Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/839 E. 2022/847 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BAM 13. HUKUK DAİRESİ ESAS NO: 2022/839 KARAR NO:2022/847

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/839
KARAR NO : 2022/847

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2022
NUMARASI : 2022/140 Esas 2022/115 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
TALEP : Yargı Yeri Belirlenmesi
KARAR TARİHİ : 09.06.2022

Taraflar arasındaki davada Ankara 26.Asliye Hukuk ve Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi ise; uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, tarafların tacir sıfatının bulunmaması nedeniyle nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … ve davalı … arasında 2013 Temmuz ayında Ankara / Keçiören … Köyü ile … İlçesi ve … mevkisinde yaklaşık 300 hektarlık alanda maden işletmesi kurup işletmek üzere anlaştıklarını, müvekkilinin kişisel nedenlerle kendisi yerine işletmeci ortak olarak annesi …’un olmasını istediğini, yapılacak tüm harcamaları annesinin yapacağı konusunda taraflarla anlaşıldığını ve taraflarla iş anlaşması ve sözleşmesi imzalandığını, aynı gün sözleşme kapsamında müvekkilinin … Genel Müdürlüğü … banka annesi adına ödeme yaptığını, ödemelerin işletme ruhsatı ilk etapta … adına olacağından dekontlarda onun adının gözüktüğünü, müvekkilinin 10.600,00 TL’lik ödeme yaptığını, buna dair teslim tesellüm belgesi aldığını, müvekkilinin annesi adına yapmış olduğu ödemelerin iadesi sözleşmede belirtilmesine rağmen davalı yanca ve diğer ortakça yapılmadığını, proje süreci devam ederken davalının müvekkile bu ödeme yerine 70.000,00 TL’lik senet verebileceğini, projenin gerçekleşmemesi durumunda ise zararının geri kalan kısmını da karşılayacağını söylediğinden müvekkilinin takibe konu senedi kabul ettiğini, sonrasında maden sahaları için valilik onayı alınamadığından ruhsat alınamadığını, İdare Mahkemesinin kararı üzerine de … üzerine yapılan maden işletme ruhsatlarının iptal olduğunu, ruhsat işlemleri devam ederken yapılan diğer ödemeler kapsamında davalının müvekkilinin zararları karşılığı olarak 20.000,00 TL’lik bir senet daha verdiğini ancak verilen senetleri ödemediğini, bunun üzerine kendilerinin Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2021/408 E. Sayılı dosyası üzerinden takibe başladıklarını takip açıldıktan sonra davalı tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Somut olayda, davacının, davalı aleyhine ilamsız takip talebinde bulunarak icra takibine geçtiği, takip dayanağı belgenin kambiyo senedi olmadığı, medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunduğu, davanın TTK.nun 4.maddesince mutlak ticari dava olmadığı gibi tarafların tacir olmaması ve uyuşmazlığın da her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeniyle davanın nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılmaktadır.
Böylece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.11.2016 Tarih ve 2014/19-1241-2016/1033 sayılı kararında da belirtildiği gibi davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara 26.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine İadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 09.06.2022 tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 09.06.2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.