Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2320 E. 2022/132 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(HAKEM SIFATI İLE)
TARİHİ : 18/06/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin (Hakem Sıfatı ile) 18/06/2019 tarihli, 2019/3 Esas, 2019/2 Karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş olmakla dosya incelendi.
K A R A R

Davacı, davalı tarafından devredilen … Belediye Başkanlığı aleyhine 1996,1998,1999,2000,2001,2002,2003,2004,2005 ve 2008 yıllarına ait hastane faturalarına dayalı icra takibi başlatıldığını, takibin yenilenerek Eskişehir 3. İcra Müdürlüğünün 2016/8813 Esas sayılı dosyası ile borç müzekkereleri gönderildiğini, takibe konu faturaların Belediyeye tevdii edilmediği gibi yapılan hizmete ilişkin açıklama ve bilgiye de yer verilmediğini, icra takibi tarihi itibariyle bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığını ve zamanaşımı def’inde bulunduklarını, ayrıca zamanaşımına durduran sebeplere dayalı bir kısım alacağın da zamanaşımına uğrayacağını, davalı ile Belediye arasındaki 19/08/2008 tarihli protokol ile tahsil edilmeyen alacak turarının 7.195,05 TL olarak belirlendiğini, asıl alacak miktarından anılan tutar düşüldüğünde 19.825,89 TL fazladan borç göründüğünü, bilirkişi incelemesi ile durumun açıklığa kavuşacağını ileri sürerek davalıya borçlu olmadıklarının tespiti ile haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Belediye hakkındaki icra takibinin Ekim 2009 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş alacak için menfi tespit davası açmanın hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrine itiraz süresi içinde zamanaşımı savunmasında bulunulmadığını, bu nedenle menfi tespit davası açılamayacağını, Üniversitesi Hastanesinin çeşitli birimlerinde tedavi olan Belediye personeli ve yakınlarına ait tedavi hizmetleri karşılığı olarak takip yapıldığını, buna ilişkin belgelerin sunulduğunu, Belediye tarafından borcun ödenmediğini, işlemlerin ilgili mevzuat hükümlerine uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, takip dosyasında borçlu tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmaması nedeniyle zamanaşımı itirazına değer verilmediği, bilirkişi raporları ile davalının alacaklı olduğunun belirlendiği, taraflar arasındaki protokolün borcun ödenmemesi nedeniyle hükümsüz olduğu ve borcun ödenmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, devredilen Belediyenin belirtilen tutarda borcu bulunmadığını, faturaların Belediyeye bildirilmediğini, davanın reddine ilişkin gerekçenin yerinde olmadığını, icra takibinin dosya düştüğünü ve 2016 yılında yenilendiğini, 6098 sayılı TBK’nin 146. maddesi uyarınca alacağın zamanaşımına uğradığını, protokol hükümlerine göre bu miktarda borcun bulunmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının nazara alınmadığını, eksik araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dava, 3533 sayılı Kanun uyarınca Hakem sıfatıyla görülen menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle Eskişehir 3. İcra Müdürlüğünün 2009/8235 Esas sayılı dosyası ile davalı tarafından borçlu … Belediyesi aleyhine tedavi nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, tarafların 3533 sayılı Kanun 4. maddesi kapsamında bulunan Kurumlar olup icra takibine konu edilen alacak ile ilgili olarak menfi tespit talebiyle eldeki davanın açıldığı, yargılama sırasında ibraz edilen 16/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda alacak tutarının belirlendiği, 13/07/2018 tarihli raporda da ibraz edilen kayıt ve faturaların, davalı tarafından yapılan tedavi giderleri ile uyumlu olduğunun belirtildiği ve davacı tarafça ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davacının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun aynı Kanun’un 353/1-b-1. maddesi uyarınca açıklanan nedenlerle esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2019 tarihli, 2019/3 Esas 2019/2 Karar sayılı kararına karşı davacının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan istinaf kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının 6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi uyarınca ilgilisine iadesine,
6-6100 sayılı HMK’nin 359/3. maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliği ve harç tahsil işleminin ilk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde 3533 sayılı Kanun’un 6/2. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/02/2022

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022