Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/935 E. 2023/1263 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/935 Esas – 2023/1263
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2023/935 Esas
KARAR NO : 2023/1263

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2023
KARAR TARİHİ : 30/11/2023
K.YAZIM TARİHİ : 20/12/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; 06.02.2023 günü sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … otoyolunu takiben … istikametine seyir halinde iken km 82 ye geldiğinde havanın kar yağışlı zeminin ıslak olması nedeniyle yoğunlaşan araç trafiği sebebiyle yavaşladığında bu aracın arka kısımlarına arkasında aynı yönde seyreden Sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs duramayarak ön kısımlarıyla çarpmış, bu aracında arka kısımlarına arkasında seyreden sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüs ön kısımlarıyla çarpmış, bu otobüsün arka kısımlarına arkasında aynı yönde seyreden sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı oto ön kısımlarıyla çarpmış, bu aracında arka kısımlarına arkasından seyreden sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ön kısımlarıyla çarpmış, bu aracında sağ arka kısmına arkasında aynı yönde seyreden …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ön kısımlarıyla çarpıp aracını sağa savurarak sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı Ambulans aracının sol yan ve sol ön teker kısımına çarpması neticesinde çok araçlı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ve … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın bu kazada kusuru bulunmadığı, diğer altı araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nın sürücülere ait kusurlardan 52/1-B maddesini ihlal ederek kazaya sebebiyet verdikleri tespit edildiğini, davacı …’un, davalılardan … Seyahat Turizm Akaryakıt İnşaat Gıda Tekstil Ve San. Tic. AŞ. firmasının işlettiği … plaka sayılı otobüste yolcu konumunda olup, davalılardan … Turizm Petrol Ürünleri Otomotiv Ziraat İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin işleteni olduğu … plaka sayılı otobüsün arkadan çarpması neticesinde ekte sunulan Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Adli Muayene Raporundan da görüleceğinin üzere ağır biçimde yaralandığını, 20.06.1976 doğumlu olan davacı olayın olduğu tarihte 47 yaşında olup, işbu kaza neticesinde meydana gelen maluliyet nedeniyle de artık tamamen çalışamayacak hale geldiğini, müvekkilinin kazadan sonra önemli ölçüde iş ve kazanç kaybı yaşamakta olup, gündelik ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz halde olduğunu, … plakalı aracın işleteni … Seyahat Turizm Akaryakıt İnşaat Gıda Tekstil Ve San. Tic. AŞ. olup, zorunlu mali mesuliyet sigortası … Türk Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını, diğer taraftan, … plaka sayılı otobüs maliki ve işleteni … Turizm Petrol Ürünleri Otomotiv Ziraat İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olup, zorunlu mali mesuliyet sigortası … Sigorta AŞ. tarafından sigortalandığını, bununla birlikte … Seyahat Turizm Akaryakıt İnşaat Gıda Tekstil Ve San. Tic. AŞ., … Sigorta A.Ş., … Turizm Petrol Ürünleri Otomotiv Ziraat İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … Sigorta AŞ. İle yapılan arabuluculuk görüşmesi 21.06.2023 tarihinde sadece … Sigorta AŞ. ile anlaşma ile sonuçlanmış geri kalan firmaların hiçbiri ile her hangi bir anlaşma durumu oluşmadığını beyan ederek, trafik kazasında müvekkilin bedensel zarara uğraması nedeniyle, HMK’nın 107.maddesi uyarınca tahkikat sonucunda zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, 900,00TL bedensel zarar tazminatının, 100,00TL bakıcı giderinin … Türk Sigorta AŞ. ve … Sigorta AŞ. açısından kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri dahilinde tahsiline, tazminat limitinin aşılması durumunda kaza tarihi olan 06.02.2023 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, kaza dolayısıyla müvekkili …’un duyduğu elem ve ızdırabın bir nebze de olsa giderilmesi için 125.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.02.2023 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte … Türk Sigorta Şirketi ve … Sigorta A.Ş. dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Seyahat Turizm Akaryakıt İnşaat Gıda Tekstil ve Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vekili; yetki itirazında bulunduklarını belirterek, davacı yanın dilekçesinde meydana gelen kazada her ne kadar davacının … Seyahat Turizm Akaryakıt İnşaat Gıda Tekstil ve Sanayi Ticaret Anonim Şirketi firmasının işlettiği otobüste yolcu olarak bulunduğu belirtilmiş ise de müvekkili şirketin, işleten olmadığını, aksini müddeinin ispatlaması gerektiğini, söz konusu kazada … plaka numaralı aracın sürücüsü, müvekkili şirkette çalışmadığını, buradan hareketle, Türk Borçlar Kanunu gereğince aracın sürücüsü, müvekkili şirketin çalışanı olmadığından adam çalıştıranın sorumluluğu hükümleri de uygulanamayacağından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, davacının işbu davayı müvekkili aleyhine ikame etmesinin nedeni haksız kazanç istemi ile birlikte art niyet barındırmakta olduğunu, müvekkili şirketin, işleten olmadığından müvekkili şirket yönünden mevcut kaza ile zarar arasındaki illiyet bağı kesildiğini, kaldı ki müvekkili şirketin dava konusu trafik kazasının olayın meydana gelmesini engelleyebileceği bir durum bulunmadığından kaçınılmazlık olgusu gerçekleştiğini ve yine müvekkili şirketin dava konusu kazaya etken zaten bir kusuru bulunmadığından tazminat şartları oluşmadığını ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın hemen akabinde tutulan tutanağın kabul edilebilmesi mümkün olmamakla birlikte kesin delil olarak kullanılamayacağı da ortada olmakla kusur durumunun uzman bir bilirkişi aracılığı ile tespitinin yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin işleten olmadığından davacının, emniyet kemerini takmadığı için yaralandığını ve yaralanmalarına kendi kusuru ile sebep olduğundan zarar görenin ağır kusuru olduğundan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının daha önce müvekkili şirkete usulüne uygun bir başvuru yapmaması nedeniyle müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, bu nedenle davacının faiz talebini kabul etmediklerini, mahkeme aksi kanaatte ise hükmedilecek faiz oranı yasal faiz oranını aşmaması gerektiğini, iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Turizm Petrol Ürünleri Otomotiv Ziraat İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; zaman aşımı itirazında bulunduklarını belirterek, müvekkili şirketin kazaya ilişkin olarak bir kusuru bulunmadığını, kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından açılan davanın reddi gerektiğini, bununla beraber istenen tazminat miktarı fahiş olup davacı tarafta bu oranda bir zarar meydana gelmediğini, Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmünde “hakimin özel durumları gözönünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan Özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir.” belirtildiğini, O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmesi gerektiğini, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiğini, 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de, takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça belirtildiğini, bunların her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiğini, bu açıdan davacı tarafça istenen manevi tazminat miktarı çok yüksek olup davanın bu açıdan da reddi gerektiğini, dava öncesinde yapılan arabuluculuk işlemleri sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlanarak arabuluculuk tutanağı tanzim edildiğini, bu açıdan dava açılmasında hukuki menfaat bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Türk Sigorta Şirketi vekili; KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, herhangi bir başvuru yapılmadığını, 6704 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca zarar gören, dava ikame etmeden veya tahkim yoluna müracaat etmeden evvel sigorta şirketine yazılı olarak müracaat etmekle yükümlü olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen 06.02.2023 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç, müvekkil şirkete 05/12/2022 – 05/12/2023 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numarası ile, müvekkili şirkete Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve 01/06/2022 – 01/06/2023 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Birleşik Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS Genel Şartları çerçevesinde yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi, bakıcı gideri tazminatı gibi dolaylı giderlerin poliçe kapsamında olmadığını, aleyhe bir hesaplama yapılacaksa dahi müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminat tutarı fahiş oranda yüksek olup zenginleşmeye mahal verecek nitelikte olduğunu, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat takdirinin Yargıtay uygulamaları esas alınarak yapılması gerektiğini, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, davacının ekonomik ve sosyal durum tespiti, hastane kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi(bedensel zarar ve bakıcı gideri) ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
06/02/2023 tarihinde zincirleme şekilde meydana gelen birden fazla aracın karıştığı kazada, kazaya karışan … plakalı otobüste davacının yolcu olarak bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 08/09/2023 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Davalı sigorta şirketi ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi de yoktur. Dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç işleteni ve taşıyanı olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. O halde yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir(Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi’nin 2023/543 Esas 2023/726 Karar ve 20. Hukuk Dairesi’nin 2018/608 E, 2018/1328
K sayılı ilamı).
Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin, davalı … Seyahat vekilinin ve davalı … … Ltd Şti vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.30/11/2023

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı