Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 15. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/1087 – 2023/1601
T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1087
KARAR NO : 2023/1601
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2023
NUMARASI : 2023/53 Esas 2023/26 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
Yerel mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı davada verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile … A.Ş. arasında 01.11.2022 tarihli, … ilçesi sınırları dâhilindeki, 52049 ruhsat ve 2405375 erişim sayılı IV. Grup İşletme Ruhsatı’nın ve ona bağlı IV. Grup İşletme İzni’nin müvekkili şirkete devri konulu “Rödovans Sözleşmesi” akdedildiğini, akdedilen Rödovans Sözleşmesi kapsamında; davalı şirket tarafından ilgili ruhsat sahasının ve ona bağlı işletme izninin müvekkili şirkete devrinin kararlaştırıldığını, devir karşılığında müvekkili şirket tarafından “Ruhsat Devir Bedeli” olarak … A.Ş.’ye 9.500.000,00 USD’nin (Dokuzmilyonbeşyüzbin Amerikan Doları) sözleşme imza tarihi saat 15:30’da ilan edilen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) döviz satış kurunun TL (Türk Lirası) cinsinden karşılığı olan tutarın ödenmesi, karşılıklı olarak anlaşmak suretiyle taahhüt edildiğini, müvekkili şirketin, bahsi geçen sözleşme kapsamında yükümlenmiş olduğu edimini ifa ederek, 9.500.000,00 USD’nin sözleşme imza tarihindeki döviz satış kuru karşılığı olan 176.976.450,00 TL’yi … A.Ş.’ye ödediğini, ancak davalı … A.Ş.’nin ilgili ödeme karşılığında sözleşmeye aykırı olarak 30.12.2022 tarihli DED2022000000679 numaralı ve 101.731.815,19 TL tutarlı bir fatura ile 30.12.2022 tarihli DED2022000000680 numaralı ve 88.788.669,08 TL tutarlı fatura olmak üzere 2 adet ayrı fatura tanzim ederek müvekkili şirkete ilettiğini, söz konusu faturalara dayalı müvekkili şirketin herhangi bir ek bedel ödeme yükümlülüğü bulunmadığını belirterek haksız fatura tanziminden kaynaklı ortaya çıkan 13.544.034,27 TL fark bedelden müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verildiğinden cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Mahkemece; davanın HMK’nun 114/1-ç 115/2 maddesi uyarınca mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve HMK 20. maddesi uyarınca süresinde talep halinde, dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili; davanın esasının taraflar arasında akdedilmiş olan Ruhsat Devir Sözleşmesine ve hukuka aykırı olarak tanzim edilen faturalardan kaynaklı müvekkili şirketin borcunun bulunup bulanmadığına ilişkin olduğunu, ilk derece mahkemesine konu uyuşmazlığın; iki tarafı da tacir olan kişiler arasında akdedilmiş olunan ve niteliği gereği satım sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gereken Ruhsat Devir Sözleşmesi’nden ve sözleşmeye dayalı yapılan Ruhsat Devir Bedeli ödemesinin yanlış ve dahi fazla fatura edilmesinden kaynaklandığının aşikar olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme karma bir atipik sözleşme olup sözleşmenin 2 aşamasının mevcut olduğunu, ilk aşaması Ruhsat Devri olup sözleşmenin Ruhsat Devri’ne ilişkin kısımlarına niteliği itibariyle satım sözleşmesi hükümleri uygulanmasının hem doktrinin hem de Yargıtay’ın ortak görüşü olduğunu, sözleşmenin ikinci aşamasının ise Ruhsat Devri’nin yapılması akabinde devreye girecek olup ruhsat sahasında üretime yönelik faaliyetler yapılır ve üretim elde edilirse hükümlerinin sonuç doğuracağını, sadece burada elde edilmiş bir Rödovans’tan ve rödovans hakkından söz edilebileceğini, ancak sözleşme konusu işte henüz ikinci aşamaya geçilmemiş olup rödovansın henüz söz konusu dahi olmadığını, halihazırda taraflar arasında yaşanan uyuşmazlığın sözleşmenin ilk kısmı olan Ruhsat Devri’nden -devir bedelinden- kaynaklanmış olduğu, zaten halihazırda ruhsat sahasında herhangi bir üretime geçilmediğinden rödovansın söz konusu dahi olmadığının aşikar olduğunu, taraflar arasında ihtilafa düşülen konunun sözleşmede her ne kadar “Rödovans” ibaresi geçse de sözleşmenin henüz rödovansa geçilmeyen ilk kısmı olan Ruhsat “Devir” Bedeli ile ilgili olup, halihazırda elde edilmiş ve ödenmesi gerekli olan bir hasılat bulunmadığından (ki bunun sözleşmedeki karşılığı Rödovans bedelidir.) kaynaklı olarak sanki Rödovans doğmuşçasına hasılat kirası hükümleri uygulanır demenin hukuka aykırı olduğunu, uyuşmazlığın ; “Ruhsat Devir Bedeli”ne ilişkin olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş olan ticari (Ruhsat Devri’nden kaynaklı alım satım) ilişkiden kaynaklanan menfi tespit davasının mevzuatın açık hükümleri gereği görevli yargı yeri olarak Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini belirterek, karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda dava; rödevans sözleşmesine aykırı olarak düzenlendiği belirtilen faturadaki bedelden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın rödevas sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/53 Esas, 2023/26 karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davacı harçtan muaf olduğundan esastan red harcı konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Yasanın 27. maddesi ile HMK 302. maddesine eklenen 5.fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oybirliği ile 17/05/2023 tarihinde kesin olarak karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/05/2023
Başkan
Üye
Üye
Katip
H.Y.Ü./B.D./Y.İ.M.