Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/156 E. 2023/374 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 15. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/156 – 2023/374
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
( 2. HEYET)

DOSYA NO : 2023/156
KARAR NO : 2023/374

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/09/2022
NUMARASI : 2022/649 Esas – 2022/471 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

Asliye Ticaret Mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasında verilen karara yönelik, davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … İnşaat A.Ş arasında 29/08/2019 tarihinde imzalanan eser sözleşmesi uyarınca tarafların… Projesi kapsamında alt yüklenici olarak “…” yapım işi üzerinde anlaştıklarını, müvekkili tarafından davalı firmaya 45 gün içinde tamamlanması için iş planı sunuluğunu, bu süre içinde tamamlanacağının taahhüt edildiğini, davalı tarafça yer tesliminin ve hakediş ödemesinin yapılmadığını, eser sözleşmesine konu işin ifası amacıyla işin görülmekte olduğu Yeni Gine’ye Türkiye’den bir takım araçların gitmesi gerektiğini, taraflar arasında 11/02/2020 tarihli makina geçici ihracat sözleşmesi imzalandığını, işin ifası için Yeni Gine’ye ekli listede bulunan araçlar gönderildiğini, taraflar arasındaki akdedilen sözleşmesinin 3.1 maddesinde “…Kiracı, işbu sözleşmenin ekinde liste halinde gösterilen makineleri (kiralananlar) aylık 2.250 Euro + KDV bedelle 6 ay süreyle kiralamış olup, toplam kira bedeli olan 13.500Euro + KDV’yi işbu sözleşmenin imzası ile birlikte nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir…” denildiğini, sözleşmenin 3.10 md hükmü içeriğinde ise:“…Kiracı kiralananları hasarsız bir şekilde sahaya indirmeyi, kilitli bir depoda depolamayı ve muhafaza etmeyi hırsızlık, emniyeti suistimal vb. de dahil kiralananlar’da meydana gelebilecek her türlü hasar, zarar, ziyan ve benzerlerinden tek başına sorumlu olduğunu, ithalatta yaşanabilecek aksaklıklar da dahil olmak üzere her ne sebep, şekil ve surette olursa olsun kiralananları kısmen de olsa en geç 15.08.2020 tarihinde hasarsız ve eksiksiz şekilde teslim etmeyi beyan ve taahhüt etmiştir….” denildiğini, sözleşme hükümleri uyarınca davalı şirketin sözleşmeye konu araçlar için müvekkiline aylık 2.250 Euro+KDV kira bedeli ödemeyi ve en geç 15/08/2020 tarihinde müvekkilin Türkiye adresinde teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, daha sonra sözleşmenin kira ödeme yükümlülüğünü öngören 3.1. maddesinin ortadan kaldırıldığını, ana sözleşmenin 3.10 maddesinin ise, “…Kiracı kiralananları hasarsız bir şekilde sahaya indirmeyi, kilitli bir depoda depolamayı ve muhafaza etmeyi hırsızlık, emniyeti suistimal vb. de dahil kiralananlar’da meydana gelebilecek her türlü hasar, zarar, ziyan ve benzerlerinden tek başına sorumlu olduğunu, ithalatta yaşanabilecek aksaklıklar da dahil olmak üzere her ne sebep, şekil ve surette olursa olsun kiralananları kısmen de olsa en geç 15.08.2020 tarihinde hasarsız ve eksiksiz şekilde teslim edememesi halinde kiralananların bedeli olan 153.784 EURO + KDV’yi kiraya veren’e 7 iş günü içinde nakden ve defaten ödemeyi ve böylece kiralananları satın almış olacağını gayrikabili rücu beyan kabul ve taahhüt etmiştir….” şeklinde değiştirildiğini, söz konusu makinelerin 15.08.2020 tarihinde müvekkiline teslim edilmemesi halinde müvekkilin nakden ifa talep edebileceğini, bu makinelerin 153.784,00 Euro+KDV bedelle satın alınmış kabul edileceği ve kendilerine bu miktar üzerinden faturalandırma yapılacağının karara bağlandığını, sözleşme konusu makinelerin öngürülen süre dahilinde iade edilmemesi üzerine Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 2021/14321 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı firmanın kötü niyetli şekilde itiraz edilerek takibin durdurulmasını sağladığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulüne, itirazın iptaline ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında davacının işi yapmak için kullanacağı makinelerin yurt dışına çıkışını sağlamak için geçici bir ihracat sözleşmesi yapıldığını, yine taraflar arasında varılan mutabakatla bu ihraç işlemi için müvekkili şirketin hiçbir ödeme yükümlülüğü olmadığının düzenlendiğini, müvekkili şirketin davacıya makine kirası şeklinde düzenlenen geçici ihracat sözleşmesinden kaynaklı hiçbir borcunun bulunmadığını, söz konusu makinelerin sahada iş devam ettiği müddetçe … tarafından kullanıldığından ve daha sonra iş bitiminde Türkiye’ye gönderildiğinden müvekkili şirketin anılan fatura nedeniyle davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, Makine Geçici İhracat Sözleşmesinde, kira süresinin 6 ay olduğu yazmakta ise de Papua Yeni Gine’deki işin gerek davacının sebep olduğu gecikmeler gerekse o tarihlerde tüm dünyada yaşanan ve halen yaşanmakta olan Covid-19 pandemisi nedeniyle belirtilen sürelerde başlamadığı ve davacı tarafından bitirilmediğini, bu nedenlerle makinelerin yurt dışına ihracı için taraflar arasında kurulan (bedelsiz) kira sözleşmesinin başlangıçta kararlaştırılan 6 aylık sürede bitirilmesinin mümkün olmadığını, davacının söz konusu makineleri 6 aylık süreden sonra da kullanmaya devam ettiğini, sözleşmesel ilişki ve sürenin davacı tarafından da feshedilmediğinden makinelerin işi bitip Türkiye’ye gönderildiği tarihe kadar uzamış sayıldığını ve sözleşmenin belirsiz süreli sözleşme haline dönüştüğünü, davacının işin gecikmesine sebep olduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketten hiçbir bedel talep hakkının bulunmadığını, sözleşme eki taahhütnamenin 3.2 maddesinde kiraya verenden kaynaklı gecikmeler olursa maddedeki teslim tarihi ve ödeme koşulunun geçersiz olacağının açıkça yazıldığını belirterek davanın reddine ve davacının dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; “Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine,” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; taraflar arasındaki icra takibine konu alacağın kira alacağı olmayıp Makine Geçici İhracat Ek Sözleşmesi kapsamında bahse konu makinelerin satım bedeline ilişkin olduğu, tarafları ve konusu aynı olan davalarında görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunun tespit edildiğini, ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu bildirerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Kira sözleşmesi 6098 sayılı TBK.nun 299 vd. maddelerinde düzenlemiş olup, 339. maddesinde; “Konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümler, bunlarla birlikte kullanımı kiracıya bırakılan eşya hakkında da uygulanır. Ancak bu hükümler, niteliği gereği geçici kullanıma özgülenmiş taşınmazların altı ay ve daha kısa süreyle kiralanmalarında uygulanmaz.” şeklinde kira sözleşmesinin kapsamı belirlenmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir.(6100 sayılı HMK m.33).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. (HMK 1 m.) Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesi görevi dava şartları arasında saymıştır. Bu itibarla görev kuralları tarafların ileri sürmesine gerek olmaksızın hâkim tarafından ve yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan29.08.2019 tarihli asıl sözleşmenin 3.1 ve 3.10. maddesine göre ekli listedeki makinelerin belirtilen bedelle 6 ay süre ile davalıya kiraya verildiği, ancak ek sözleşmenin 3.10. maddesi ile makinelerin 15.08.2020 tarihine kadar iade edilmezse makinelerin satın alınmış olacağı ve 153.784 Euro +KDV’nin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü, davada dayanılan ve taraflarca akdedilen sözleşmelerin hukuki tanım ve yorumunda toplanmaktadır. Bir sözleşmenin niteliğini, yazılışı ve taşıdığı hükümler tayin eder. Yorum, bir irade beyanının manasının tesbitidir. Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır(TBK md 19/1). Sözleşmenin başlığında veya içinde, sözleşmenin vasfının belirlenmesi mahkemeyi bağlamaz. Sözleşmenin şartlarına göre sözleşmenin içeriğinin belirlenmesi gerekir. Bu durumda; uyuşmazlık, 153.784 Euro +KDV satış bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre dava tacirler arası satış sözleşmesine dayalı olduğundan davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine aittir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmadığından sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilemez. Bu durumda mahkemece esasa ilişkin değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğundan istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/09/2022 tarihli ve 2022/649 Esas, 2022/471 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın yeniden karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine,
İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
İstinaf peşin harcının istek halinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunan tarafa iadesine,
HMK’nun 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Yasanın 27. maddesi ile HMK’nun 302. maddesine eklenen 5.fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda 09/02/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 09/02/2023

Başkan
Üye
Üye
Katip

M.A./İ.O.K./Y.İ.M.