Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1478 E. 2022/1285 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BAM 13. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2022
NUMARASI :

REDDİ HAKİM
TALEBİNDE BULUNAN
DAVALI/BİRLEŞEN DAVA
DAVACISI :
TALEP : Reddi Hakim
KARAR TARİHİ : 30.09.2022
Merci tarafından verilen karara karşı reddi hakim talebinde bulunan tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla dosya kapsamı itibariyle duruşma açılmaksızın dosya incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Reddi hakim talebinde bulunan davalı–birleşen davanın davacısı … 23.05.2022 tarihli dilekçe ile; ispat yükünün karşı tarafta olduğu halde mahkeme hakiminin duruşmada iki kez ispat yükünün kendilerinde olduğunu belirterek bilirkişi ücretinin taraflarınca ödenmesi gerektiğini söylediğini, hakimin hiç gereği yokken davayla ilgili görüşünü açıkladığını, ispat yükü karşı yanda olmasına hem de karşı yanın işbu dosyaya konu markayı yasal şartları karşılar ve ispatlayacak nitelikteki markasal kullanıma dair belgeleri olmadığı için bu kez karşı yanın defterleri üzerinden bilirkişi incelemesinin istendiğini, bilirkişi ücretlerinin karşı yanca ödenmesi gerekirken, bir an kök rapora itirazların birlikte incelenmesi istense dahi, hükümsüzlük davasını vakıf açtığından yine yasa gereği bilirkişi ücretini karşı yanın karşılaması gerektiğini, birleşen davanın ilk bilirkişi ücretinin taraflarına yükletildiğini, mahkemece raporun şüpheli bulunarak ikinci bilirkişi ücretinin davacı-karşı davalılara yükletilmesi gerektiğini, bu durum hakkında mahkemeye itiraz dilekçesi sunduklarını, mahkeme hakimince “mahkemece verilen ara karar ile ispat yükü kendisinde olduğundan bahisle” denilmek suretiyle açıkça ispat yükünün hukuka aykırı bir şekilde kendilerinde olduğu yönünde kanaati olduğunu, bu kanaatini hem duruşma esnasında yüzlerine karşı hem de ara kararlarında açıkça gösterdiğini, davanın aydınlatılması için zorunlu olan delillerin toplanmasına yönelik tüm taleplerinin mahkeme hakimi tarafından göz ardı edilerek bugüne kadar tek bir yerden müzekkere yoluyla delil istenmediğini, mahkemece alınan en son 13.5.2022 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişilerin müzakere yoluyla toplanmasını talep ettikleri delillerin toplanması ve dosyaya kazandırılması ile kendilerine yerinde inceleme yetkisi verilmesi halinde yeniden değerlendirme yapacağı hususunda beyanda bulunduklarını, taraflarınca ısrarla deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki defaten ve sürekli taleplerinin mahkeme tarafından gözardı edildiğini, delillerin ısrarla toplanmasından imtina edilmesinin hakimin tarafsızlığına güçlü şekilde gölge düşürdüğünü, dava dosyasında mevcut dilekçelerinde davanın aydınlatılması için zorunlu olan delillerin toplanması halinde davalı vakfın markasal kullanıma delil olarak sunduğu lisans sözleşmelerinin gerçekte var olup olmadığı, sadece delil uydurmak için mi sonradan oluşturulduğu bu sayede ortaya çıkacağını, gerçek olması halinde belge niteliği kazanacağını, gerçek olmaması halinde de özel evrakta sahtecilik suçunu oluşturacağından ilgilileri hakkında suç duyurusu yapılması gerekeceğini ancak mahkeme tarafından bu delillerin istenmediği gibi bu yöndeki taleplerinin de 16.3.2022 tarihinde verilen ara kararla reddedilmesinin hem hukuka aykırı hemde hakimin tarafsızlığı konusunda güçlü şüpheler oluşturduğunu, mahkemece 13.4.2021 tarihli duruşma tutanağında “kooperatifin ve vakfın defterlerini mahkememize sunmak mümkün değilse bulundukları yeri ve irtibata geçilecek kişinin açık bilgileri ile irtibat bilgisini dosyaya sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine” yönündeki ara kararı üzerine davalı vakfın vekilin adres bilgilerini vermesi ve bilirkişilerinde bilirkişi raporlarında yerinde inceleme yaptıklarını yazılı beyan ettiklerini bu durumda yerinde bir inceleme yapılmış olması nedeniyle hukuki dinlenme haklarının açık ve net ihlal edilmiş olduğunu, inşaat mühendisi yerine bir marka uzmanına yer verilmesini talep etmelerine rağmen mahkemenin bu taleplerini reddettiğini, en son bilirkişi heyetinin hem rapor öncesi sundukları dilekçede hem de 13.5.2022 tarihli bilirkişi raporunda; “bir marka uzmanı bilirkişinin eklenmesine ihtiyaç duyulmaktadır” şeklindeki açıklamaları itirazlarının haklı olduğunu gösterdiğini, hakimin taraflı olduğunu ileri sürerek reddi hakim talebinde bulunmuştur.
Reddi istenilen mahkeme hakimi tarafından; talebin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
MERCİ KARARININ ÖZETİ :
Hakimin reddi talebini inceleyen merci tarafından; mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması gereken hususlarda inceleme yaptırılacağı, toplanan delil ve bilirkişi raporu değerlendirilip hükme yeterli bulunursa mahkeme hakiminin kanaati çerçevesinde hüküm kurulacağı, mahkemenin bilirkişi raporu ile bağlı olmadığı, bilirkişi raporunu teknik zorunluluk hâlinde alacağı ve nihayetinde kendi kanaati çerçevesinde gerekçelendirerek karar vereceği, şayet alınan bilirkişi raporunun hükme yeterli olmaması, yeterli teknik bilgiyi içermemesi durumunda yeni rapor veya ek rapor da alınabileceği, heyete yeni bir bilirkişi eklenmesi ve rapor alınması hususunun hakim takdirinde olduğu, bilirkişi ücretinin de hangi tarafça yatırılacağı hususunda davanın konusu ve mahiyeti itibariyle yine mahkeme hakiminin takdirinde olacağı, bu husustaki talepler reddedildiğinde hakimin taraflı olduğu veya ihsası reyde bulunduğu anlamına gelmeyeceği, anılan türdeki iddiaların subut delillerle ispatlanması gerektiği, ayrıca dosya kapsamında alınan tüm raporlar ve gerekçeli mahkeme kararının da yüksek yargının denetimine tabi olduğu, yargılamanın hızlı bir şekilde yapılması ve süratli karar verilmesinin yargının amacına uygun olduğu, davacı asilin iddialarının 6100 sayılı HMK’nın 36. maddesinde yazılı nitelikte bir ret sebebi olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Reddi hakim talebinde bulunan … istinaf dilekçesinde ; reddi hakim dilekçesindeki iddiaları tekrar ederek, merci kararının kaldırılıp reddi hakim talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava; reddi hakim isteğine ilişkindir.
Dosya kapsamı, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede hakimin reddi için ileri sürülen hususların HMK’nun 36.maddesinde tanımı yapılan sebeplerden olmadığı, mercinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla, reddi hakim talebinde bulunan …’ın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esas yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ankara 2. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30.05.2022 tarih 2022/36 D.İş-2022/36 K. sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan reddi hakim talebinde bulunanın istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunun Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Reddi hakim talebinde bulunan tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının bulunması halinde kararın kesinleşmesinden sonra HMK’nun 333.maddesi uyarınca resen reddi hakim talebinde bulunan tarafa iadesine,
5-HMK.nun 359/3 maddesi uyarınca, Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 43/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere 30.09.2022 günü oybirliği ile karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 03/10/2022

Başkan

Üye

Katip

Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.