Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ 2022/1826 – 2022/1417
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/1826
KARAR NO : 2022/1417
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 09/10/2009
ARA KARAR TARİHİ : 05/12/2018
NUMARASI : 2009/623 Esas – 2018/962 Karar
DAVACI
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
Yukarıda ilk derece mahkemesi ve dosya numarası yazılı hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi.
DAVA:
Davacı … davalı …’a yönelttiği davasında, davalı ile aralarında düzenledikleri satış sözleşmesi uyarınca … numaralı bağımsız bölümleri toplam 4.800.000,00TL bedelle satışı hususunda anlaştıklarını, davalının bu bedelin 2.195.000,00TL kısmını ve 500.000,00TL değerinde taşınmazı devretmek suretiyle toplam 2.695.000,00TL bölümünü ödediğini, bakiye bedeli ödemediğini, 24 ve 46 numaralı bağımsız bölümler dışındaki bağımsız bölümlerin tapu kaydının devredildiğini, bu bağımsız bölümlerin değeri olan 700.000,00TL dışında bakiye 1.405.000,00TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00TL bedelin ihtar tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalıdan alınmasını ve teminat bonoları nedeniyle borçlu olmadığından bonoların iptalini istemiş, 05.12.2012 tarihli duruşmada bonolar davacıya iade edilmiştir.
YANIT:
Davalı …, davacı … ile düzenlenen üç adet sözleşme ile taşınmazları temlik aldığını, bu sözleşmeler uyarınca toplam 4.525.000,00TL bedel ödediğini, yine bu sözleşmeler uyarınca temlik aldığı taşınmazlar karşılığı davacı …’a devredilecek 175000,00TL bedel belirledikleri bağımsız bölümü devretmeye hazır olduğunu, böylelikle üzerine düşen ödeme ediminden 4.700.000,00TL kısmını ifa ettiğini, bakiye 100.000,00TL kısmının ise temlik aldığı taşınmazların bulunduğu anataşınmaz ortak alanlarından elde edilecek gelir ile ödeneceğini, davacının ihtarname ile talep ettiği bedelin yerinde olmadığını, fesih iradesinin de geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen Ankara 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/227 Esas 2013/164 Karar: Davacı … davalı …’a yönelttiği davasında, davalının temsil ettiği yüklenici….Şti. ile dava dışı arsa maliki kooperatif arasındaki sözleşme uyarınca yükleniciye bırakılan … numaralı bağımsız bölümleri edinip satıcı davalıya devredilecek … sayılı parseldeki bağımsız bölüm ile birlikte 4.700.000,00TL kısmının ödendiğini, edindiği bağımsız bölümlerin iskanı alınmış olarak 01.07.2009 tarihinde teslimi gerektiği halde halen teslim edilmediğinden kira kaybının bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 20.000,00TL bedelin 01.07.2009 tarihinden itibaren işleyen avans faiziyle birlikte davalıdan alınmasını; 22.08.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de 65.156,86TL bedelin tahsilini istemiştir.
YANIT:
Davalı …, davacıya 11 adet bağımsız bölümün satıldığını, 9 adedinin tapu kaydının devredildiğini, davacının taşınmaz satışından ödemesi gereken bakiye 2.105.000,00TL bedeli ödemediğini, bir kısım taşınmazların davacı tasarrufunda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen Ankara 25.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/380 Esas 2010/132 Karar: Davacı …, davalılar …, S.S…. ve….Şti’ye yönelttiği davasında, davalı yüklenici ….Şti. ile davalı arsa maliki S.S…. arasında Ankara 18.Noterliği’nde 04.09.2007 tarihinde ve Ankara 3. Noterliği’nde 01.04.2009 tarihinde düzenlene sözleşme uyarınca … parsel sayılı taşınmazda yapılacak binanda yükleniciye bırakılacak 46 numaralı bağımsız bölümü yükleniciden temlik aldığını, temlik sözleşmesine konu diğer bağımsız bölümlerin bedelleri de dahil bedelin 4.700.000,00TL kısmını ödediğini, bakiye 100.000,00TL kısmının ise ortak alanlardan elde edilecek gelir ile ödeneceğinden edimini yerine getirdiğini, edindiği bağımsız bölümlerin iskanı alınmış olarak 01.07.2009 tarihinde teslimi gerektiği halde halen teslim edilmediğini ileri sürerek, 46 numaralı bağımsız bölümün adına tescilini istemiştir.
Dava 25.10.2010 tarihli duruşmada atiye terk edilmiştir.
YANIT:
Davalılar … ve ….Şti., davacının dayandığı sözleşmelerin dava açılmadan önce feshedildiğini, feshedilen bu sözleşmeler uyarınca davacının davalı …’a 1.405.000,00TL borcu bulunduğunu, davacının alacağı olmadığını, davacı ile davalı ….Şti. arasında temlik sözleşmesi bulunmadığını, davalı …’dan talepte bulunma hakkı doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı S.S…., davacının harcı eksik yatırdığını, yükleniciye bırakılan dava konusu bağımsız bölümün davalı yüklenici tarafından iskan ruhsatının alınması ile devredilecek olduğunu, tarafına husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen Ankara 25.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/72 Esas 2010/131 Karar: Davacı …, davalılar …, … ve ….Şti’ye yönelttiği davasında, davalı yüklenici ….Şti. ile dava dışı arsa maliki S.S…. arasında Ankara 18. Noterliği’nde 04.09.2007 tarihinde düzenlenen sözleşme uyarınca … parsel sayılı taşınmazda bina yapılacak olup, yüklenici ortağı ve temsilcisi olan davalı … ile düzenlenen temlik sözleşmeleri uyarınca yükleniciye bırakılan … numaralı bağımsız bölümleri edinip bedelin 4.700.000,00TL kısmını ödediğini, bakiye 100.000,00TL kısmının ise ortak alanlardan elde edilecek gelir ile ödeneceğinden edimini yerine getirdiğini, edindiği bağımsız bölümlerin iskanı alınmış olarak 01.07.2009 tarihinde teslimi gerektiği halde halen teslim edilmediğini, taşınmazların muvazaalı olarak davalı …’ın oğlu davalı …’a devredildiğini ileri sürerek, 24 numaralı bağımsız bölümün adına tescilini veya 24 ve 46 numaralı bağımsız bölümlerin sözleşme bedellerinin ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faiziyle birlikte davalı … dışındaki davalılardan alınmasını istemiş, 17.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de bedeli toplam 375.000,00TL yükseltmiştir.
YANIT:
Davalılar, davacının dayandığı sözleşmelerin dava açılmadan önce feshedildiğini, feshedilen bu sözleşmeler uyarınca davacının davalı …’a 1.405.000,00TL borcu bulunduğunu, davacının alacağı olmadığını, davacı ile davalı ….Şti. arasında temlik sözleşmesi bulunmadığını, davalı …’dan talepte bulunma hakkı doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
MAHKEME:
İlk derece mahkemesince; alıcı …’a mülkiyetin nakledildiği taşınmazlar yönünden satıcı …’a bir borcu bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine;
Birleştirilen Ankara 25.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/380 Esas sayılı dava atiye terk edildiği gerekçesiyle karar vermeye yer olmadığına;
Birleştirilen Ankara 25.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/72 Esas sayılı davada davacı …’ın dayandığı temlik sözleşmelerinin tarafı davalı yüklenici ….Şti. ile dava dışı arsa maliki S.S…. olmadığı temlik sözleşmesinin adi yazılı olduğundan geçerli olmadığı gerekçesiyle 24 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile tescil isteminin reddine, 24 numaralı bağımsız bölüm bedeli 375.000TL’nin 10.000TL kısmına dava 360.000TL kısmına 17.03.2015 günlü ıslah tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalı …’dan alınmasına;
Birleştirilen Ankara 18.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/227 Esas sayılı davada taşınmazların davacıya süresinde teslim edilmediği gerekçesiyle 65.156,86TL bedelin 20.000TL kısmına dava, 45.156,86TL kısmına 22.08.2012 günlü ıslah tarihinden itibaren işleyen faiziyle birlikte davalı …’dan alınmasına;
karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili, asıl davanın kabulü gerektiği, 24 numaralı bağımsız bölüm bedeli ödenmediği, 24 numaralı bağımsız bölüm bedelinin tahsili isteminde tarafına husumet yöneltilemeyeceği, 08.06.2009 tarihli sözleşmede imzası bulunmadığı, kira kaybı istemine ilişkin davada davacının dayandığı sözleşmede taşınmazın teslim tarihi bulunmadığı gözden kaçırılarak karar verildiği;
Davalı … vekili, tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerektiği, Ankara 13.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/373 Esas sayılı davası ile eldeki davanın birleştirilmesi gerektiği, 24 numaralı bağımsız bölüm bedelinden davalılar … ve ….Şti’de sorumlu olduğu, davalılar … ve ….Şti. yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği, 24 numaralı bağımsız bölüm bedeline temerrüt tarihi 15.07.2009 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, kira kaybında temerrüt tarihi 01.07.2009 tarihi olmakla bu tarihten itibaren faiz yürütülmediği, asıl davada davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilemeyeceği ve resen rastlanacak nedenler;
gerekçeleriyle istinaf etmiştir.
GEREKÇE:
Asıl dava, sözleşmeye dayalı alacak; birleştirilen davalar, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil, kira kaybı veya tazminat istemlerine ilişkindir.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1 maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. Nitekim, TTK’nın “Ticari iş karinesi” başlıklı 19.maddesinde “(1) Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır.
(2)Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, uyuşmazlığın çözümünde esas alınacak 04.09.2007 tarihinde Ankara 18.Noterliği’nde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafları davalı yüklenici ….Şti. ile davalı arsa maliki S.S….’nin tacir olduğu açıktır. Ancak, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye bırakılan bağımsız bölümleri satıcı …’dan temlik alan alıcı … ile satıcı … TTK’nın tanımladığı anlamda tacir değildir. Bu durumda, ticaret mahkemesince uyuşmazlık giderilemeyecek, başka bir anlatımla ticaret mahkemesi görevli değildir. Temlik sözleşmesine konu taşınmazların dükkan niteliğindedir. Bu nedenle, taraflar arasındaki çekişmenin asliye hukuk mahkemesinde görülmesi yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur.
İlk derece mahkemesince kamu düzeninden olan görev hususu resen gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, istinaf kanun yoluna başvuran davalı/davacı … vekili davalı/davacı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.12.2018 günlü ve 2009/623 Esas 2018/962 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı/davacı … ile davalı/davacı … tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalı/davacı … ile davalı/davacı …’a İADESİNE,
4-Davalı/davacı … ile davalı/davacı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate ALINMASINA,
5-Duruşma açılmadığından istinaf aşamasında taraflar yararına vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın kesin olduğu dikkate alınarak 6100 sayılı HMK’nın 27.maddesi ile aynı kanunun 302/5.maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine, harç ve diğer işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 08/12/2022
Başkan
…
E-imzalıdır
Üye
…
E-imzalıdır
Üye
…
E-imzalıdır
Katip
…
E-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-imza ile imzalanmıştır. ¸