Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/776 E. 2022/851 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/04/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir (Tasarrufun İptali-TBK 19.madde)

Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarihli, 2021/129 Esas sayılı ek kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi.

KARAR

Davacı, davalılardan … AŞ. ile aralarında 08.01.2020 tarihli “… … Yarışma Hakkı Devir Sözleşmesi” yapıldığını, bu sözleşme ile … faaliyetlerinden doğan tüm hak ve alacakların devrinin kararlaştırıldığını, böylelikle davalı … AŞ’nin … Şubesininin, … nezdindeki tüm aktif ve pasiflerinin ve yarışma haklarının davacı Şirkete devrini borçlandığını, bu sözleşmenin …’ye 15/01/2020 tarihinde bildirildiğini, sözleşmeye rağmen … Teşkilatı nezdinde doğan tüm hak ve alacaklarının 500.000,00 TL’lik bölümünün 27/02/2020 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile diğer davalı … …’ye temlik edildiğini, … …’nin … AŞ’nin yetkilisi olduğunu, temlik işleminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 07.02.2020 tarihli muvazaalı temlik işlemine istinaden … … Başkanlığı tarafından yapılmakta olan ödemelerin davalılar dinlenmeksizin ve teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, tedbir kararının … … Federasyonuna ve … Başkanlığına bildirilmesine, davalılar tarafından gerçekleştirilen 07.02.2020 tarihli muvazaalı temlik işleminin iptaline, … … … tarafından 07.02.2020 tarihli muvazaalı temlik işlemi kapsamında …’ye yapılan şimdilik net 536.805,92 TL ödemenin ve ayrıca … … … ve / veya … Başkanlığı tarafından yapılacak ödemelerin her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren fiili tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 22/02/2021 tarihli ara karar ile taraflar arasında düzenlenen … … Yarışma Hakkı Devri Sözleşmesi, karşı taraf …ne ait imza sirküleri dikkate alındığında yaklaşık olarak talebin ispat edildiği değerlendirilerek talebin kabulüne, talep dilekçesinde belirtilen 5.000.000,00TL’nin %15’i olan 750.000,00 TL nakdi teminatın yatırılması veya teminat mektubu ibraz edilmesi şartıyla … … … tarafından temlik işlemi kapsamında …’ye ödeme yapılmasının önlenmesi için tedbir konulmasına karar verildiği, karara karşı davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine 14/04/2021 tarihli ara karar ile Mahkemenin 22/02/2021 tarihli tedbir kararının HMK’nin 389. maddesinde belirtilen şartları taşıdığı, verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalılar, Mahkemenin itirazın reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati tedbirin dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden talep edilebileceğini, genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, eldeki davada her iki davalının da adresinin Ankara’nın Merkez ilçeleri olduğunu, davacı tarafın yaklaşık ispat koşulunu yerine getirmeden ihtiyati tedbir kararının kabul edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK)19.maddesi uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık “ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine ilişkin ara kararın” yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup buna göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Eldeki dava, TBK’nin 19.maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olup iddianın sabit olması halinde, davacının tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal dahi olsa, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK m. 283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup davanın takip konusu alacağın kaynağının görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalı borçlunun yaptığı tasarrufların iptalinin gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla TBK’nin 19.maddesinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Yapılan açıklamalar karşısında, tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunda kuşku yoktur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisidir. Somut olayda da dava bu tarihten sonra 19/02/2021 tarihinde TBK’nin 19.maddesine dayanılarak açıldığına göre görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir (HGK 2014/17-2389 E- 2016/129 K).
Öte yandan İhtiyati tedbir talebine ilişkin görevli mahkeme konusunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390.maddesinde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye göre, dava açılmadan önce esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilebilir.
Diğer taraftan 2400 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 281/2 maddesinde de “… iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında, alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı” verebileceği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 389/1 maddesinde ise “…hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı” verilebileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut talep, yukarıda açıklanan Kanun’lardaki düzenlemeler ve ilkeler doğrultusunda değerlendirildiğinde, davanın TBK’nin 19.maddesinde düzenlenen tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davanın niteliği gereği asliye hukuk mahkemesinde görülmesi, ihtiyati tedbir talebinin de görevli mahkemece değerlendirilebileceği, tasarrufun iptali davalarında İİK’nin 281/2.maddesi uyarınca geçici hukuki koruma olarak ihtiyati haczin öngörüldüğü, HMK’nin 389.maddesinde aranan koşulların gerçekleşmediği gözetilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tedbir talebinin kabulü ile itirazın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Hâl böyle olunca mahkemenin 22/02/2021 ve 14/04/2021 tarihli ara kararlarına karşı davalıların istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenden ötürü kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 bendi uyarınca aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalıların istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 bendi uyarınca KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/04/2021 tarihli, 2021/129 Esas sayılı “ihtiyati tedbire itirazın reddine” ilişkin ek kararın KALDIRILMASINA,
3-Davalıların ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki talebinin KABULÜNE,
a-) Davalı … AŞ ile davalı … … arasında düzenlenen dava dışı … … nezdinde doğan ve doğacak alacaklarının devrine ilişkin 07/02/2020 tarihli temlik işlemi kapsamında davalı …’ye yapılan ödemeler hakkında verilen 22/02/2021 tarihli İHTİYATİ TEDBİR KARARININ KALDIRILMASINA, İİK’nin 36. maddesi uyarınca yatırılan teminatın ilgilisine iadesine,
b-) Kararın infazı için ilgili merciilere ilk derece Mahkemesi yazı işleri müdürlüğünce yazı yazılmasına,
4-Davalıların istinaf kanun yoluna başvurmakta haklı olduğu gözetilerek peşin maktu istinaf karar harcının ilgililerine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin yargılama sonunda verilecek nihai kararla birlikte ilk derece Mahkemesince değerlendirilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nin 359/3. maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliği işleminin ilk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nin 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/05/2022

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2022
….