Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/540 E. 2022/478 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 31/12/2021
ARA KARAR TARİHİ : 13/01/2022
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil

Yukarıda ilk derece mahkemesi ve dosya numarası yazılı hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili; borca karşılık kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde yüklenici davacıya isabet eden 38 numaralı bağımsız bölümün davalıya devredildiğini, borçtan mahsup edilmediğinden tapu iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 13/01/2022 tarihli ara karar ile; haklılığı yaklaşık olarak kanıtlanamadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili; dava konusu taşınmazın borca mahsuben davalıya devredildiğini, ancak borçtan mahsup edilmediğini, ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesinin vekil edenin hak kaybına, mağduriyetine ve geri dönülmesi imkansız zararlarına sebep olacağını, sunulan belgelerin haklılığı kanıtlar nitelikte olduğundan ara kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLER:
Tapu kaydı, resmi senet, mahkeme ilamı, vs
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE:
Dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesinde; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir.
Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir.
6100 sayılı HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuş, “yaklaşık ispat” kavramından bahsedilerek kabul edilmiştir. Yaklaşık ispat durumunda hakim, o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Yaklaşık ispatta tam ispat aranmamakla beraber basit bir iddia da yeterli kabul edilemez. Karşı tarafı riskle karşı karşıya bırakacak nitelikte verilecek tedbir kararının amacına uygun düşeceğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceği, devamı maddelere göre ayrıca yaklaşık ispatın aranması, tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunmasının zorunlu olmaması, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olmasının yeterli oluşu, taraflar arasındaki hak ve adalet dengesi ile taşınmazın aynının dava konusu edildiği hususlar ile birlikte dosyaya kazandırılan deliller değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar yerinde görüldüğünden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2022 tarih…. sayılı ara kararı hukuka uygun bulunduğundan, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 391/3 bendi uyarınca REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-İstinaf giderlerinin istinaf talebinde bulunan davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesin olduğu dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27.maddesi ile aynı kanunun 302/5.maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine, harç ve diğer işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine GETİRİLMESİNE,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 13/04/2022

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-imza ile imzalanmıştır. ¸