Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3395 E. 2023/103 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 15. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/3395
KARAR NO : 2023/103

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2022
NUMARASI : 2022/565 Esas- 2022/978 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Elatmanın Önlenmesi

Asliye ticaret mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı müdahalenin önlenmesi, taşınırın iadesi, ecrimisil ve tazminat davasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili, taraflar arasında 01.01.2022 tarihinde ‘…”e ilişkin, “Uçuş Simülatörü Kiralama Sözleşmesi’” imzalandığını, işbu kira sözleşmesinde davalı şirketin ödemesi gereken kira bedelinin aylık ve yıllık olarak belirlendiğini, bu ücret karşılığı da, yıllık kullanım saatinin sınırlandırıldığını, ayrıca, fazladan uçuş olması halinde de ödenecek ücretin belirlendiğini, davalının sözleşmelere ve ticari teamüllere aykırı davranması sonucunda, 11 Mayıs 2022 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki ilişkinin müvekkilince sonlandırıldığını, sözleşmenin imzalandığı tarihten, haklı nedenle feshedildiği tarihe kadar hiçbir kira bedelinin ödenmediğini, sözleşmenin asli unsurlarının yerine getirilmediğini, sözleşme feshedildikten sonra da bir ödeme yapılmadığını, davalının uçuş simülatörünü haksız olarak elinde bulundurmaya devam ettiğini, davalının sözleşmedeki uçuş sınırı kapsamında uçuş sürelerini de müvekkiline aylık olarak bildirmediğini, sözleşmede kararlaştırılan fazla kullanım bedeli yönünden de müvekkilinin zarara uğradığını belirterek davalının haksız ve kötü niyetli olarak taşınırı elinde bulundurması nedeniyle, taşınır üzerindeki müdahalesinin menine ve dava konusu taşınırın müvekkiline iadesine, davalının taşınırı kullanması ve müvekkilinin kullanamadığı tüm süreler nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL ecrimisil tazminatının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının taşınıra verdiği doğrudan ve dolaylı zararlar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10 TL maddi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, öncelikle teminatsız ve karşı taraf dinlenilmeksizin ihtiyati tedbir yoluyla taşınırın müvekkiline teslimine, teslim şekline mahkemece karar verilmesine ve bu süreçte doğacak tüm giderlerin davalı tarafa yükletilmesine, taşınırın müvekkiline bihakkın teslimi hususunda aksi kanaatte olunması halinde, tüm masrafları davalı tarafından karşılanmak suretiyle müvekkiline yediemin olarak tevdiine, aksi kanaatte olunması halinde, tüm masrafları davalı tarafından karşılanmak suretiyle muhafaza altına alınmasına veya tarafsız 3. bir yediemine tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili; öncelikle davalı firma yetkilisinin müvekkiline ait olup bakım için bırakılan başka davaya konu TC-MRT tescil işaretli uçağı satışa çıkardığını, müvekkili firmaya ait diğer araçları da teslim etmediğini ve borçlarını ödemediğini, dolandırıcılık kapsamında eylemleri nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, zikredilen kişinin kriminal geçmişinde de benzer fiilleri olduğunu, davalı tarafın başka bir davaya konu olan müvekkiline ait uçakları parçalayıp satma amacında olduğunu, bu nedenle davaya konu simülatöre zarar vereceğinin de kuvvetle muhtemel olduğunu, sözü edilen aracın kira ücretlerinin de ödenmediğini, icra takibine de haksız itiraz edildiğini, mali olarak da geçen her dakikanın aleyhe işlediğini, davalının fesih tarihi olan Mayıs 2022 itibariyle simülatörü haksız ve hukuksuzca elinde tuttuğunu tekrar ve özellikle belirtmek istediklerini, zorlama bir alıntıya dayanılarak, somut olaya uygulanmayacak bir görüş ve benzer olmayan bir karar gerekçe gösterilerek hatalı bir karar verildiğini, zira müvekkili firmanın malik olduğu ve sözleşmesini feshettiği uçuş simülatörünü geri alma hakkının olduğunu, davalının bu feshe ilişkin bir itirazı var ise, feshin haksız olduğunu düşünüyorsa bunun için mahkemeye başvurabileceğini ve uğradığı zararları talep edebileceğini, haklı bulunması halinde de tazminata hükmedileceğini, ihtiyati tedbir taleplerinin salt uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir talep olmayıp, müvekkilinin hak kaybına uğrama ihtimalini azaltmaya yönelik bir talep olduğunu, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, simülatörün teslimi için talepte bulunulduğunu, teslim için davalı şirkete yeteri kadar süre verilmesine karşın davalı şirket tarafından teslim borcu yerine getirilmediğini ve simülatörlerin haksız bir şekilde davalı şirket tarafından kullanılmaya devam edildiğini, davadaki taleplerinin yalnızca taşınır tesliminden ibaret olmayıp, çeşitli alacak kalemlerinden oluştuğunu, dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı verilerek, taşınırın müvekkiline teslim edilmesinin, dava konusu uyuşmazlığı tamamen çözecek nitelikte olmadığını, ayrıca yediemine teslim hususundaki tedbir taleplerinin değerlendirilmediğini, taşınırın yediemine tesliminin uyuşmazlık konusunu çözecek nitelikte olmayacağını, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde müvekkilinin telafisi güç ve imkansız zarara uğraması ihtimali bulunduğunu, hem taraflar arasında imzalanan sözleşmenin gereklerinin davalı şirket tarafından yerine getirilmemesi hem de dava konusu taşınırın müvekkiline teslim edilmemesinin, müvekkilini hakkını elde etme noktasında önemli ölçüde zora sokmakta olduğunu, gecikme halinde müvekkilinin büyük zarara uğrama ihtimalinin bulunduğunu ve müvekkili açısından telafisi imkansız sonuçlar doğurduğunu, HMK’nın 389.maddesinde aranan şartların somut olayda müvekkili bakımından mevcut olduğunu ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı HMK’nun “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesi “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmünü içermektedir. Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
Talebe konu somut olayda; taraflar arasındaki 01.01.2022 başlangıç tarihli, kira sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmakta olup uyuşmazlığın niteliğinin yargılamayı gerektirdiği, öte yandan uyuşmazlığın esasını halleder nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşıldığından incelenen mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL esastan ret harcından peşin olarak ödenen 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
HMK 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Yasanın 27. maddesi ile HMK 302. maddesine eklenen 5.fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 18/01/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/01/2023


Başkan


Üye


Üye


Katip