Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/764 E. 2021/753 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2021
NUMARASI :…
TALEP : Yargı Yeri Belirlenmesi
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
Taraflar arasındaki davada Ankara 13.Tüketici ve Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Ankara 13.Tüketici Mahkemesince; sigorta poliçesinde aracın kullanım şeklinin “kısa süreli kiralama” olarak belirtildiğinden sigortalı aracın araç kiralama işinde kullanıldığından davacının tüketici sıfatı bulunmadığından mutlak ticari davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesince ise; davalının tacir, davacının ise sigortalı aracın kullanım şekli hususu olduğundan ve davacının tacir olduğuna ilişkin dosyada bilgi ve belge olmadığından tacir olmadığından tüketici sıfatının bulunduğu, 6502 sayılı Yasa kapsamında kalan davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan yada hizmet sunanın adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
6502 sayılı yasanın 73.maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Ancak bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkiline ait…vadeli kasko poliçesi ile davalı … şirketi tarafından sigortalandığını, 21/09/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkiline ait aracın hasarlandığını, oluşan zararın Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin.. D. İş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ile kdv dahil 121.186,00 TL olarak tespit edildiğini, aracın hasarlı halde 46.800,00 TL bedelle satıldığını, rayiç değerinin altında satışı gerçekleştirilen araç nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL hasar bedeli tazminatının davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından, dava konusu araca ilişkin 10/05/2019-10/05/2020 tarihlerini kapsayan davacı ile davalı … şirketi arasında düzenlenen 10/05/2019 tanzim tarihli Sigorta Poliçesi’nde sigortalanan aracın kullanım şeklinin “Kısa Süreli Kiralama” olarak belirtildiği, bu kapsamda sigortalı aracın araç kiralama işinde kullanıldığı, zira davacı araç sahibi dışında 3.şahıs tarafından kullanılırken kaza yaptağı ve davacının (araç kiralama) kazanç sağlayıcı faaliyeti nedeniyle “tüketici”, taraflar arasındaki sözleşmenin de “tüketici işlemi” olarak nitelendirilemeyeceğinden uyuşmazlığın 6502 Sayılı TKHK kapsamı dışında olması nedeniyle sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davanın mutlak ticari dava olarak görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22.maddeleri gereğince Mahkemesinin Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 09/06/2021 tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 10/06/2021

Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.