Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2022/2393 E. 2022/1903 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 15. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2393
KARAR NO : 2022/1903

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2021
NUMARASI : 2013/675 Esas – 2021/424 Karar

DAVACI :
İFLAS MASASIVEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

Yerel mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı davada verilen karara karşı davacı İflas Masası vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekilli dava dilekçesinde;müvekkilinin… A.Ş’nin tahsisli… … adresindeki 5 yıldızlı … Hotel’in 26.06.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 01.01.2011 tarihine kadar yıllık 1.100.000,00 Euro + KDV bedel ile kiraladığını, 20.06.2009 – 31.11.2009 arası dönem için 230.000,00 Euro + KDV malzeme ve demirbaş alımı ve 650.000,00 Euro nakit ödeme yaptığını, fakat davalı tarafından ödemeler karşılığı iade edilmesi gereken çeklerin iade edilmeyerek bankada yazdırıldığını, ayrıca henüz ödeme günü gelmeyen 2010 yılı kira bedellerinin teminatı amacıyla yazılan çekleri de bankada yazdırdıklarını ve bu çekleri gerekçe göstererek Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/2410 Esas sayılı dosyasında tahliye davası açtıklarını, dosya kapsamında yapılan yargılamada usulsüz tebligat yaptırılarak tahliye kararı aldıklarını, tahliye kararını … 8. İcra Müdürlüğünün 2010/5119 Esas sayılı dosyasında işleme koyup yine usulsüz tebligat ile teminat karşılığı ertelemeyi önlediklerini, müvekkilinin tahliye davasını otelden usulsüz bir şekilde tahliye edildiği 01.03.2010 tarihinde öğrendiğini, bunun üzerine kararı temyiz ettiğini, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından tahliye kararının usulsüz tebligat gerekçesi ile bozulduğunu ve Ankara 1. Sulh hukuk Mahkemesinin 2010/1580 yeni esasında yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin haksız tahliye nedeniyle büyük ekonomik zarara uğrayıp iflasın eşiğine geldiğini, davalı tarafça otelin devredilmeye çalışıldığını, müvekkili tarafından Ankara Cumhuriyet Savcılığına şikayette de bulunulduğunu, davalının kötü niyetli olarak tasfiye işlemlerine başladığını belirterek, tedbiren tasfiyenin dava sonuna kadar durdurulmasını, teminat mukabilinde taşınmazın müvekkiline iadesini ve mahkemece tazminat miktarının belirlenmesine ve dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin adresinin … Ankara’da olduğunu, … ya da başka bir yerde şubesinin bulunmadığını, davacının kötü niyetli olarak … adresini gösterip dava açtığını, HUMK 9 maddesi gereğince davanın genel yetki kuralı gereği müvekkili ikametgahı adresi olan Ankara’da açılması gerektiğini beyanla yetki itirazında bulunmuş, esas yönünden de davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece; HMK’nun 150/6. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı İflas Masası vekili; dava dosyasının 2013 yılında açıldığını, Kemer İcra Dairesi 2015/1 İflas vekili olarak bu icra dosyasına görevlendirilmesi için dilekçe verdiğini, söz konusu Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasını takip etmek için kendisinin bir talebi ya da isteği olmadığını, ancak Kemer İcra Dairesinin söz konusu dava dilekçesine kendisini görevlendirdiğini, bu davayı takip etmesi için yol ve kalma parası ödemediğini, sadece 2015/1 İflas dosyası için 13.000 TL vekalet ücreti ödendiğini, haberi dahi olmadan vekaletnamesiz olarak görevlendirildiği dosyada kendisine tebligat yapılmadığını, görevlendirme yazısı tebliğ edilmediğini, Uyap sisteminde de adının geçmediğini, bu nedenle duruşmaların sistemde çıkmadığını, 2017 senesine kadar davayı takip eden davasının 24.04.2019, 18.09.2019 tarihlerinde mazeret göndererek davayı takip ettiğini ve dava düştüğünde de davayı yenilemiştir. 22.11.2017 tarihli duruşma tutanağında davalı vekilinin davayı takip ettiğini belirttiğini ve davanın devam ettiğini, aynı tutanakta Kemer İcra İflas Müdürlüğü’nün davayı iflas masası adına takip etmek üzere Av. …’nın görevlendirildiği bildirildiği anlaşıldı denildiğini, ancak görevlendirildiği konusunda kendisine tebligat yapılmadığını UYAP’a dahi eklenmediğini, ikinci kez düşen davayı yenilemek için davacının kendisini bilgilendirmesi üzerine davayı yenilediğini, 2017 yılından bugüne denk kendisine iki tane tebligat yapıldığını, ilkinin duruşma tarihini bildirir tebligat, ikincisinin gerekçeli kararın gönderildiği tebligat olduğunu, bunlar dışında davanın akibeti ile kimsenin bilgi vermediğini, 2017 yılından beri kendisine tek tebligat yapılmasının usulsüz olduğuna dair Yargıtay kararını sunduğunu belirterek, karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 1. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun 150/6 bendi ise; işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde dava açılmamış sayılır” hükmünü içermektedir.
Somut olaya gelince; dava, 1086 sayılı Yasa döneminde açılmış olup, 07.12.2012 ve 11.11.2020 tarihlerinde dosyanın işlemden kaldırıldığı ve davacı tarafça yenilendiği, bilahare 23.06.2021 tarihinde davacı tarafın duruşmada hazır olmaması nedeni ile mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, yargılama sırasında davacının iflasına karar verilmiş olması nedeni ile İflas Masası vekili olarak Avukat …’nın atandığı ve atamaya ilişkin kararın adı geçen vekile tebliğ edildiği, 11.11.2020 tarihindeki işlemden kaldırma sonrasında da adı geçen vekilin davanın yenilenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda açıklanan yasal düzenlenmeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.05.2013 tarih ve 2012/17-1629 Esas, 2013/700 Karar sayılı kararı dikkate alındığında, dosya 6100 sayılı yasa döneminde ilk kez işlemden kaldırıldığından ve mülga 1086 sayılı yasa döneminde bir işlemden kaldırma kararı verilmediğinden kazanılmış bir haktan da söz edilemeyeceğine göre, mahkemece yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davacı İflas Masası vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dosya kapsamı ve Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/675 Esas-2021/424 Karar sayılı hükmünde mahkemenin hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacı İflas Masası vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davacı adli yardımlı olduğundan esastan red harcı hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,

Kararın taraflara tebliğine
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 13/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 19/09/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip