Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/642 E. 2021/748 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/642
KARAR NO : 2021/748

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI :
DAVANIN KONUSU : Tasarrufun İptali

Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2019 tarih, …./……. Esas …./… Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi.

KARAR

Davacı, davalılardan … … … Sağ. Hiz. ve Malz. San. Tic. Ltd. Şti.den alacaklı olduğunu, alacağının tahsili amacıyla Ankara 29. İcra Müdürlüğünün …./….. Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlunun adresinde hacze gidildiğini, borcu karşılayacak herhangi bir mal varlığının olmadığını ve davalı borçlu şirketin ……. …… ……., …… ………, No:…. ……./Ankara adresindeki ödeme emrinin tebliğ edildiği iş yerini diğer davalı … Sağlık Hizmetleri … … ve Malz. San. Tic. Ltd. Şti.ne muvazaalı olarak ruhsatı ile birlikte devrettiğini, söz konusu devir işleminin alacaklı Şirketten mal kaçırma kastıyla olduğunun açık olduğunu bu nedenle İİK’nin ilgili maddeleri gereğince yapılan devir işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı dahili dava dilekçesinde, davalı … … … Sağlık Hiz. ve Mal. San. Ltd. Şti.den olan alacakları için Ankara 29. İcra Müdürlüğünün …../…… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, 10/06/2010 tarihinde davalının adresine haciz işleminin yapıldığını ancak borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığının olmadığının tespit edildiğini, davalı Şirketin icra takibinden sonra “… … merkezine ait ruhsatı” alacaklılardan mal kaçırmak ve alacaklıları zarara uğratmak için muvazaalı bir şekilde diğer davalı … Sağlık Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne devrettiğini, devralınan ruhsat ismi olan …….. … … … ve Rehabilitasyon Merkezi isminin değiştirilmeden kullanılacağını bildirmesi ile devir işlemlerinin başlatıldığını, 11/06/2010 tarih ve ……. sayılı dilekçe ile yapılan ve dava konusu olan ruhsatın devrinden sonra da aynı isimle faaliyet gösteren ……. … … … ve Rehabilitasyon Merkezi’nin, ……. …… … … ve Rehabilitasyon merkezine taşınma ve birleşme talebinde bulunduğunu ve bu talebin Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından uygun bulunduğunu ve 01/07/2010 tarihli dilekçede davalı borçlu … … Ltd. Şti. tarafından diğer davalı … ……. Ldt. Şti.ne devredilen … … ve rehabilitasyon dal ruhsatının, … … Sağlık Ltd. Şti.ne devri ile işbu belgenin iptali ve … bir belge verilmesinin talep edildiğini, bunun üzerine … … … Rehabilitasyon Merkezine ait 13/10/2009 tarih belge ve … … … … ve Rehabilitasyon Merkezine ait 25/11/2009 tarihli belge iptal edilerek … … … … ve Rehabilitasyon Merkezi adı altında 05/08/2010 tarihli …… sayılı belge verildiğini, davanın açılmasından sonra … bir belge adı altında dal ruhsatının … … Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti.ne devredildiğini belirterek Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü ve gerekse Sağlık Bakanlığı … Hizmetleri Genel Müdürlüğünden gelen kayıt uyarınca işbu davada …nin davaya dahil edilmesini talep etmişlerdir.
Dahili davalı … Ltd. Şti., davacı tarafından davalı şirketler arasında gerçekleşen ruhsat devir işleminin muvazaalı olduğundan bahisle iptali için açtığı bu davayı kendilerine yöneltmesinin mümkün olmadığını, iyi niyetli üçüncü kişi olduklarını, iddia edilen muvazaanın tarafı olmadıklarını ve davalı şirketin satım aşamasında olduğunu sağlık sektöründe tanıdıkları diş hekimi …… …………. öğrendiklerini ve bu şekilde adı geçen şirket ile irtibat kurarak anlaşmaları sonucunda ruhsatı devir alıp devir işlemine Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimlerine bildirerek bu ruhsat ile kendi ruhsatlarının birleştirilerek, doktor sayısında artış sağladıklarını, yine … Sağlık Hiz. temsilcisi ……. ……… ile bir kaç kez devir şart ve işlemleri için görüştüklerini, başkaca da tanışıklıklarının ve görüşmelerinin olmadığını yine davalı … … … Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Ltd. Şti.nin yetkililerini tanımadıklarını, devir esnasında bu şirketin istemini öğrendiklerini, her iki davalı Şirket arasında bir bağ olup olmadığını bilmediklerini, dal merkezi ruhsatı üzerine haciz uygulanabilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle ruhsat devri iptaline ilişkin açtıkları davada hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, kendilerine yapılan devrin İİK’nin 280. maddesinde belirtilen şekilde, işletme devri kapsamında olmadığını, sadece işletmenin malı olan ruhsatın devri olduğunu ve bu nedenle de söz konusu ruhsata ilişkin haciz uygulanamayacağını belirterek iş bu davanın reddine karar talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, davalı … … … Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Ltd. Şti. aleyhinde Ankara 29. İcra Müdürlüğünün ……./…….. Esas sayılı dosyasında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 88.357,37 TL’nin tahsili amacıyla başlattığı takibin kesinleştiği, davalı aleyhinde yapılan menkul haczinde hacze kabil malının bulunulmadığı gibi dosya kapsamında hacze konu herhangi bir mal varlığının bulunmadığı, davalı borçlunun ekonomik değere sahip olan Özel … … … ve Rehabilitasyon Merkezi adlı özel hastane ruhsatını 09/10/2009 tarihli protokolle davalı … ile aynı adreste kullanmak üzere devrettiği, bu devrin İİK 280. maddesinde düzenlenen alacaklıdan mal kaçırma/alacaklıya zarar vermek kastına dayandığı ve söz konusu maddenin 3. bendi gereğince, ticari işletme devri niteliğinde olduğu, bu kapsamda devralan … Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti.nin borçlunun alacaklarına ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu halde ızrar kastıyla hareket ettiğinin karine olarak kabul edildiği ve söz konusu karinenin aksini davalıların ispat edemediği, 09/10/2009 tarihli hastane ruhsatının devir işleminin iptali gerektiği ancak adı geçen …’in de davadan sonra söz konusu ruhsatı sadece ruhsatı devralan dahili davalı …’a devrettiğinden yine adı geçenin bilerek kötü niyetli olarak söz konusu devir işlemini gerçekleştirdiği de ispat edilmediğinden, İİK 283. maddenin 2. fıkrası gereğince dava konusunun üçüncü şahıs elinden çıktığı, bunun yerine geçen değerine yani tazminata dönüştüğü, bu nedenle üçüncü kişi …’in, davacı alacağının, devir edilen ruhsat değerinden az olduğunda gözetilerek davacı alacak miktarının tamamını nakden tazminle yükümlü olduğu kabul edildiği ve davacının, davalı … … ve … aleyhindeki davasının kabulü ile tazminata dönüşen alacak miktarının davalı …’den, devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, dahili davalı aleyhinde açılan davanın ise iyi niyetli devir olmadığı ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir.
Davacı, yerel Mahkemenin davalı … … … Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Ltd. Şti. ile davalı 3. kişi … Sağlık Hiz. … Ltd.Şti arasındaki devir işleminin İİK 280. maddesinde düzenlenen alacaklıdan mal kaçırma /alacaklıya zarar verme kastına dayandığı, devir işleminin iptali gerektiği yönündeki kanaat ve değerlendirmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla beraber, devralan dahili davalı … …Ltd. yönünden 26.12.2019 tarihli kararının gerekçesindeki; “…adı geçen …’in de davadan sonra söz konusu ruhsatı sadece ruhsatı devralan dahili davalı …’a devrettiğinden, yine adı geçenin bilerek kötü niyetli olarak söz konusu devir işlemini gerçekleştirdiği de ispat edilemediğinden, İİK 283. Maddenin 2. Fıkrası gereğince dava konusunun üçüncü şahıs elinde çıktığıda nazara alınarak, bunun yerine geçen değerine , yani tazminata dönüştüğü, bu nedenle üçüncü kişi …’in ; davacı alacağının, devir edilen ruhsat değerinden az olduğunda gözetilerek davacı alacak miktarının tamamını nakden tazminle yükümlü olduğu kabul edilerek , aşağıdaki şekilde davacının, davalı … … ve … aleyhindeki davasının kabulü ile tazminata dönüşen alacak miktarının davalı …’den, devir tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, dahili davalı aleyhinde açılan davanın ise iyi niyetli devir olmadığı ispat edilemediğinden” şeklindeki gerekçe ile dahili davalı yönünden davanın reddine şeklinde verilen kararın hukuka, hakkaniyete ve Yargıtay kararlarına açıkça aykırı olduğunu, Yargıtayın kararları da gözetilerek her halükârda davalı-dahili davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken, yerel Mahkeme tarafından dahili davalının iyi niyetli olmadığının ispat edilemediği kanaati ile dahili davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinin de hukuka aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.
Dava, İİK’nin 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacı şirketin, Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün ……/……… esas sayılı takip dosyası ile 24.02.2009 tarihinde davalı …… … … Sağ. Hiz. ve Malz. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla toplam 88.357,37 TL’nin tahsilini talepli takip başlattığı, takibin dayanağının 20.09.2008, 20.10.2008 ve 20.11.2008 keşide tarihli çekler olduğu, takibin kesinleştiği ve 10/06/2010 tarihinde davalı borçlu … … … Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Ltd. Şti.nin sicilde kayıtlı faaliyet adresinde yapılan hacizde herhangi bir haczi kabil malın bulunmadığı tespit edilerek haciz işleminin yapılmadığı, davalı borçlunun borcu karşılayacak miktarda bir malvarlığının da tespit edilemediği, borcun doğumundan sonra 09.10.2009 tarihinde davalı borçlunun rehabilitasyon dal merkezi ruhsatını davalı … Sağlık Hizmetleri … … ve Malz. San. Tic. Ltd. Şti.ne devrettiği, dava açıldıktan sonra ise bu davalının, 01.07.2010 tarihinde Yenimahalle 4. Noterliğince düzenlenen …….. yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile … … merkezi ruhsatını tüm haklarıyla birlikte 5.000,00 TL bedelle dahili davalı … Ltd. Şti.ne devrettiği ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğüne başvurarak … … merkezi ruhsatını devri nedeniyle davalı borçlu … … … Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Ltd. Şti. ile dahili davalı … Ltd. Şti.nin belgelerinin iptali ile … belge düzenlenmesi talebinde bulunulduğu ve 05.08.2010 tarihinde her iki şirketin belgeleri iptal edilerek … bir işletme belgesi düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan Mahkemece alınan 07/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda, söz konusu hastane ruhsatının rayiç değerinin birinci ruhsat satış tarihi olan 09/10/2009 tarihinde 650.000,00 TL, ikinci ruhsat satış tarihi olan 26/05/2010 tarihinde ise 700.000,00 TL, 16.08.2010 tarihinde ise 750.000 TL olabileceğinin tespit edildiği, tasarrufa konu ruhsatın ekonomik bir değere sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK’nin 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK’nin 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK’nin 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.
Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi ve diğer iptal nedenleri araştırılmalıdır. Keza İİK’nin 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir.
Öte yandan İİK.nin 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. İİK’nin 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nin 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, dava konusu edilen tasarrufların, borcun doğumu tarihinden sonra gerçekleştiğinin sabit olduğu, dahili davalıya yapılan tasarrufun ise dava açıldıktan sonra yapıldığı, davalı borçlu ile davalı … Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti arasında yapılan tasarrufun iptali gerektiğine yönelik karara karşı istinaf talebi olmadığı, davalı … Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. ile dahili davalı … Ltd. Şti. arasında yapılan tasarrufa yönelik değerlendirmede, bu davalılar arasında yapılan satışta, gerçek bedelle devir bedeli arasındaki fahiş fark tek başına tasarrufun iptali nedeni olmaz ise de bu davalıların aynı semtte ve aynı sektörde faaliyet gösteren şirketler olduğu, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce verilen 06/12/2016 tarihli cevabi yazı ve eklerinde, dahili davalıya devrolunan ruhsatın Özel … … … ve Rehabilitasyon Merkezi’ne ait olduğunun açıkça yazılı olduğu, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi beklenen dahili davalı Şirketin devraldığı ruhsatın davalı borçlu Şirkete ait olduğunu bilmesi gerektiği, eldeki dava tarihinden sonra yapılan bu tasarrufun da iptali gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca açıklanan nedenlerle davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılamasına gerek olmadığından davanın kabulüne dair yeniden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/12/2019 tarih, …/…… Esas ……/…… Karar sayılı kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3- a-) Davanın KABULÜNE,
Davalı borçlu … … … Sağlık Hizmetleri ve Malzemeleri Sanayi Limited Şirketi ile davalı … Sağlık Hizmetleri … … ve Malzemeleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve dahili davalı … Limited Şirketi arasında yapılan ruhsat devrine yönelik tasarrufların iptali ile davacı …nin, Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2009/2181 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ferileriyle ve ferileriyle sınırlı olacak şekilde davacıya cebri icra yetkisi verilmesine,
b-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 6.035,69 TL harçtan, peşin olarak alınan 742,50 TL ile ıslah harcı olarak alınan 657,00 TL toplamı 1.399,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.636,19 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
c-) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 12.286,46 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
d-) Davacı tarafından yatırılan 742,50 TL peşin harç ile 657,00 TL ıslah harcı ve 3.524,80 TL müzekkere, keşif, bilirkişi, tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.924,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e-) Yatırılan gider avansından kullanılmayan miktarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi uyarınca istek halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nin 7035 sayılı Kanun ile değişik 361. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 (iki) haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/04/2021

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip