Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/655 E. 2021/941 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2019
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : Tapu İptal ve Tescil

Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/01/2019 tarihli, … Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi.

KARAR

Davacı, dava konusu Kayseri ili, … ilçesi, … köyü,…. … … … Anonim Şirketinin borçlarına karşılık … …Anonim Şirketi ile davalı … … … Anonim Şirketine devir ve temlik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile temlik alan dava dışı … Şirketinin ödeme tarihine kadar asıl alacak, vade farkı ve faiz toplamının hesap edileceği ancak önceden tüm borçlara karşılık 1.000.000,00 TL bedelle davacı adına kayıtlı taşınmazın 1/2 payının alacaklı dava dışı … Şirketi ile davalı Şirkete temlik edildiğini, Şirketin belirtilen tarihe kadar borcu ödemesi durumunda sözleşmenin münfesih hale geleceği aksi halde feshinin istenemeyeceğinin kararlaştırıldığını, dava dışı … … Şirketinin borçlarını ödeyemediğini, bunun üzerine sözleşme gereği çekişmeye konu taşınmazın 1/2 payının davalı … … … Anonim Şirketi ile dava dışı … …Anonim Şirketine geçtiğini, dava dışı … …’in borçlarının sona ermiş olması gerekirken davalılar tarafından çeke dayalı takipler yapıldığını, mükerrer alacak talep edildiğini, bunun üzerine menfi tespit davası açıldığını, bu sırada 03/03/2009 tarihinde Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından davalıya pay temliki yapıldığını ileri sürerek öncelikle dava konusu taşınmazın tapu kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … … San Tic AŞ, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, dava dışı … … AŞ’nin borcunu ödemediğinin Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davacının da bu yönde bir itirazının bulunmadığını, dava dışı … … AŞ tarafından tapu tescil işleminin gerçekleşmesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan değer kadar borçtan kurtulduğunun tespitinin istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, gerek davacının kendi kabulü gerekse Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşen … Esas ve…. Karar sayılı ilamıyla, 18/02/2009 tarihli devir ve temlik sözleşmesine konu edilen borcun varlığının, miktarının ve ödenmemiş olduğunun sabit olduğu, sözleşmenin 3. maddesindeki hüküm gereğince sözleşmenin fesih olmadığı, sözleşmeye göre borç tamamen ödeninceye, sonlanıncaya kadar ayakta olup, borç tamamen sonlandığında ancak geçersizliği ya da feshinin talep edilebileceği, Kayseri Organize Sanayi Bölgesinin yaptığı devir ve tapudaki tescil işleminin bu nedenlerle sözleşmeye ve OSB’nin tabi olduğu mevzuat hükümlerine de uygun olup yolsuz bir tescilden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinin içeriğini yineleyerek ilk derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu temlik sözleşmesinin kapatılan Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve …. Karar sayılı ilamı ile geçersiz kabul edildiği halde Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı kararı ile geçerli kabul edildiğini, bir mahkeme tarafından geçersizliğine karar verilen sözleşmenin bir başka mahkeme tarafında geçerli kabul edilmesinin hukuki güvenlik ilkesi ile bağdaşmadığını, dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmediğini, dava konusu taşınmazın davalı adına yapılan tescilin yolsuz olduğunu, ilk derece Mahkemesince verilen karar ile bir borçtan iki ödeme yapılmasına sebebiyet verildiğini, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dosya içeriğine göre davacı çekişmeye konu Kayseri ili, … ilçesi, … Köyü, … bağımsız bölümün 1/2 payının Kayseri OSB Müdürlüğü tarafından davalı … … … AŞ’ne haklı ve geçerli bir neden olmaksızın temlik edildiğini ve adına sicil kaydının oluşturulduğunu, sicil kaydının yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptal ve tescil isteği ile asliye ticaret mahkemesinde dava açtığı, davanın ticaret mahkemesinde görülerek karara bağlandığı anlaşılmaktadır.
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup buna göre “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.
Öte yandan bilindiği üzere 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, asliye ticaret mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye ticaret mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, eldeki davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) Eşya Hukuku başlıklı 4. kitabında düzenlenmiş gayrimenkul mülkiyetiyle ilişkili 683. maddesine dayalı mülkiyet hakkının korunmasına yönelik dava olduğu, davacının yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, istekli olarak eldeki davayı açtığı, davanın açıklanan içeriğine göre malvarlığına ilişkin bulunduğu, mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK’nin hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, böylece davada genel mahkemelerin görevli olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Aksi uygulama asliye ticaret mahkemelerinin kuruluş amacına ve niteliğine aykırı düşecektir.
Öyleyse Mahkemece genel mahkeme sıfatıyla eldeki davanın görülüp sonuçlandırılması gerekirken davanın ticaret mahkemesince görülüp karara bağlanması doğru değildir.
Hâl böyle olunca mahkeme görevinin belirlenmesinin 6100 sayılı HMK’nin 114. maddesinde dava şartları arasında sayıldığı ve kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiğinden, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, talep halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli ve yetkili asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenden ötürü KABULÜNE,
2-Kayseri Asliye Ticaret 1. Mahkemesinin 07/01/2019 tarihli, … Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyada yukarıda açıklanan esas ilişkin eksiklikler tamamlandıktan, gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın kararı veren Kayseri Asliye 1. Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin nihai karar ile birlikte ilk derece Mahkemesince nazara alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip