Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/2425 E. 2022/2406 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2425 – 2022/2406
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2425
KARAR NO : 2022/2406

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2021
NUMARASI : 2020/137 Esas, 2021/758 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ecrimisil)

Ankara Asliye 5. Ticaret Mahkemesinin 17/11/2021 tarihli, 2020/137 Esas, 2021/758 Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi.
KARAR

Davacı, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4490 Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibi kapsamında ihale yapıldığını, 09.05.2019 tarihinde
2.850.000 TL bedelle alacağına mahsuben ihale edilen taşınmazın satışının
kesinleştiğini, kesinleşen ihaleye rağmen taşınmazı kullanmaya devam eden davalı aleyhine
tahliye emri gönderilmesine rağmen sonuç alınamadığını, Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/538 Esas sayılı dosyasından şikayete gidildiğini, ilgili dava kabul
edilmemekle birlikte davalı tarafın kira ödemeksizin taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/538 Esas sayılı dosyasından yapılan
şikayeti kabul anlamına gelmemekle birlikte davalıya Kartal 12. Noterliğinin… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile üç aylık toplam 124.800,00 TL ecrimisil
ödenmesinin talep edildiğini,
ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2019/13753 Esas sayılı
dosyasından icra takibi başlatıldığını,
davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına,
davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, eldeki davanın Asliye Hukuk
Mahkemesinin görev alanına girdiğini, görev itirazının olduğunu, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4490 Esas sayılı dosyası ile davalı Banka tarafından … numaralı parselde dükkan vasıflı 1 No.lu bağımsız bölüm için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, takip neticesinde taşınmazın paraya
çevrildiğini, davacı tarafından kiranın ödenmesine dair muhtıra gönderildiğini, davacı ile satış görüşmelerinde kira ecrimisil, vb isimler altında hiçbir bedelin talep edilmeyeceği taahhüt edilerek taşınmazın Şirkete satıldığını belirterek, davacının itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin taleplerinin reddine,
icra takibinin konusu olan miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının icra yoluyla satın aldığı taşınmazda, davalının taşınmazın önceki sahibi (dava dışı icra dosyası borçlusu) ile yapmış olduğu kira sözleşmelerinin var olduğu, davacı taşınmazı icra yoluyla satın almışsa da normal satış şartları geçerli olacağından dava dışı borçlu ile davalı arasındaki kira sözleşmesinin TBK’nin 310 maddesi uyarınca yeni malike karşı da ileri sürülebileceği, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın HMK’nin 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı, davanın tümden reddi gerekirken taleple çelişen, talebe aykırı gerekçe oluşturularak uyuşmazlığın şartları tamamen farklı bir konuya çevrilerek görevsizlik kararı verilmesinin usulen hatalı olduğunu, davadaki talebin dayanağını TMK hükümleri oluşturduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dosya içeriğine göre çekişme konusu edilen … bağımsız bölümün davacı Banka tarafından alacağına mahsuben satın alındığı ve bu suretle taşınmazın mülkiyetinin 29/05/2019 tarihi itibariyle davacı Bankaya geçtiği, 07/10/2019 tarihinde ise 3.300.000,00 TL bedelle davalı şirkete satışının yapıldığı, taşınmazın davacının mülkiyetine geçtiği 29/05/2019 tarihinden ihtar tarihi olan 06/09/2019 tarihine kadar geçen sürede davalı tarafından kira bedeli olarak ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Dava, haksız kullanım iddiasına dayalı ecrimisilin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle en azı, kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) ecrimisil haksız işgal tazminatı olup en azı kira geliri en fazlası yoksun kalınan kârdır.
Öte yandan hemen belirtmek gerekir ki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 2. maddesinde “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacı Belediyenin, TMK’nin 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı sahibi olduğunu iddia ederek davalıdan haksız kullanım tazminatı olan ecrimisilin tahsili istemi ile icra takibi başlattığı, davalının takibin haksız olduğunu belirip borca itiraz ettiği, taraflar arasında imzalanan bir kira sözleşmesinin bulunmadığı, açıklanan davanın niteliği itibariyle malvarlığı hakkına ilişkin olduğu ve 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi hükmü uyarınca asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın, 6100 sayılı HMK’nin 4. maddesinde düzenlenen kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlık niteliğinde olmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683.ve 995.maddesine dayalı ecrimisile dayalı yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, sonuç olarak davacı tarafından haksız kullanım bedeli istenildiği dolayısıyla davanın niteliği itibariyle malvarlığı hakkına ilişkin olduğu, yapılan bu niteleme çerçevesinde davanın asliye hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği, taraflar arasında geçerli ve bağlayıcı bir kira sözleşmesinin olduğu sonucuna varılması halinde davanın esası incelenmek suretiyle reddi gerektiği açıktır.
Ne var ki Mahkemece davanın esası hakkında araştırma ve inceleme yapılarak toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile sulh hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olmuştur.
Hal böyle olunca açıklanan nedenlerle davalının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 353,1/a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına dosyadaki eksiklikler tamamlanıp deliller toplandıktan sonra hâsıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi bakımından dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davalının istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353,1/a-3. maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara Asliye 5. Ticaret Mahkemesinin 17/11/2021 tarihli, 2020/137 Esas, 2021/758 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın Ankara Asliye 5. Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilgilisine iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince nazara alınmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip