Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/3169 E. 2022/2874 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 15. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/3169
KARAR NO : 2022/2874

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2022
NUMARASI : 2019/363 Esas – 2022/434 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Asliye Ticaret Mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı İtirazın İptali davasında verilen karara yönelik, davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı firmanın, Konya ili Sarıveliler ilçesindeki yol yapım işinin imalatına başladığını yol yapım işi için …. A.Ş. firması ile alt yüklenicilik sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme kapsamında imalat devam ederken alt yüklenici …. Aş.’nin beton pompası ve beton mikseri yetmediğinden, davalı davacı ile anlaşarak imalatın hızlanması için davacıya ait bir adet beton pompası ve 2 adet beton mikseri kiraladığını, uygulamada inşaat sektöründe bu tür kiralamaların aynen eşya nakliyesi gibi olup ne kadar süreceği belli olmadığından sözleşme yapılamadığını, davacının kısmi yani mazot parasını karşılayacak ödemelerle imalata devam edildiğini, bu imalatın 4 ay sürdüğünü, uygulamada imalat bedeli alt yüklenici olan taşaron firmalarca tespit edilip ana yükleniciyi bildirip ve ödeme-hakediş bedelinin ödendiğini, davacı davalı ana yükleniciden imalat bedelini talep etmesi sonrasında sözleşmenin yapılmadığı ve imalat bedelinin bu kadar miktarda olmadığı gerekçeleriyle ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davacı alt yüklenici olan …. Aş.’ye yapılan imalat bedeli konusunda müracat edildiğini, adı geçen firma belgeyi düzenleyerek imalat bedelinin miktarı ve sefer sayısının buna dair ödemelerin bildirilmesine rağmen ana yükleniciye bildirilip ödenmediğine dair belgeyi taraflarına verdiğini, davacı ile sözleşmenin bizzat davalının proje müdürü … tarafından yapıldığını yani davalı firma ile davacı arasındaki sözleşmenin varlığını, imalat bedeli ve sefer sayısını yazılı belge ile ortaya koyduğunu, davacı ödemesi yapılmaması nedeniyle Ankara 9. İcra Müdürlügü’nün 2017/415 esas sayılı dosyası kapsamında icra takibine girişildiğini, takibe davalı tarafından davacıya borçlarının olmadığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, davalının Ankara 9. İcra Müdürlüğü’nün 2017/415 esas sayılı dosyası kapsamında yapmış olduğu itirazın iptal edilerek takibin devamına karar verilmesini, davalının yapmış olduğu itirazın kötüniyetli ve takibi uzatmak adına yapıldığının kabulü ile müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının karayolları yapımı, tünel yapımı ve diğer inşaat işlerini yapan ve bu alanda büyük itibara sahip bir firma olduğunu, bu bağlamda birçok alanda iş yapmaya devam ettiğini, davalı şirket ile dava dışı …. A.Ş arasında Konya ili Sarıveliler ilçesi yol yapım işi ile ilgili alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, davacı ile davalı şirket arasında ise gerek yukarıda adı geçen işe ilişkin gerekse başka bir iş ile ilgili hiçbir konuda sözleşme, protokol, tutanak v.b. hiçbir belge imzalanmamış olduğunu ve davacının da dava dilekçesinde de bu durumu açıkça kabul ettiğini, davalı şirketin alt yüklenicisi olan dava dışı …. A.Ş ile davacı arasında herhangi bir sözleşme imzalanıp imzalanmadığı da davalının bilgisi dışında olduğunu, kaldı ki dava dışı …. A.Ş ile davacı arasında bir sözleşmenin bulunması da tarafların iç ilişkisi ile ilgili olacağından davalıyı bağlamayacağın ortada olduğunu, taraflar arasında hiçbir sözleşme bulunmadığı davacı yanca açıkça kabul ve beyan edilmiş olmasına rağmen, dava dilekçesinde belirtilen hususların kabul edilebilir olmadığını, davacının iddia ettiği üzere davalının sözleşme imzalamadan bir firma ile iş yapmasının kesinlikle söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini, % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine, davalının tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Davacı vekilince; Davalı şirketin yol yapım işi için …. Aş. firması ile alt yüklenicilik sözleşmesi imzalamış bu sözleşme kapsamında imalat devam ederken alt yüklenici …. Aş.’nin beton pompası ve beton mikseri yetmediğinden davalı müvekkili ile anlaşarak imalatın hızlanması için davacıya ait halihazırda üzerinde e- haciz ve diğer alacaklardan dolayı haciz bulunan bir adet beton pompası ve 2 adet beton mikseri kiralandığını, uygulamada – inşaat sektöründe bu tür kiralamalar aynen eşya nakliyesi gibi olup ne kadar süreceği belli olmadığından sözleşme yapılamayacağını, bu ticari teamül olduğunu, kaldı ki, davacının arz edilen ticari işi yaptığı gerekçeli kararda da belirtildiği üzere, yerinde inceleme yetkisi verilen mali müşavir bilirkişi 31/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirkete ait ticari defterlerine göre, 09.01.2017 takip tarihi itibariyle davalı şirketten muhasebe kayıtlarına göre 159.838TL alacaklı olduğu, davalı şirkete ait ticari defterlerine göre, 09.01.2017 takip tarihi itibariyle davacıya ait hesabın kapatıldığı borç ve alacak durumunun bulunmadığı, Vergi Dairesince gönderilen davacıya ait BA/BS formları incelendiğinde, davalı şirkete ait dava konusu 111.055,93 TL+KDV toplamda 131.046 TL faturanın yer aldığı bu çerçevede, davacının faturaya konu edilen hizmetin (kira bedeli) verildiğine ilişkin durumun ispatlaması durumunda davacının takip tarihi itibari ile muhasebe kayıtlarına göre 159.838TL alacaklı olduğu,” şeklinde tespit ortadayken mahkemenin müvekkilinin ispat yükünü ifa edemediği gerekçesi ile davamızı red etmesini hukuken kabul etmek mümkün olmadığını bildirerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Kira sözleşmesi 6098 sayılı TBK.nun 299 vd. maddelerinde düzenlemiş olup, 339. maddesinde; “Konut ve çatılı işyeri kiralarına ilişkin hükümler, bunlarla birlikte kullanımı kiracıya bırakılan eşya hakkında da uygulanır. Ancak bu hükümler, niteliği gereği geçici kullanıma özgülenmiş taşınmazların altı ay ve daha kısa süreyle kiralanmalarında uygulanmaz.” şeklinde kira sözleşmesinin kapsamı belirlenmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir.(6100 sayılı HMK m.33).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkindir. (HMK 1 m.) Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesi görevi dava şartları arasında saymıştır. Bu itibarla görev kuralları tarafların ileri sürmesine gerek olmaksızın hâkim tarafından ve yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde; 2 adet beton mikseri ve 1 adet beton pompasının davalıya kiralandığını belirterek, davacı şirketin yapımını üstlendiği yola ilişkin yaptıkları imalat bedelinin tahsilini istemiştir. Uyuşmazlığın çözümü, davada dayanılan ve taraflarca akdedilen sözleşmelerin (sözlü) hukuki tanım ve yorumunda toplanmaktadır. Bir sözleşmenin niteliğini, yazılışı ve taşıdığı hükümler tayin eder. Yorum, bir irade beyanının manasının tesbitidir. Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır(TBK md 19/1). Sözleşmenin başlığında veya içinde, sözleşmenin vasfının belirlenmesi mahkemeyi bağlamaz. Sözleşmenin şartlarına göre sözleşmenin içeriğinin belirlenmesi gerekir. İş makinelerinin, şoförlü olarak davacının kullanımına bırakıldığının iddia edilmesi durumunda; hizmet sözleşmesi hükümlerine göre, iş makinelerinin şoförsüz olarak davacının kullanımına bırakılması durumunda ise, kira sözleşmesi hükümlerine göre uyuşmazlığın çözülmesi ve kira sözleşmelerinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlıklarda HMK 4/1-a maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Dosya kapsamından kiralanan iş makinelerinin sürücülü olarak kiraya verilip verilmediği anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece; sözleşmenin vasfı üzerinde durularak sonucuna göre, sözleşmenin kira sözleşmesi olması durumunda, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek esasa ilişkin inceleme yapılarak karar verilmesi usulsüz olduğundan davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/06/2022 tarih 2019/363 Esas – 2022/434 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
Dosyanın yeniden karar verilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
İstinaf peşin harcının istek halinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davacıya iadesine,
HMK’nun 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı yasanın 27. Maddesi ile HMK’ nun 302. Maddesine eklenen 5. fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 10/01/2023


Başkan


Üye


Üye


Katip

M.A./T.U./Y.İ.M.