Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2021
NUMARASI : …
TALEP : Yargı Yerinin Belirlenmesi
KARAR TARİHİ : 07.07.2021
Taraflar arasındaki davada Ankara 2.İş ve Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Ankara 2.İş Mahkemesince; somut olayda, davalılardan .. hakkında Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.10.2017 tarih ……Karar sayılı kararı ile iflas kararı verildiği, tasfiye işlemlerinin Ankara 21. (İflas) Müdürlüğü’nün ….. sayılı dosyasından yürütüldüğü, mahkememizde davanın açılma tarihinin 04.08.2020 olduğu, davanın iflas kararından sonra açıldığı, dosyanın kayıt kabul davası olacağı gözetilerek Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince ise; somut olayda; davacının 07/01/2003-09/07/2019 ve 10/07/2019-03/03/2020 tarihleri arasında davalı müflis şirkete ait iş yerinde iş akdine bağlı olarak çalıştığı, iş akdinin haklı bir nedene dayanmaksızın işveren tarafından önce 09/07/2019 tarihinde, sonra da 03/03/2020 tarihinde feshedildiğinin iddia edildiği, işbu dava ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağının tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı ve yıllık izin ücreti iş akdinin sona ermesi ile talep edilebileceğinden bu alacakların son işten çıkarılış tarihi olan 03/03/2020 tarihinde doğduğunun kabulü gerekir. İflasın açılmasıyla sonuçlarını doğuracağı, davalı müflis şirketin iflasına 25/10/2017 tarihinde karar verildiği ve işbu davaya konu alacağın iflas tarihinden sonra doğduğu anlaşılmakla davanın kayıt kabul davası olarak görülemeyeceği bu nedenle genel hükümlere göre davanın görülüp sonuçlandırılması gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş akdinden kaynaklandığı bu sebeple davanın iş mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
İİK’nın 194. maddesinde, iflas açılması ile kural olarak müflisin taraf olduğu hukuk davalarının duracağı ve ancak ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam olunabileceği hususu düzenlenmiştir. İkinci alacaklılar toplantısında dava konusu alacağın masaya kabul edilmemesi halinde davaya “kayıt kabul davası” olarak devam edilerek bir karar verilmesi gerekir.
İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi Medenî Usûl ve İcra Hukuku kuralları üzerinde de etki yaratır. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana gelen değişikliktir. Görev kurallarındaki değişikliği, dava açıldıktan sonra işverenin iflas etmesi hali ve iflas kararı verdikten sonra işçinin işverene dava açması hali bakımından ayrı ayrı incelemek gerekir.
İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de (İİK m.194), yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. İcra ve iflas Kanununun 194.maddesinde ayrık tutulan “Müstacel haller”den maksat, acele görülmesi gereken ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalarda hâkim, takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibarıyla İİK’nın 194.maddesinin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir.
İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için İİK’nın 219/2 maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, İflas İdaresi, alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak, tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklarda, ret sebepleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas İdaresi, İİK’nın 232. maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini İflas İdaresine verir ve alacaklıları aynı Kanunun 166/2. maddesindeki usule göre ilân yoluyla haberdar eder. Ayrıca, İflas Masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki İİK’nın 235. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten sonra, ayrıca İİK’nın 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı tutulan hükme göre, İflas Masasına müracaat eden alacaklılar, tebligatı kabule elverişli adres gösterir; yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa, sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın 15 gün içinde açılması gerekmektedir. Bu süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. İcra ve İflas Kanununun 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası, iflas kararı veren ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkisi de kamu düzenine ilişkindir.
Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, İİK’nın 194.maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce iflası halinde ise, yukarıda belirtilen şekilde hareket ile, alacağın İflas Masasına kaydedilmemesi halinde, asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin 07.01.2003-09.07.2019 tarihleri arasında kesintisiz olarak davalı iş yerinde çalıştığını, 09.07.2019 tarihinde müvekkilinin herhangi bir şekilde bilgisi olmadan kendisine bildirimde de bulunulmadan çalışmakta olduğu davalı iş yerinden çıkışı yapıldığını bir sonraki gün 10.07.2019 tarihinde….’nde bilgi işlem uzmanı olarak girişi yapıldığını, müvekkilinin davalı…. nezdinde 03.03.2020 tarihine kadar çalıştığını, iş akdi yine davalı işveren tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin haksız nedenle feshedildiğini, müvekkilinin %40 oranında engelli olması nedeniyle davalı işverenler tarafından gelir vergisi indiriminden faydalanmak üzere gerekli başvurular yapılmış olmasına rağmen engelli vergi indirimi uygulanmak suretiyle müvekkilimin normal çalışana göre daha fazla maaş alması gerektiğini, işbu aradaki fark ücret müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle de müvekkilinin davalı şirketlerden ücret alacağı mevcut olduğunu belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, … ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosya kapsamında, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.10.2017 tarih ve …. sayılı kararı ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Davacı tarafından, iflas eden şirkete karşı 04.08.2020 tarihinde açılan davada, 07.01.2003-09.07.2019 tarihleri arasında çalışmasına karşılık alacak da talep edilmesi nedeniyle davanın, iflas kararından sonra açıldığı, böylece talebin kayıt kabul niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, mevcut durumun ticaret mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiğinden davanın asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 07.07.2021 tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 09.07.2021
Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.