Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1468 E. 2021/1486 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2021
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Yargı Yeri Belirlenmesi
KARAR TARİHİ : 25.11.2021

Taraflar arasındaki davada Ankara Batı 1.Asliye Hukuk ve Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara Batı 1.Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklandığı, bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince ise; somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, icra takibine konu senedin kambiyo senedi vasfında bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkili ve eşi Kadriye ile yakın arkadaşlık ilişkisi kuran davalının, zaman zaman kredi borçlarını ödeyemediğini, maddi sıkıntılar yaşadığını belirttiğini, bunun üzerine gerek davacı gerekse eşi Kadriye tarafından zaman zaman davalının kredi borçları ve kredi kartı borçları ve üçüncü kişilerden aldığı borçları ödendiğini, davalı … …… bu borçların bir kısmı için müvekkili … lehine 15.06.2018 tanzim, 15.12.2018 vade tarihli 25.000,00 TL bedelli bono düzenleyip müvekkiline verdiğini, daha sonra tarafların iradelerine uygun olarak senet bedeli 25.000,00 TL’den 125.000,00 TL’ye çıkarılmışsa da davalı tarafından bu husus kabul edilmediğini, senette yazılı 25.000,00 TL’nin başına 1 eklemek suretiyle 125.000,00 TL yapıldığını, bundan haberdar olmadığını, müvekkilinin ve eşinin tek başına senetteki bedeli değiştirdikleri iddiasıyla yapılan şikayet sonucunda müvekkili … ve eşi … haklarında açılan kamu davası neticesinde yargılandıklarını, Ankara Batı 10. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosya ile yapılan yargılama neticesinde müvekkil … ve eşi … hakkında HABG kararı verildiğini, taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisi kapsamında, senede bağlanmış olan ve yukarıda belirtildiği gibi davalı tarafından Kolluk kuvvetleri önünde ikrar edilmiş olan 25.000,00 TL hakkında genel hükümlere dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, senet aslının ceza dosyasında verilen karar delil olarak saklanılmasına karar verildiğinden ve dahi kambiyo vasfı bozulmuş olduğundan dolayı davalı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile talep edilmediğini, temel borç ilişkisine dayalı olarak ilamsız icra takibine girişildiğini, davalı tarafından Ankara Batı İcra Müdürlüğü …. E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, borçlu-davalının daha önce adli makamlar önünde borcunu ikrar etmesine alacaklı olan müvekkilini zor durumda bırakmak amacıyla kötü niyetle borca itiraz ettiğinden alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Somut olayda, davacının, davalı aleyhine ilamsız takip talebinde bulunarak icra takibine geçtiği, takip dayanağı belgenin kambiyo senedi olmadığı ve medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunduğu, davanın TTK.nun 4.maddesince mutlak ticari dava olmadığı, tarafların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılmaktadır.
Böylece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.11.2016 Tarih ve…sayılı kararında da belirtildiği gibi davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara Batı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine İadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 25.11.2021 tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 30.11.2021
….
Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.