Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1463 E. 2021/1485 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2021
NUMARASI ….
TALEP : Yargı Yeri Belirlenmesi
KARAR TARİHİ : 25.11.2021

Taraflar arasındaki davada Gölbaşı(Ankara) 1.Asliye Hukuk ve Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Gölbaşı(Ankara) 1.Asliye Hukuk Mahkemesince ; davacı ile davalının ticaret şirketi olup tacir olması nedeniyle davada ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara 14.Asliye Ticaret Mahkemesi ise; sigortalı … ile davalı arasındaki ilişki haksız eyleme dayalı olduğundan davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih ve … sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda; davacı vekili, dava dışı …’un kullanmakta olduğu yere ilişkin olarak yangın ve ek teminat sigortası düzenlendiğini, sigortalanan yerde su arıtma cihazından kaynaklanan su tesisat kaçağı nedeniyle meydana gelen hasar sonucunda sigortalılarına 9.064,70 TL ödeme yaptıklarını, sigortalının konutunda meydana gelen hasardan davalının sorumlu olduğunu, takip öncesinde ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle icra takibi başlattıklarını, yetki itirazı nedeniyle icra dosyasının Gölbaşı (Ankara) İcra Dairesine gönderildiğini, yetkili ve görevli icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine karşı davalı tarafından yapılan itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek Gölbaşı (Ankara) İcra Dairesinin …..esas sayılı dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosya kapsamından, davanın rücuen tazminat sitemine dair itirazın iptali davası mahiyetinde olduğu, davacının sigortalısı olan dava dışı üçüncü kişi …’un, davalıdan satın almış olduğu su arıtma cihazındaki arıza sebebiyle zarara uğradığı, davacının ise aradaki konut sigorta sözleşmesi nedeniyle adı geçen dava dışı üçüncü kişinin zararını karşıladığı ve bu meblağın da davalıdan talep edildiği görülmüştür. Dava dışı sigortalının gerçek kişi tüketici, davalı şirketin ise satıcı olduğu, uyuşmazlığın satılan su arıtma cihazının ayıplı olması nedeniyle zararlandırıcı olayın meydana geldiği iddiasından kaynaklandığı, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanunun aradığı anlamda tüketici ilişkisi olduğu, davacının dava dışı sigortalının haklarına halef olarak eldeki davayı açtığı anlaşıldığından, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
Her ne kadar görev uyuşmazlığı Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasında çıkmış ise de, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, 6100 sayılı HMK’nın 22/2. maddesinde görev ya da yetki uyuşmazlığı halinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, “görevli veya yetkili” mahkemenin belirleneceği açıklandığından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 26/03/2014 tarih ve 141 sayılı kararı ile Ankara Tüketici Mahkemelerinin yargı alanı Ankara merkez, Akyurt, Bala Çubuk, Elmadağ, Gölbaşı, Kalecik olarak belirlendiği, davalının yerleşim yeri adresinin Gölbaşı ilçesinde bulundu, Gölbaşı yargı çevresi içindeki tüketici uyuşmazlıklarının ve davalarının Ankara müstakil Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla; uyuşmazlığın Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22.maddeleri gereğince Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 25.11.2021 tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 30.11.2021


Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.