Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1060 E. 2022/234 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA TARİHİ : 07/03/2016
KARAR TARİHİ ….

DAVANIN KONUSU : Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan Tazminat

Yukarıda ilk derece mahkemesi ve dosya numarası yazılı hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili şirkete … … tarafından 1208 numaralı parselin tahsis edildiğini, davalı şirketlerin de komşu parsellerde tahsis sahibi olduklarını, müvekkili şirkete tahsis edilen parsel ile davalılara tahsis edilen parseller arasında kot farkı olduğunu ve taraflara ait olan taşınmazları ayıran doğal sınır olan toprak duvar bulunduğunu, ancak toprak duvarın davalıların aşındırmaları ve doğal kaymalar nedeniyle yaklaşık 2 metre geriye kayarak müvekkiline ait üst kotta bulunan taşınmazın önemli bir kısmının kullanılmasını engellediğini, ayrıca can ve mal güvenliği için sınır duvarı yapılmasının zorunlu olduğunu ve müvekkilinin kendi taşınmazının sınırları içerisine duvar inşa ettiğini, duvarın zorunlu olarak yapılması nedeniyle duvar bedelinin komşuluk hukuku gereğince paylaştırılması gerektiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin sınır duvarı niteliğindeki yapı ile ilgili yapmak zorunda kaldığı harcamanın en az yarısının piyasa rayicinin tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
DELİLLER:
Tapu kayıtları, bilirkişi raporu v.s.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP ve GEREKÇE:
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir.
Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 sayılı Kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir. Asliye hukuk mahkemelerinin görevi HMK’nın 2. maddesinde belirlenmiş olup 2/1 maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarda aksine bir hüküm bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir; 2/(2) maddesine göre de bu Kanun ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Başka bir deyişle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre asliye hukuk mahkemeleri genel görevli mahkemedir.
Somut olaya gelince; eldeki dava, taraf şirketlerin ticari faaliyetlerinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olmayıp, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 737 vd. maddelerinden kaynaklanan komşuluk hukukuna ilişkindir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 24/02/2020 tarih ve 2016/17233 E. 2020/2091 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.
Öyle ise, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek işin esası yönünden karar verilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulü ile; ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddeleri gereğince kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih, 2016/385 Esas 2019/229 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Yukarıdaki açıklamalar dikkate alınarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf peşin harcının istek halinde başvurana İADESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate ALINMASINA,
5-Kararın kesin olduğu dikkate alınarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27.maddesi ile aynı kanunun 302/5.maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine, harç ve diğer işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 03/03/2022

….

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-imza ile imzalanmıştır. ¸