Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2021
NUMARASI :….
TALEP : Yargı Yerinin Belirlenmesi
KARAR TARİHİ : 23.09.2021
Taraflar arasındaki davada Ankara Batı 2.Asliye Hukuk ve Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, itirazın iptali araç istemine ilişkindir.
Ankara Batı 2.Asliye Hukuk Mahkemesince; uyuşmazlığın kambiyo senedinden kaynaklandığı, bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesince ise; somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, icra takibine konu senedin kambiyo senedi vasfında bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari dava nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkili ile davalı olan borçlu arasında senet yapıldığını ve borç alacak ilişkisi bulunduğunu, davalının defalarca müvekkilini aradığını ve mesajlar attığını, borcunu kabul ettiğini, davalı tarafın müvekkiline borcunu ödeyeceğini söylediğini, ancak icra takibi başlatıldıktan sonra dahi müvekkiline borcunu ödeyeceğini defalarca söylediğini, ancak kötü niyetli bir şekilde icra takibine itirazda bulunduğunu beyan ederek, davalının yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Somut olayda, davacının, davalı aleyhine ilamsız takip talebinde bulunarak icra takibine geçtiği, takip dayanağı belgenin kambiyo senedi olmadığı ve medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde bulunduğu, davanın TTK.nun 4.maddesince mutlak ticari dava olmadığı, tarafların tacir olmadığı ve uyuşmazlığın her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılmaktadır.
Böylece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.11.2016 Tarih ve… sayılı kararında da belirtildiği gibi davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara Batı 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-Dosyanın merci tayini talebinde bulunan Mahkemesine İadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile 23.09.2021 tarihinde karar verildi.
Gerekçeli Kararın Yazıldığı Tarihi : 29/09/2021
Bu döküman 5070 Sayılı Yasa Hükümleri gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.