Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/853 E. 2022/780 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

ESAS NO: 2022/853 KARAR NO:2022/780

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/853
KARAR NO : 2022/780

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2022
NUMARASI : 2022/110 Esas 2022/90 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
TALEP : YARGI YERİ BELİRLENMESİ
KARAR TARİHİ : 26.05.2022

Taraflar arasındaki davada Ankara 4.Asliye Ticaret ve Ankara 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesince; 5846 sayılı Yasadan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünün ihtisas mahkemelerinin görevi dahilinde olduğu, unvanın haksız olarak kullanımından doğan haksız rekabet davalarında da görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması gerektiği, somut olay yönünden davaya bakmakla görevli mahkemenin söz konusu kanun uyarınca Ankara İli hudutları dahilinde görev yapmak üzere HSYK’nın 24.03.2005 Tarih ve 188 sayılı kararı ile kurulan Ankara Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince ise; davacı tarafça 6769 sayılı SMK’dan kaynaklanan hakların ihlaline yönelik bir iddia ileri sürülmediği gibi, aynı zamanda tescilli bir sınai mülkiyet hakkına da dayanılmadığına göre, uyuşmazlıkta 5846 sayılı FSEK ve 6769 sayılı SMK’nın uygulama yeri bulunmadığından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ihtisas mahkemesi olan “Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi” nin görevine girmediği, dolayısıyla Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına giren bir olgunun varlığından söz edilemeyeceğinden uyuşmazlığın ticari dava olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
5846 sayılı FSEK’nın 1 ve 1/A. maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, buna göre, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.
Dava tarihinde geçerli olan 6102 sayılı TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde haksız rekabete ilişkin hükümler düzenlenmiştir.
TTK’nın 54/2. maddesine göre “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” Bu madde ile hakime, çevreye, zamana ve günün ekonomik koşullarına uyan, uyarlanabilen geniş ve değişik bir kıstas verilmiştir. Kanunun amacı, ekonomik alanda doğruluk ve dürüstlük esaslarının ihlâlini önlemek olup, 55. maddede de sınırlayıcı olmamak kaydıyla dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar gösterilmiştir. Haksız rekabet hükümleri, sadece rakiplerin ekonomik çıkarlarını değil, rekabete dayalı ekonomik düzenin de korunmasını amaçlar.
Somut olayda; davacı vekili, 2013’te kurulan müvekkili şirketin rezistans ve muhtelif ısıtıcı ile elektrik malzemelerinin üretimi, tasarımı, satışı, yedek parça üretimi, bunların ithalatı ve ihracatı alanlarında faaliyet gösterdiğini, davalının, müvekkili şirket ortakları ile aralarındaki anlaşma gereğince müvekkili şirketin yıllarca kullandığı adresi işyeri olarak devraldığını, davalı şirket ile müvekkili şirketin iştigal alanının aynı olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalının müvekkilinin yıllardır oluşturmuş olduğu pazar ortamından faydalanma amacıyla müvekkil şirketin hem eski hem de yeni ticaret unvanına çok benzeyen ve özellikle müşteri çerçevesinde karışıklığa yol açabilecek bir ticaret unvanını seçmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, davacı vekili, davalının haksız rekabet oluşturan eylemlerinin tespitini, meni, davalı şirketin ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinini, davalı şirketin dürüstlük kuralarına aykırı şekilde kullandığı ticaret unvanının kullanılmasının engellenmesi için tedbir kararı verilmesini ve TTK M. 56/1-e uyarınca haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığı 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata haksız rekabet eyleminin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosya kapsamından, tarafların iddia ve savunmalarında 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca tescilli markadan kaynaklanan öncelik ya da üstünlük haklarına dayanmamaları nedeniyle uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulama yeri bulunmadığı, davanın açıklanan bu haliyle Türk Ticaret Kanununda düzenlenen haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak açılmış bulunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde ihtisas mahkemeleri değil genel mahkemelerin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın, Ankara 4.Asliye Ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 26.05.2022 tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 27/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.