Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1441
KARAR NO : 2022/1783
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2010/397 Esas 2019/1163 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVALI :
DAHİLİ DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tasarrufun İptali
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2019 tarih, 2010/397 Esas 2019/1163 Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş, istinaf incelemesi sonunda Dairemizin 19/04/2021 tarih, 2020/642 Esas 2021/642 Karar sayılı kararına karşı temyiz başvurusunda bulunulmuş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/03/2022 tarih, 2021/21557 Esas 2022/5072 Karar sayılı ilamı ile Dairemiz kararı bozulmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak inceleme yapıldı.
KARAR
Davacı, davalılardan … Tic. Ltd. Şti.den alacaklı olduğunu, alacağının tahsili amacıyla Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2009/2181 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlunun adresinde hacze gidildiğini, borcu karşılayacak herhangi bir mal varlığının olmadığını ve davalı borçlu şirketin …Ankara adresindeki ödeme emrinin tebliğ edildiği iş yerini diğer davalı … Tic. Ltd. Şti.ne muvazaalı olarak ruhsatı ile birlikte devrettiğini, söz konusu devir işleminin alacaklı Şirketten mal kaçırma kastıyla olduğunun açık olduğunu bu nedenle İİK’nin ilgili maddeleri gereğince yapılan devir işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı dahili dava dilekçesinde, davalı… Ltd. Şti.den olan alacakları için Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2009/2181 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, 10/06/2010 tarihinde davalının adresine haciz işleminin yapıldığını ancak borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığının olmadığının tespit edildiğini, davalı Şirketin icra takibinden sonra “fizik tedavi merkezine ait ruhsatı” alacaklılardan mal kaçırmak ve alacaklıları zarara uğratmak için muvazaalı bir şekilde diğer davalı … Ltd. Şti.ne devrettiğini, devralınan ruhsat ismi olan … Rehabilitasyon Merkezi isminin değiştirilmeden kullanılacağını bildirmesi ile devir işlemlerinin başlatıldığını, 11/06/2010 tarih ve 75953 sayılı dilekçe ile yapılan ve dava konusu olan ruhsatın devrinden sonra da aynı isimle faaliyet gösteren … Rehabilitasyon Merkezi’nin, …Rehabilitasyon merkezine taşınma ve birleşme talebinde bulunduğunu ve bu talebin Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından uygun bulunduğunu ve 01/07/2010 tarihli dilekçede davalı borçlu … Ltd. Şti. tarafından diğer davalı … Ldt. Şti.ne devredilen fizik tedavi ve rehabilitasyon dal ruhsatının, … Ltd. Şti.ne devri ile işbu belgenin iptali ve yeni bir belge verilmesinin talep edildiğini, bunun üzerine … Tedavi Rehabilitasyon Merkezine ait 13/10/2009 tarih belge ve …Rehabilitasyon Merkezine ait 25/11/2009 tarihli belge iptal edilerek …Rehabilitasyon Merkezi adı altında 05/08/2010 tarihli 534 sayılı belge verildiğini, davanın açılmasından sonra yeni bir belge adı altında dal ruhsatının … Hizmetleri Ltd. Şti.ne devredildiğini belirterek Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü ve gerekse Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünden gelen kayıt uyarınca işbu davada … Hizmetleri Ltd Şti.nin davaya dahil edilmesini talep etmişlerdir.
Dahili davalı … Hizmetleri Ltd. Şti., davacı tarafından davalı şirketler arasında gerçekleşen ruhsat devir işleminin muvazaalı olduğundan bahisle iptali için açtığı bu davayı kendilerine yöneltmesinin mümkün olmadığını, iyi niyetli üçüncü kişi olduklarını, iddia edilen muvazaanın tarafı olmadıklarını ve davalı şirketin satım aşamasında olduğunu sağlık sektöründe tanıdıkları diş hekimi …’ten öğrendiklerini ve bu şekilde adı geçen şirket ile irtibat kurarak anlaşmaları sonucunda ruhsatı devir alıp devir işlemine Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimlerine bildirerek bu ruhsat ile kendi ruhsatlarının birleştirilerek, doktor sayısında artış sağladıklarını, yine … Hiz. temsilcisi… ile bir kaç kez devir şart ve işlemleri için görüştüklerini, başkaca da tanışıklıklarının ve görüşmelerinin olmadığını yine davalı … … Ltd. Şti.nin yetkililerini tanımadıklarını, devir esnasında bu şirketin istemini öğrendiklerini, her iki davalı Şirket arasında bir bağ olup olmadığını bilmediklerini, dal merkezi ruhsatı üzerine haciz uygulanabilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle ruhsat devri iptaline ilişkin açtıkları davada hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, kendilerine yapılan devrin İİK’nin 280. maddesinde belirtilen şekilde, işletme devri kapsamında olmadığını, sadece işletmenin malı olan ruhsatın devri olduğunu ve bu nedenle de söz konusu ruhsata ilişkin haciz uygulanamayacağını belirterek iş bu davanın reddine karar talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, davalı … … Ltd. Şti. aleyhinde Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2009/2181 Esas sayılı dosyasında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 88.357,37 TL’nin tahsili amacıyla başlattığı takibin kesinleştiği, davalı aleyhinde yapılan menkul haczinde hacze kabil malının bulunulmadığı gibi dosya kapsamında hacze konu herhangi bir mal varlığının bulunmadığı, davalı borçlunun ekonomik değere sahip olan … Rehabilitasyon Merkezi adlı özel hastane ruhsatını 09/10/2009 tarihli protokolle davalı … ile aynı adreste kullanmak üzere devrettiği, bu devrin İİK 280. maddesinde düzenlenen alacaklıdan mal kaçırma/alacaklıya zarar vermek kastına dayandığı ve söz konusu maddenin 3. bendi gereğince, ticari işletme devri niteliğinde olduğu, bu kapsamda devralan … Hizmetleri Ltd. Şti.nin borçlunun alacaklarına ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu halde ızrar kastıyla hareket ettiğinin karine olarak kabul edildiği ve söz konusu karinenin aksini davalıların ispat edemediği, 09/10/2009 tarihli hastane ruhsatının devir işleminin iptali gerektiği ancak adı geçen …’in de davadan sonra söz konusu ruhsatı sadece ruhsatı devralan dahili davalı …’a devrettiğinden yine adı geçenin bilerek kötü niyetli olarak söz konusu devir işlemini gerçekleştirdiği de ispat edilmediğinden, İİK 283. maddenin 2. fıkrası gereğince dava konusunun üçüncü şahıs elinden çıktığı, bunun yerine geçen değerine yani tazminata dönüştüğü, bu nedenle üçüncü kişi …’in, davacı alacağının, devir edilen ruhsat değerinden az olduğunda gözetilerek davacı alacak miktarının tamamını nakden tazminle yükümlü olduğu kabul edildiği ve davacının, davalı … ve … aleyhindeki davasının kabulü ile tazminata dönüşen alacak miktarının davalı …’den, devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, dahili davalı aleyhinde açılan davanın ise iyi niyetli devir olmadığı ispat edilemediğinden reddine dair verilen karara karşı davacının istinaf başvurusu üzerine Dairenin 16/04/2021 tarih, 2020/642 Esas, 2021/748 Karar sayılı ilamı ile “…dava konusu edilen tasarrufların, borcun doğumu tarihinden sonra gerçekleştiğinin sabit olduğu, dahili davalıya yapılan tasarrufun ise dava açıldıktan sonra yapıldığı, davalı borçlu ile davalı … Hizmetleri Ltd. Şti arasında yapılan tasarrufun iptali gerektiğine yönelik karara karşı istinaf talebi olmadığı, davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. ile dahili davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. arasında yapılan tasarrufa yönelik değerlendirmede, bu davalılar arasında yapılan satışta, gerçek bedelle devir bedeli arasındaki fahiş fark tek başına tasarrufun iptali nedeni olmaz ise de bu davalıların aynı semtte ve aynı sektörde faaliyet gösteren şirketler olduğu, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce verilen 06/12/2016 tarihli cevabi yazı ve eklerinde, dahili davalıya devrolunan ruhsatın … Rehabilitasyon Merkezi’ne ait olduğunun açıkça yazılı olduğu, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi beklenen dahili davalı Şirketin devraldığı ruhsatın davalı borçlu Şirkete ait olduğunu bilmesi gerektiği, eldeki dava tarihinden sonra yapılan bu tasarrufun da iptali gerektiği sonucuna varılmaktadır.” gerekçesi ile ilk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2. maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir
Dairemizce verilen kararın, dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/03/2022 tarih 2021/21557 Esas 2022/5072 Karar sayılı ilamı ile “…Dahili davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin Yenimahalle, diğer davalıların ise Etimesgut ilçesinde hizmet verdiği, davalı borçlu … … … Ltd. Şti ile dahili davalının sahipleri/yöneticileri arasında da herhangi bir organik bağ olduğunun davacı tarafından ispat edilemediği gibi, dahili davalıya sadece “dal merkezi ruhsatının” devredilmiş olduğu, dal merkezi ruhsatının ticari işletme devri niteliğinde veya ticari işletmenin önemli bir kısmının devri niteliğinde de bulunmamasına, dava konusu ruhsatın aynı sektördeki işletme tarafından alınmasının da hayatın olağan akışına uygun olmasına göre dahili davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. ..” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizce bozma ilamının taraflara tebliği sağlanarak bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti için duruşma yapılmasına karar verilmiş, davacı vekili Yargıtay bozma ilamına direnilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı … vekili ise Yargıtay bozma ilamına uyulmasını talep ve beyan etmiş, Dairemizce Yargıtay bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.
Dava, İİK’nin 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK’nin 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nin 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK’nin 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.
Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi ve diğer iptal nedenleri araştırılmalıdır. Keza İİK’nin 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir.
Öte yandan İİK.nin 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. İİK’nin 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nin 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, davacı Şirketin, Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2009/2181 esas sayılı takip dosyası ile 24.02.2009 tarihinde davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla toplam 88.357,37 TL’nin tahsili talepli takip başlattığı, takibin dayanağının 20.09.2008, 20.10.2008 ve 20.11.2008 keşide tarihli çekler olduğu, takibin kesinleştiği ve 10/06/2010 tarihinde davalı borçlu … … Ltd. Şti.nin sicilde kayıtlı faaliyet adresinde yapılan hacizde haczi kabil mal bulunmadığının tespit edildiği, davalı borçlunun borcu karşılayacak miktarda bir malvarlığının da tespit edilemediği, borcun doğumundan sonra 09.10.2009 tarihinde davalı borçlunun “fizik tedavi ve rehabilitasyon dal merkezi ruhsatını” davalı … Hizmetleri Fizik Tedavi ve Malz. San. Tic. Ltd. Şti.ne devrettiği, 11.06.2010 tarihinde davalı … Hizmetleri Fizik Tedavi ve Malz. San. Tic. Ltd. Şti.nin, davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. ile birleşme ve taşınma talebinde bulunduğu, talebin uygun görüldüğü, dava açıldıktan sonra ise davalı … Hizmetleri Fizik Tedavi ve Malz. San. Tic. Ltd. Şti.nin, 01.07.2010 tarihinde Yenimahalle 4. Noterliğince düzenlenen…yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile “fizik tedavi ve rehabilitasyon dal merkezi ruhsatını” tüm haklarıyla birlikte 5.000,00 TL bedelle dahili davalı … Hizmetleri Ltd. Şti.ne devrettiği ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne başvurarak fizik tedavi merkezi ruhsatının devri nedeniyle davalı borçlu … … Ltd. Şti. ile dahili davalı … Ltd. Şti.nin belgelerinin iptali ile yeni belge düzenlenmesi talebinde bulunulduğu ve 05.08.2010 tarihinde her iki şirketin belgeleri iptal edilerek dahili davalı … Ltd. Şti. adına yeni bir işletme belgesi düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan Mahkemece alınan 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda, söz konusu hastane ruhsatının rayiç değerinin birinci ruhsat satış tarihi olan 09/10/2009 tarihinde 650.000,00 TL, ikinci ruhsat satış tarihi olan 26/05/2010 tarihinde ise 700.000,00 TL, 16.08.2010 tarihinde ise 750.000 TL olabileceğinin tespit edildiği, tasarrufa konu ruhsatın ekonomik bir değere sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, dava konusu edilen tasarrufların, borcun doğumu tarihinden sonra gerçekleştiğinin sabit olduğu, dahili davalıya yapılan tasarrufun ise dava açıldıktan sonra yapıldığı, davalı borçlu ile davalı … Hizmetleri Ltd. Şti arasında yapılan tasarrufun iptali gerektiğine yönelik karara karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmadığı, davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. ile dahili davalı … Hizmetleri Ltd. Şti. arasında yapılan tasarrufa yönelik değerlendirmede, bu davalılar arasında yapılan satışta, gerçek bedelle devir bedeli arasındaki fahiş fark tek başına tasarrufun iptali nedeni olmaz ise de bu davalıların aynı semtte ve aynı sektörde faaliyet gösteren şirketler olduğu, Yenimahalle 4. Noterliğince düzenlenen…yevmiye numaralı devir sözleşmesi incelendiğinde her iki şirketin adresinin Yenimahalle’de olduğunun ve dahili davalıya devrolunan ruhsatın … Rehabilitasyon Merkezi’ne ait olduğunun açıkça yazılı olduğu, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken dahili davalı Şirketin devraldığı ruhsatın davalı borçlu Şirkete ait olduğunu bildiği, borçlu Şirket’in ticari faaliyetini yürütmesini sağlayan ruhsatın devredilerek borçlu şirketin işletme belgesinin iptal edilip dahili davalı şirket adına işletme belgesi düzenlenmesinin, İİK’nin 280/3. maddesi gereğince ticari isletmenin büyük bir kısmının devri niteliğinde olduğu, bu durumda temlik alanın borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiği bu nedenlerle eldeki dava tarihinden sonra dahili davalıya yapılan bu tasarrufun da iptali gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Hâl böyle olunca açıklanan nedenlerle davacının tasarrufun iptali istekli davasının sabit olduğu dikkate alınarak davanın kabulü yönünde Dairemizin 16/04/2021 tarih, 2020/642 Esas, 2021/748 sayılı kararında direnilmesine yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16/03/2022 tarih 2021/21557 Esas ve 2022/5072 Karar sayılı bozma ilamına DİRENİLMESİNE,
2-Davanın KABULÜNE,
a-Davalı borçlu … … Sanayi Limited Şirketi ile davalı … …Limited Şirketi ve dahili davalı … arasında yapılan ruhsat devrine yönelik tasarrufların iptali ile, davacı …’nin, Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2009/2181 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde davacıya cebri icra yetkisi verilmesine,
b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.035,69 TL’den peşin ve ıslah ile alınan toplam 1.399,50 TL’den mahsubu ile bakiye 4.636,19 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
c-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca hesap ve takdir edilen 14.137,18 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
d-Davacı tarafından yatırılan 742,50 TL peşin harç ile 657,00 TL ıslah harcı ve 3.524,80 TL müzekkere, keşif, bilirkişi, tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.924,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-Artan gider avansı hakkında HMK 333. madde gereğince işlem yapılmasına,
3- Yargıtay bozma ilamı sonrasında Dairece incelemenin duruşmalı yapılmış olması nedeniyle davacı vekili yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Duruşmalı yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı Kanun ile değişik 361.maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 (iki) haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kâbil olmak üzere Davacı… Tic. Ltd vekili Av. …ve davalı … Hizm. Ltd. vekili Av. … vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile karar verildi. 04/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/10/2022
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…