusuna yönelik olarak davacı tarafın YİDK kararında geçen mesnet markalarına dayalı olarak 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas-benzerlik bulunduğu yönünde itiraz ettiği, itiraz hakkında verilen dava konusu ,,,,,,,,,-M-,,,,,,,,, sayılı YİDK kararı ile davacının itirazının reddine karar verildiği, dosya kapsamındaki uyuşmazlığın tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas olup olmadığı, davacının itirazına mesnet markalarının davalının marka başvurusuna engel oluşturup oluşturmayacağı noktasında olduğu, davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde açtığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda taraf markaları arasında aynı / aynı tür / benzer mallar bulunmasına karşın, taraf marka işaretleri arasında karıştırılma olasılığına neden olacak benzerlik bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8(4) maddesindeki risklerin ispat edilemediği, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu ifade edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, bilirkişi raporundan farklı görüş ile yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce, dosyada bulunan bilirkişi raporunun hüküm kurulması için yeterli bulunmaması nedeni ile duruşma açılmasına karar verilmiş, bu kapsamda davalının başvurusuna konu ibare ile davacının mesnet markalarının kapsamlarının karşılaştırılması için bilirkişi raporu alınmıştır.
Dairemizce alınan 30/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda, Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarında marka başvuru sahibinin … AŞ olduğu, davacının itirazına mesnet markalarının bir kısmını … AŞ’ye devrettiği, dava konusu başvuru kapsamı ile davacı tarafın itirazına mesnet markalarının kapsamlarının aynı aynı tür ve benzer bulunduğu, taraf markalarının anlamsal ve fonetik olarak benzer bulunduğu, görsel farklılık sağlayacak unsurların bulunmadığı, davacı ve davalı taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi bulunduğu, dava konusu YİDK kararının yerinde olmadığı ifade edilmiştir.
Bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere gerek davalının başvuru sahibi olup olmadığı, gerekse de itiraza mesnet markaların sahiplik bilgilerinin belirlenmesi için Türk Patent ve Marka Kurumuna yazı yazılmış, gelen kayıtlara göre, dava konusu başvurunun ilk derece mahkemesi kararından sonra, davalı tarafça … AŞ’ye, itiraza mesnet bir kısım markanın da davacı tarafça … AŞ’ye devredildiği anlaşılmıştır.
HMK’nın 125/2. maddesine göre, davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilmesi halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve dava kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlenmiş olup, davacı Yamaç AŞ’nin itirazına mesnet gösterdiği bir kısım markayı … AŞ’ye devretmiş olması nedeni ile bu madde uyarınca yargılama sırasında dava konusu itiraza mesnet markalardan bir kısmını devir alan … AŞ şirketine tebligat yapılmış olup, bu şirket tarafından dava davacı sıfatı ile davaya HMK’nın 125/2. maddesi uyarınca devam edilmiştir.
HMK’nın 125/1. maddesine göre de, davanın açılmasından sonra, davalı tarafın, dava konusunu üçüncü bir kişiye devretmesi halinde davacının, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam edebileceği düzenlenmiş olup, davacılar vekilince HMK’nın 125/1. maddesindeki seçimlik haklardan ilk olan kullanılmış ve her iki davacı vekili de davayı dava konusu marka başvurusunu devir alan … AŞ’ye yöneltmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Burada öncelikle iltibas (Karıştırılma) kavramı açıklanmalıdır. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalının 29 ve 30. Sınıftaki ,,,,,,/,,,,,,,,,, sayılı “şekil+… …” ibareli başvuru markasıyla davacı tarafın itirazına mesnet gösterdiği markaları arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, bu itibarla dava konusu marka başvurusu ile davacı tarafın itirazına mesnet markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu kanaatine varılmıştır.
556 sayılı KHK’nin 8/1-b uyarınca iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin de aynı ya da benzer olması gerekmekte olup, mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken, mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörlerin dikkate alınması gerekmektedir. Bu hususlar dikkate alındığında, Dairemizce alınan bilirkişi raporunda dava konusu başvuru kapsamı ile davacı tarafın itirazına mesnet markalarının kapsamlarının aynı aynı tür ve benzer bulunduğu belirlenmiştir.
Dolayısıyla tarafların markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal ve bütün olarak ortaya çıkan izlenim bakımından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu kanaatine varılmıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalıları vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 30.10.2017 gün ve ,,,,,,/,,,,,,,,, Esas – ,,,,,,,,,,/,,,,, Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile davalı Türk Patent ve Marka Kurumunun ,,,,,,,,-M-,,,,,,, sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20.TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacılar kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 500,00.TL bilirkişi ücreti, 132,00.TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 632,00.TL yargılama gideri ve 29,20.TL peşin harç, 29,20.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 690,40.TL’nin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davalılar Türk Patent ve Marka Kurumu ile … 1949 … Kuruyemiş Gıda İmalat Pazarlama Sanayi ve Ticaret A.Ş. ayrı ayrı peşin olarak alınan 35,90.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
9-İstinaf aşamasında birden fazla duruşma açıldığından ve davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 4.080,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 28/04/2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip