Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 15. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Alacak
Asliye Ticaret Mahkemesince, yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasında verilen karara ilişkin, davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde;müvekkil kurum tarafından “Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralanması İşi” kapsamında teklif toplandığını, teklif değerlendirme komisyonu tarafından işyeri bazında en ekonomik teklif belirlendiğini, davalı firma lehine komisyon kararı alındığını, davalı firmanın sözleşmeye davet edildiğini, davalı firmanın sözleşmeye gelmediğini, idari şartname gereği ikinci ve üçüncü sıradaki teklif sahipleri de davalı firmanın vermiş olduğu teklif bedelini kabul etmediklerini ve sözleşme imzalanamadığını, sözleşme imzalanamayan … / … – … – … kavşağı ile … / … – … … için karar damga vergisini yatırması gerektiğinin bildirildiğini, davalı tarafın itiraz ederek meblağı ödemediğini, karar damga vergisinin sözleşmenin imzalanmasından bağımsız olarak lehine karar alınan firma tarafından ilgili mevzuat gereği yatırılması gerektiğini, davalı firma tarafından yatırılması gereken ve tahakkuk etmiş verginin yazılı bildirime rağmen yatırılmadığını belirterek , fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkil kurum tarafından ödenen 163.872,00 TL karar damga vergisi ile 20.647,88 TL pişmanlık zammı toplamı olan 184.519,88 TL tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece;DAVANIN KABULÜ ile; 163.872.00-TL karar damga vergisi ile 20.647,88-TL gecikme zammı toplamı 184.519,88-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE karar verilmiştir.
Davalı vekili, Müvekkili şirket yetkilisi tarafından dava konusu edilen ihaleye verilmiş herhangi bir teklif bulunmadığını, teklif belgesi üzerindeki imzaya itiraz edilmiş bulunmasına rağmen, bu yönde bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, … / … … – … – Kavşağı ile … / … – … … uzun süreli hububat depoları kiralama işi ihalesinin müvekkilinde kalmış olduğunun beyan edildiğini, halbuki müvekkilinin söz konusu ihaleden sözleşme davetine icabet edilmediğinin bildirilmesi ile haberdar olduğunu, müvekkili şirket tarafından yasaya uygun bir şekilde verilmiş bir teklif bulunmadığı gibi ihaleye katılmak için bir teminat dahi sunulmadığını, müvekkili şirket adına davacı kurum nezdinde düzenlenmiş “bazı ihalelere” teklif sunulmuş olduğundan davet mektubu ilk etapta teklif sunulan diğer ihaleler ile karıştırılarak, davet mektubuna sehven beyanda bulunulmuşsa da, akabinde yapılmış olan araştırma neticesinde dava konusu edilen … … – … … … Yeri ve … … – … Kavşağı … … Yeri ihalelerine ilişkin herhangi bir teklif sunulmadığı ve bu ihaleye ilişkin hiçbir belgede müvekkil şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığı tespit edildiğini, kaldı ki, teklif tarihi olarak belirtilen 11.11.2016 tarihinde müvekkil şirket yetkilisinin İstanbul’da olduğunu ve mezkur ihale, teklif mektubu ve teklif mektubunun üzerinde yer alan imza ile hiçbir ilgisinin bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirket yetkilisi ihaleye katılmamış, herhangi bir şekilde teklif mektubu vermemiş olduğu gibi, idari şartnameden de haberdar olmadığını, dosya kapsamında alınan ek bilirkişi raporunda da; “Kaşe üzerindeki imzanın sahte olup olmadığının ve firma adına imza atmaya yetkili kişinin elinin ürünü olup olmadığının tespiti ancak yaptırılacak kriminal inceleme ile tespit edilebilecek bir husus olduğu” bildirilmiş olmasına rağmen, Yerel Mahkeme eksik inceleme ile karar verildiğini, ayrıca her ne kadar Yerel Mahkeme, cevap süresinden sonra verilen dilekçede imzaya itiraz ettiğimizden bahisle imza itirazımızı değerlendirmeksizin hüküm vermişse de, inkar kapsamında kalan savunmalarına itibar edilmemesi ve davanın esasını çözecek bir hususta eksik inceleme ile karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, cevap dilekçesi vermeyen davalı, davayı inkar etmiş sayılarak ancak inkar çerçevesinde savunma yapabileceğini, inkar çerçevesinde yapılan savunmalar, savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağına tabi olmadığını, teminat alınmaksızın yapılan ihale usulsüz olup, usulsüz ihaleye dayanılarak damga vergisi talep edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı kurum tarafından müvekkili şirketin kusurlu olduğunun ispatlanamadığını, nihayetinde dava süresince kusura ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı için de Yerel Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, ihale başvurusu müvekkil şirket yetkilisi tarafından yapılmamış ise de, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aksi kabul halinde dahi, sözleşmenin imzalanmamasında müvekkil şirketin kusuru olduğunun ispatlanması gerektiğini, bu kapsamda, tarafımızca yapılan imza itirazı dolayısıyla imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olduğu iddiasını, müvekkil şirketin kusuru bulunup bulunmadığının tespit edilebilmesi için davacı kurum tarafından ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine gecikme tazminatına hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığını, 488 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde, “Damga vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Resmi daire ile kişiler arasındaki işlemlere ilişkin kağıtların damga vergisini kişiler öder.” Denildiğini, yani, her ne kadar müvekkil şirket tarafından davacı kuruma herhangi bir teklif verilmediğinden, müvekkili şirketin damga vergisinden sorumlu tutulması mümkün değilse de, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aksi kabul halinde dahi, Vergi Dairesi’ne karşı davacı kurum da müteselsil borçlu durumunda olduğunu belirterek kararın kaldırılması için istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
Uyuşmazlık; … Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak uzun süreli … kiralanması konusunda davalı firmanın …’da bulunan iki … için teklif vermesine ve en uygun teklifi veren davalı firmanın teklifi kabul edilerek ihale kararı alınmasına ve davalının sözleşmeye davet edilmesine rağmen davalının sözleşmeye yanaşmaması nedeniyle 488 sayılı yasa uyarınca ihale kararı alınması ile doğan karar damga vergisinin ve gecikme zammının davacı idarece ödenmek zorunda kalındığı, söz konusu verginin mükellefinin ise yasa gereği davalı firma olduğundan bahisle iki ihale için yatırılması gereken 81.936,00 + 81.936,00 = 163.872,00 TL ile verginin yatırılmasında gecikilmesi nedeni ile idarece verilen pişmanlık beyanı sonucu tahakkuk eden 20.647,88 TL gecikme zammı toplamı olan 184.519,88 TL ‘nin ödeme tarihi olan 31.10.2017 tarihinden geri ödeme tarihine kadar hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Ankara Bam Başkanlar Kurulunun 14.03.2022 tarihli kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın tacirler … hizmet sözleşmesi ya da eser sözleşmesinden değil kira sözleşmesinden kaynaklandığında bahisle Dairemiz görevli kabul edilerek istinaf incelemesinin Dairemizce yapılmasına karar verilmiş ise de davaya konu sözleşme kira sözleşmesi olmayıp, eser sözleşmesi niteliğindedir. Benzer nitelikteki dosyaların Ankara BAM 27.Hukuk Dairesi tarafından incelenmekte olduğu, ayrıca davaya konu sözleşmenin imzalanmamış olduğu da tarafların kabulünde olup, kira sözleşmesi olarak kabul edilse dahi sözleşmenin imzalanmamış olması karşısında Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olup, dosya kapsamına, toplanan delillere ve 488 Sayılı Damga Vergisi Kanunu Ek(1) Sayılı Tablonun Karar ve Mazbatalar Bölümünde ihale kanununa tabi olan ya da olmayan resmi daire veya kamu tüzel kişiliğine haiz kurumların her türlü ihale kararlarının binde 5,69 oranında karar damga vergisine tabi tutulacağına ilişkin düzenleme ve davacı tarafça yapılan ödemelere ilişkin belgeler dikkate alındığında mahkemece verilen kararda bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/888 Esas 2019/763 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 12.604,55 TL esastan ret harcından peşin alınan 3.151,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.453,41 TL harcın istinaf kanun yoluna başvuran davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Kararın taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda tebliğden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere 12/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2022
….
H.K./B.D./Y.İ.M.