Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2021/1174 E. 2021/1186 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 15. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2021 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

Yerel mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 01/09/2006 tarihli, 09.11.2006 başlangıç tarihli sözleşme (rödovans sözleşmesi ) ile Kayseri İli, … İlçesi, … Köyü civarında bulunan …sicil nolu mermer sahasının davalı tarafından davacıya devredildiğini, sözleşmenin 5/a maddesine göre davacının,satışı gerçekleşen traverten bloklar için ocak başı satış bedeli üzerinden %8 rödovans bedelini, satışın gerçekleştiği takvim yılının sonunda davalıya ödemekle yükümlü olduğunu,davalının, 2012 yılı için tahakkuk ettiğini düşündüğü 399.129,60 TL tutarındaki rödovans alacağının tahsili için davacı şirket aleyhine … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibini başlattığını,takibe karşı yaptıkları itirazın … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasında 10/12/2020 tarihinde verilen kararla kaldırılmış olması nedeniyle işbu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, davacı şirketin, davalıya sözkonusu icra takibine konu edilen rödovans borcunun bulunmadığını, icra takibinde, 2012 yılı için tahakkuk ettirilen alacağın, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin özel şartlar bölümünün 5/b maddesindeki yıllık 3000 m2 … üretimine ve … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasındaki bilirkişinin hesabına esas yaptığı 160 Euro/ton birim fiyatına dayanılarak belirlendiğini, oysa, icra takibine dayanak yapılan yukarıdaki her iki hususun da hukuken doğru olmadığının … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas ve … Karar sayılı kararını bozan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2019 tarih,… Karar sayılı bozma ilamı ile ortaya konulduğunu, söz konusu … Asliye Hukuk Mahkemesindeki davanın, sözleşme tarihinden davanın açıldığı 16/10/2008 tarihine kadar tahakkuk etmiş olan rödovans alacağının tahsili ve mermer ocağının tahliyesi talebiyle açılan bir dava olduğunu,Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında işaret edildiği gibi taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin özel şartlar bölümünün 5/a maddesi hükümlerine uygun olarak davalı tarafın herhangi bir kira alacağının bulunup bulunmadığının ortaya çıkması için öncelikle 2012 yılında satışı gerçekleşen traverten blok miktarının … İşleri Genel Müdürlüğün’den celbedilmesi, müteakiben, davacı müvekkili şirketin ticari defterleri incelenip çıkarılan mermerin piyasa fiyatları dikkate alınarak ortalama fiyatın tespit edilip %8 oranındaki rödövans alacağının hesaplanması gerektiğini,sözkonusu icra takibi kapsamında davacının mermer işleme fabrikasında haciz icra edildiğini,fabrikadaki makinaların sökümüne başlandığını ve bu baskı altında protokol imzalandığını, protokolde yazılı olduğu üzere icra dosyası borcuna mahsuben 9.200,00 USD ve 30.000,00 TL’nin haciz mahallinde alacaklı vekiline nakden ödendiğini, keşidecisi ……olan … ait …. seri nolu 30/03/2021 ödeme tarihli, 120.000,00 TL meblağlı çek ile keşidecisi … … olan …’nın …. seri nolu, 10/07/2021 vade tarihli ve 100.000,00 TL meblağlı çeklerinin cirolanarak alacaklı vekiline teslim edildiğini, haciz tarihinde USD kuru 7.356 TL olduğundan haciz mahallinde ödenen 9.200 USD = 67.76520 TL olup ilaveten ödenen 30.000,00 TL ile birlikte yapılan ödeme toplamının 97.675,2 TL olduğunu, ödemenin haciz mahallinde ve icra dosyası borcuna mahsuben yapılmış olması nedeniyle bakiye dosya borcunun bulunmadığının tespiti yanında yapılan ödemenin de istirdatını talep etmek zarureti oluştuğunu belirterek davacı müvekkili aleyhine başlatılmış olan icra takibinin, İİK. md. 72 hükümleri gereği ihtiyati tedbir mahiyetinde durdurulmasını, haciz mahallinde, haciz baskısı altında icra dosyası borcuna mahsuben davalı alacaklı vekiline verilen yukarıda detayları yazılı … ve …’na ait iki adet çekin ibrazları halinde çek bedellerinin muhatap bankalar tarafından alacaklılara ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek bu kararın ilgili bankalara tebliğ edilmesini, söz konusu çeklere dayanılarak icra takibi yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı müvekkilinin davalıya … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı takibine konu edilen borcunun olmadığının tespit edilmesini, icra dosyası borcuna mahsuben 27/01/2021 tarihinde haciz mahallinde davalı alacaklı vekiline yapılan 97.675,2 TL tutarındaki ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte istirdatına ve davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden karar verildiğinden davalı cevap verememiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili; davacı müvekkilinin, davalıya icra takibine konu borcunun olmadığının, takip talebindeki açıklama ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı birlikte incelendiğinde tartışmaya mahal vermeyecek derecede açık olduğunu, davalının icra takibinde, 2012 yılı için tahakkuk ettirdiği alacağını, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin özel şartlar bölümünün 5/b maddesindeki yıllık 3000 m2 … üretimine ve … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasındaki bilirkişinin hesabına esas yaptığı 160 Euro/ton birim fiyatına dayanarak belirlediğini, ancak, icra takibine dayanak yapılan yukarıdaki her iki hususun da hukuken doğru olmadığının … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…Karar sayılı kararını bozan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2019 tarih, … Karar sayılı ilamı ile ortaya konulduğunu,icra baskısı altında davalı tarafla haciz mahallinde 27.01/2021 tarihli protokolün imzalandığını ve davalıya iki adet çek ile ve nakit ödeme yapıldığını, mahkeme gerekçelerinin hukuken yerinde olmadığını, dava dilekçesi ve ekindeki delillerle müvekkilinin icra takibine konu kadar borcu olmadığı, haciz baskısı altında müvekkilinden toplam 97.675,2 TL tutarında nakit para ve 220.000,00 TL tutarında iki adet çek alınmasının hukuken korunamayacağının açıkça ortaya konulduğunu, davadaki haklılığın yaklaşık değil büyük oranda ispatlandığını, çünkü icra takibine konu meblağın hesaplanmasına esas alınan yıllık 3.000 m2 mermer üretiminin düzenlendiği sözleşmenin 5/b maddesine dayanılamayacağı, bunun çok fahiş olduğu, ilaveten, takibin dayanağında açıklanan 160 Euro/ton birim fiyatın esas alınamayacağı hususlarının Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı ile ortaya konulduğunu,bu ilama karşı yapılan karar düzeltme başvurusunun da reddedildiğini ve bozma ilamının kesinleştiğini, mahkemece İİK md. 72/3 kapsamında değerlendirme yapılarak, borçlunun takip tutarının %15 ‘i oranında teminat yatırması şartıyla icra veznesine yatırılacak paranın tedbiren alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermesi gerektiğini, diğer yandan, dava konusu iki adet çekin haciz mahallinde icra baskısı altında alacaklı tarafa verildiği sabit olduğundan çeklerle ilgili olarak talep edilen ihtiyati tedbirin de kabul edilmesi gerektiğini, ancak bu şekilde borçlu olmayan müvekkili şirketin boşu boşuna alacaklıya para ödemek zorunda kalarak ekonomik olarak sarsılmasının önüne geçilebileceğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı HMK’nun “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesi “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmünü içermektedir.Aynı Kanunun 390/3. maddesinde ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü bulunmaktadır.
İİK’nun 72/3. maddesi hükmüne göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına karar verilemez.Eldeki davanın, icra takibinden sonra açıldığı anlaşıldığına göre incelenen mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin İİK.72/3.maddesine dayalı % 15 teminat mukabilinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin talebi ilk derece mahkemesinde ileri sürülmediğinden ve sözkonusu çeklerin kambiyo senedi vasfından kaynaklanan üçüncü kişilerin haklarına engel olacak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL esastan ret harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
HMK 27. maddesi gereğince tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 sayılı Yasanın 27. maddesi ile HMK 302. maddesine eklenen 5.fıkrası uyarınca hükmün ilk derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 20/05/2021 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 02/06/2021


Başkan


Üye


Üye


Katip