Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/92 Esas – 2023/671
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2023/92 Esas
KARAR NO : 2023/671
HAKİM :
KATİP :
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
6-
7-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :
DAVALI : 4-
VEKİLİ :
DAVALI : 5-
VEKİLİ :
DAVALI : 6-
VEKİLİ :
DAVALI : 7-
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi-Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
K. YAZIM TARİHİ: 23/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi-Manevi Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ın çalıştığı kafeden iş çıkışı … sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda iken … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, … plaka sayılı aracın … A.Ş., … plaka sayılı aracın … A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, destekten yoksun kalan davacı … ile …’ın müteveffa ile aynı evi paylaştıklarını, müteveffanın davacılara her anlamda destek olduğunu, müteveffanın ölümü ile destekten yoksun kaldıklarını, ayrıca tüm müvekkillerinin manevi zarara uğradığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminat ile; … için 50.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın, davalı sürücü ve araç malikleri açısından kaza tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren, … A.Ş. ve … A.Ş.’den maddi zarar açısından poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere ihbar tarihinden, … A.Ş. açısından maddi ve manevi tazminattan kasko poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, … A.Ş.’nin … plakalı aracın kaza tarihini de kapsayan kasko poliçesini temin eden şirket olduğunu ve bu şirketten sadece manevi tazminat talep ettiklerini ifade etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 19/11/2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile, 2.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 20.483,24 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP :
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan şahsına ait … plakalı aracın … A.Ş. tarafından genişletilmiş kasko teminatı altında olduğunu, ayrıca, müteveffanın çalışmakta olduğu kendisine ait işyerinin … A.Ş. tarafından işyeri sigorta poliçesi ile işyeri paket sigorta teminatı altına alındığını, dava konusu kazaya karışan şahsına ait … plakalı aracın … A.Ş. nezdinde ZMMS teminatı altında olduğunu beyanla, maddi-manevi tazminat ve hukuki sorumlulukları teminat altına alan sigorta şirketlerinin de davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu ZMMS poliçesi ile 27.06.2017/2018 tarihleri arasmda sigortalı olduğunu, davacı yanın müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine 11/06/2018 tarihinde müteveffanın annesi davacı … için 59.044,65 TL tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödeme ile tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, davanın reddini talep etmekle birlikte, tazminat hesabı yapılması halinde ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması gerektiğini, yapılacak hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %1,8 faiz oranının esas alınması gerektiğini, müteveffanın kardeşi …’ın destekten yoksun kalma tazminatı talep etmesinin hakka ve hukuka aykırılık teşkil ettiğini, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binen müteveffanın oluşan kazada müterafik kusurlu olduğunun kabulü ile Sayın Mahkemece müvekkili şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde % 20 oranında hatır taşıması, % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, SGK tarafından rücuya tabi bir ödeme yapılmış ise hesaplanacak tazminattan indirilmesi gerektiğini, faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın yeni genel şartlara tabi olduğunu, kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, müteveffanın annesinin talep edebileceği toplam zararının 13.253,00 TL olarak tespit edildiğini, ancak davacının bu miktarı kabul etmeyerek ödeme için imzalaması gereken evrakı imzalamayarak alacaklı temerrüdüne düştüğünü, davacı annenin destek zararının SGK tarafından karşılandığını, davacıların desteğinin alkollü halde araç kullanan sürücünün aracına binmesinin yanında araç içerisinde emniyet kemeri olmadan yolculuk yaparak ölümüne en az sürücüler kadar sebebiyet verdiğinden en az % 50 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Mahkememizin 2018/432 esas sayılı dosyası, sigorta poliçeleri, hasar dosyaları, trafik kazası tespit tutanağı, SGK kayıtları, ekonomik ve sosyal durum araştırma raporları, kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları, müteveffaya ait ücret bordroları, mirasçılık belgesi, 14/11/2019 tarihli bilirkişi raporu, 20/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce 07/07/2020 tarih, 2018//709 esas 2020/289 karar sayılı kararın istinaf edilmesi üzerine Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 28/12/2022 tarih, 2020/1807 esas 2022/2447 karar sayılı ilamı ile özetle; “……….Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90.maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle hükme esas 14.11.2019 tarihli aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile davalılar lehine kazanılmış haklar gözetilerek (tazminata esas gelir, işlemiş ve işleyecek devre, esas alınan asgari ücret yılı başta olmak üzere) davacının muhtemel ve beklenen yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrü esas alınarak, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan progresif rant tekniği uygulanmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 111. maddesinde; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.04.2021 tarih ve 2017/(17)4-3189 Esas, 2021/525 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, KTK’nın 111. maddesinde ibra ile ilgili bir özel düzenlemeye yer verilerek, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmaların veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebileceği belirtilmiştir. Kanun’un bu hükmünden yararlanmak için ayrı bir iptal davası açılmasına ya da ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasının bulunması da yeterlidir. Zira anlaşmanın yapıldığı günden başlayarak belirtilen süre içinde bir davanın açılmış olması da, davacının bu anlaşma ile bağlı kalmak istemediğini göstermektedir. Nitekim, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da davadan önce yapılan ödemelerin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmekte, davadan önce yapılmış ödeme bulunması halinde ödeme tarihi itibariyle davalı tarafça gerçekleştirilen ödemelerin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bunun için, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödenen miktarın karşılaştırılması ve ödemenin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi, şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa, bu kez rapor tarihindeki veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması, hesaplanan tazminattan davalı tarafça yapılan ödemelerin güncellenmiş değerinin mahsubu ile davacının talep edebileceği bakiye tazminatın bulunması gerekmektedir.
Somut olayda eldeki davadan önce davacı anne …’ın davalı … AŞ’ne 26.03.2018 tarihinde tebliğ edilen başvurusu üzerine adı geçen sigorta şirketi tarafından davacı …’ye 11.06.2018 tarihinde 59.044,65-TL ödendiği, iş bu davanın 19.10.2018 tarihinde açıldığı, hükme esas 14.11.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda SGK tarafından yapılan ödemenin peşin sermeye değerinin yarısının ve 11.06.2018 ödeme tarihinden 14.11.2019 rapor tarihine kadar sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi ve mahsubu sonucu davacı anne … için 20.483,24 bakiye destek tazminatının olduğu belirlenmiş, mahkemece de bu meblağdan desteğin emniyet kemerinin takılı olmaması ve araçtan fırlaması nedeniyle müterafik kusuru olduğu gerekçesiyle %20 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle 16.386,59-TL hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan 14.11.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda davacı anne yönünden, davalı sigorta şirketince dava tarihinden önce yapılan ödemenin yeterli olup olmadığına dair ödeme tarihindeki (11.06.2018) verilere göre tazminat hesaplaması yapılmadan, doğrudan rapor tarihindeki verilere göre tazminat hesaplanıp, ödenen tazminatın güncellenmiş değeri mahsup edilerek tazminat hesaplanmış ve bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Oysa aktüer bilirkişi tarafından davalı … AŞ. tarafından yapılan ödeme tarihindeki (11.06.2018) verilere göre davacı anne için ödenen tazminatın yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılması halinde hükme esas alınan 14.11.2019 tarihli rapordaki veriler dikkate alınarak, bilinen dönem 31.12.2019 tarihinde sonlandırılmak suretiyle hesaplama yapılması, desteğin müterafik kusuru oranında indirim yapılması, SGK tarafından yapılan ödemenin peşin sermaye değerinin yarısı, davalı … AŞ. şirketi tarafından yapılan ödemenin yasal faiziyle güncellenip, tazminat hesabından tenzili suretiyle tazminatın hesaplanması gerekirken (bu hususlarda önceki aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak) eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 mad) maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 51. Maddesine (BK 43. mad.) göre hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak tazminatı belirleyecektir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. İlgili kanun maddeleri incelendiğinde yapılan ödemeler tazminatı belirlemede bir indirim nedeni olarak gösterilmediği gibi, Yargıtay uygulamaları ile artık yerleşik hale geldiği üzere borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır.
Somut olayda; davadan önce davacı anneye davalı … AŞ tarafından ödeme yapılmıştır. Hükme esas 14.11.2019 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, davacı annenin destekten yoksun kalma tazminatı SGK tarafından yapılan ödeme ile sigorta şirketi tarafından davadan önce ödenen miktar güncellenerek düşülmüş bulunan miktar üzerinden de mahkemece desteğin emniyet kemeri takılı olmadığı zararın artmasına etkenliği olduğu gerekçesi ile %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminata hükmedilmiştir. Ancak yukarıda izah edildiği üzere varılan sonuç hatalı olduğundan hesaplanan tazminattan önce müterafik kusur indirimi yapılmalı, daha sonra SGK tarafından yapılan ödeme ile davadan önceki ödemenin güncellenerek düşülmesi gerekmektedir.(Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 13.09.2022 Tarih 2021/14840 Esas, 2022/10137 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı … AŞ.vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, usulü kazanılmış haklar da korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekili ile davalı … AŞ.vekilinin sair istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.” denilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiş, dosya yukarıdaki esasa kayıt edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava konusu trafik kazasının 22/01/2018 tarihinde saat 03:30 civarında davalı sürücü …’nın idaresindeki davalı …’e ait davalı … A.Ş.’ne ZMSS, davalı … A.Ş.’ne genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın içinde davacıların murisi …’ın da olduğu halde … Caddesini takiben kendisine kırmızı fasılalı trafik lambalarının yandığı kavşağa giriş yaparken, sağından … Köprüsü yönünden …Bulvarı yönüne sarı fasılalı ışıkta kavşağa gelişle giriş yapan davalı sürücü … idaresindeki, davalı …’a ait davalı … A.Ş.’ne ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı otomobille çarpışmaları ve … plakalı aracın 152 metre ileride durması, … plakalı aracın da 26 metre ileride durması şeklinde meydana geldiği, kazada davalı sürücü … idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacıların desteği müteveffa …’ın emniyet kemerini takmadığından dolayı araçtan dışarı fırladığı ve vefat ettiği hususları tartışmasızdır.
Dava konusu kazada … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan vefat eden … mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talepli olarak açılan ve mahkememizin 2018/432 esas sırasına kayden görülen dava dosyası kapsamında aldırılan 03/01/2019 tarihli kusur raporu ile 07/03/2019 tarihli ek raporun bir sureti dosya arasına alınmıştır.
2018/432 esas sayılı dosya kapsamında aldırılan denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan …’in 03/01/2019 havale tarihli raporuna göre; … plakalı araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki araçla aracında müteveffa yolcu … da olduğu halde, … Caddesi istikametinden olay yeri ışık kontrollü kavşağa giriş yapmak istediği, olay yeri kavşakta sürücünün istikametinde bulunan trafik lambası sabahın erken saatinde saat 03:30 civarında trafik akımı yoğun olmadığından dolayı kırmızı fasılalı olarak yandığı, fasılalı yanıp sönen kırmızı ışığın kavşakta durulacağını, yolun açık olup olmadığına bakılacağını, yol açık ise harekete geçileceğini bildirdiği, bu ışığın aynı zamanda dur işaret levhası ile aynı anlamı taşıdığı, bu durumda, araç sürücüsü …’nın fasılalı yanıp sönen kırmızı ışığı gördüğü anda aracını kavşak başında durdurması ve iki yönlü olarak trafik akımının olduğu kavşakta sağından düz seyir halinde olan araçlara geçiş hakkını verdikten ve trafik akımı kesildikten sonra kontrollü bir şekilde kavşağa giriş yaparak karşıya geçmesi gerektiği, araç sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki aracını kırmızı fasılalı ışıkta kavşak başında durdurmaması, sağından sarı fasılalı ışıkta kavşağa giriş yapmak isteyen davalı sürücü … idaresindeki … plakalı araca geçiş hakkını bırakmaması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki aracı ile … Köprüsü istikametinden … Bulvarı istikametine doğru seyri ile olay yeri kavşaktan devamla karşıya düz geçiş yaptığı, sürücünün istikametinde olay yeri kavşakta trafik lambalarının sarı fasılalı yandığı, fasılalı yanıp sönen sarı ışığın uyarı niteliğinde olduğu, yavaş ve dikkatli olarak geçmek gerektiğini bildirdiği, Karayolları Trafik Kanununa 52/a ve 57/a maddelerine göre kavşağa yaklaşan araçlar hızını azaltmak ve dikkatli olmak zorunda olduğu, davalı sürücü … idaresindeki … plakalı aracın sağ arka yan kısmından hasarlandığı, dolayısıyla … plakalı aracın … plakalı araçtan daha önce kavşağa girdiğinin anlaşıldığı, her iki araç geliş yönünde de ıslak zeminden dolayı fren izinin tespit edilmediği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57. maddesinin (d) bendinde ve Yargıtay kararında da belirtildiği gibi, ışıklı trafik işaretleri izin verse bile trafik akımı kendisini kavşak içinde durmaya zorlayacak veya diğer doğrultudaki trafiğin geçişine engel olacak ise sürücülerin kavşağa girmeleri yasaktır. (Yargıtay 17. HD. 07.11.2006 gün ve E:2006/4378, K:2006/8163 sayılı kararı) Sürücü …’ın ifadesinde de belirttiği üzere; kavşağa yaklaşımda 120 km/h hızla seyir halinde olması ve dolayısıyla kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması, dikkatli olmaması, kırmızı fasılalı ışıkta kavşağa giriş yapan sürücünün sevk ve idaresindeki araca çarpmamak için; ikaz, fren ve direksiyon tedbirine başvurmaması ve de 1.15 Promil alkollü araç kullanması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde % 25 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Kazaya karışan … plaka sayılı aracın, davalı … A.Ş. nezdinde; 27/06/2017-27/06/2018 vadeli, … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, ölüm halinde şahıs başına azami teminat limitinin 330.000,00TL, olarak düzenlendiği, ancak, kaza tarihi itibarıyla, Hazine Müsteşarlığınca belirlenen, 27/11/2013 tarih ve 28834 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tarifede ölüm halinde şahıs başına azami teminat limitinin 360.000,00TL olarak belirlendiği, davacı … tarafından sunulan 26.03.2018 tarihli dilekçe ve ekleri ile; destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi talebiyle başvuruda bulunulduğu, ilgili dilekçe ve eklerinin davalı sigorta şirketi kayıtlarına 26/03/2018 tarihinde intikal ettiği, hasar dosyasına temin edilen 11/05/2018 tarihli aktüerya raporunda; sigortalının kusur oranının %75 ve müteveffanın gelirinin asgari ücret olduğunun kabulü ile yapılan değerlendirme sonucunda; davacı anne … için hesaplanan 59.044,65 TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/06/2018 tarihinde ödendiği görülmüştür.
Kazaya karışan … plaka sayılı aracın, davalı … A.Ş. nezdinde; 09/03/2017 – 09/03/2018 vadeli, … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, ölüm halinde şahıs başına azami teminat limitinin 330.000,00 TL olarak düzenlendiği, ancak kaza tarihi itibarıyla, Hazine Müsteşarlığınca belirlenen, 27/11/2013 tarih ve 28834 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tarifede ölüm halinde şahıs başına azami teminat limitinin 360.000,00 TL olarak belirlendiği, davacı … tarafından sunulan 26/03/2018 tarihli dilekçe ve ekleri ile; destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi talebiyle başvuruda bulunulduğu, ilgili dilekçe ve eklerinin davalı sigorta şirketi kayıtlarına 26/03/2018 tarihinde intikal ettiği, davalı sigorta şirketinin 27/03/2018 tarihli cevabi yazısı ile; bildirilen eksik evrakın temini halinde değerlendirme yapılacağı hususunun bildirildiği, davalı sigorta şirketinin 08/11/2018 tarihli yazısıyla davacı yana herhangi ödeme yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Kazaya karışan … plaka sayılı aracın, davalı … A.Ş. nezdinde; 27/06/2017-27/06/2018 vadeli, … nolu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, ihtiyari mali mesuliyet klozunun manevi tazminat, maddi ve bedeni zararlara ayrımı yapılmaksızın azami teminat limitinin 100.000,00 TL olarak düzenlendiği, davacı anne tarafından dava konusu tazminatın ödenmesi talebiyle davalı sigorta şirketine 15/08/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğu, davalı sigorta şirketinin 09/10/2018 tarihli cevabi yazısı ile; yapılan inceleme doğrultusunda sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle dosyanın reddedildiğinin bildirildiği görülmüştür.
SGK’nun 18/07/2019 tarihli yazısı ve eklerinden; kurum sigortalılardan iken iş kazası sonucu vefat eden müteveffanın hak sahibi annesi …’a iş kazası ölüm geliri bağlandığı, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 32.238,62 TL olduğu hususu tespit edilmiştir.
Denetime elverişli, gerekçeli ve hükme esas alınan bilirkişi …’ın BAM kaldırma kararı doğrultusunda alınan 20/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; BAM kararı uyarınca, davalı … A.Ş. tarafından yapılan ödeme tarihindeki ( 11.06.2018 ) verilere ve hükme esas alınan 14.11.2019 tarihli rapordaki verilere göre, bilinen dönem 31.12.2019 tarihinde sonlandırılmak suretiyle iki ayrı hesaplamaya gidildiği,
Ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama;
Devre Gelirleri Toplamı :
Anne … : 28.642,32 + 7.694,93 + 6.155,90 + 66.430,28= 108.923,43-TL.
Müterafik Kusur Ġndirimi : 108.923,43 x %80 = 87.138,74-TL.
SGK/ PSD (Yarısı)Tenzili : 87.138,74 – 16.119,31 = 71.019,43-TL.
Sigorta Şirketi Ödemesi Tenzili : 71.019,43 – 59.044,65 = 11.974,78-TL-KARŞILANMAMIŞ
Hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre hesaplama;
Devre Gelirleri Toplamı :
Anne … : 33.655,39 + 9.700,11 + 7.760,11 + 83.741,52 = 134.857,13-TL.
Müterafik Kusur İndirimi : 134.857,13 x %80 = 107.885,70-TL.
SGK / PSD ( Yarısı)Tenzili : 107.885,70 – 16.119,31 = 91.766,39-TL.
Davalı Sigorta Şirketi Tarafından Ödenen Tazminatın Faiz Hesabı:
Miktar : 59.044,65-TL. Ödeme Tarihi : 11.06.2018 Rapor Tarihi: 14.11.2019
İşlemiş Yasal Faiz = 11.06.2018-14.11.2019 = %9 = 7.585,21-TL.
Tenzili Gereken Miktar = 59.044,65 + 7.585,21 = 66.629,86-TL.
Talep Edilebilecek Miktar = 91.766,39 – 66.629,86 = 25.136,53-TL karşılanmamış gerçek zararının bulunduğu, müteveffa hayatta iken davacı kardeş …’a fiili ve düzenli şekilde destek olduğunun ispat edilememesi nedeniyle bu davacı yönünden destekten yoksun kalma tazminatının şartlarının oluşmadığı anlaşılmış olup, somut olayda; bilirkişi raporları incelendiğinde, davacı …’nin desteği olan …’ın emniyet kemerinin takılı olmadığı ve kaza anında araçtan dışarı fırladığı, yolcu …’ın kendi ölümü olayında alt düzeyde tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, bu durum karşısında destek …’ın emniyet kemerinin takılı olmadığı ve araçtan fırlama durumu dikkate alındığında, emniyet kemerinin takılmamış olmasının mütefarik kusur teşkil edeceği gözetilerek, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığının yerleşik uygulaması gereğince hesaplanan tazminatından % 20 oranında indirim yapıldığında, davacı … için sonuç olarak 25.136,53-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkının bulunduğu, davalılar … ve …’nın sürücü olmaları nedeniyle, davalılar … ve …’ın kazaya karışan araçların işleteni olmaları nedeniyle, davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’nin kazaya karışan araçların zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçelerini düzenlemeleri nedeniyle maddi tazminattan sorumlu bulundukları kabul edilerek davacı …’ın maddi tazminat talebinin ıslah dilekçesi ile bağlı kalınarak 20.483,24 TL kabulüne, hüküm altına alınan miktara davalılar …, …, … ve … yönünden olay tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren, davalı … A,Ş. yönünden dava tarihi olan 06/04/2018 tarihinden, diğer davalı … A.Ş. yönünden ise temerrüt tarihi olan 11/06/2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, (davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğunun teminat limiti ile sınırlı tutulmasına), davacı …’ın maddi tazminat talebinin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar manevi tazminat talebinde de bulunmuşlardır.
Yukarıda açıklandığı biçimde, davalılar … ve …’nın kusurlu eylemleri sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacı …’ın oğlu, diğer davacıların kardeşi olan müteveffa …’ın ölümü neticesinde, davacılarda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeni ile ruh sağlıklarındaki bozulma ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müteveffa …’ın müterafik kusuru, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/06/1966 tarih, 1996/70 sayılı içtihadı ile belirlenen manevi tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilkeler ve Hukuk Genel Kurulunun 26/06/2004 tarihli ve 2004/370 karar sayılı içtihadı ile belirlediği caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu davacıların uğradığı manevi zararın giderimi amacı ile paranın satın alma gücü itibari ile belirlediği bir meblağın davalılardan (davalı sigorta şirketleri hariç olmak üzere) alınarak, davacılara verilmesi sureti ile zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmama, davalıları ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek hedeflenerek günün ekonomik koşullarına göre takdiren davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi tazminatının davalılar …, …, … ve … bakımından haksız fiil tarihi olan 22/01/2018 tarihinden, davalı … A.Ş. bakımından ise temerrüt tarihi olan 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, …, … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstinaf bozma ilamı uyarınca kazanılmış haklar dikkate alınmak sureti ile;
1-Davacı …’ın maddi tazminat talebinin KABULÜNE; 20.483,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan (davalı … AŞ hariç) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalılar …, …, … ve … yönünden haksız fiil tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren, davalı … AŞ yönünden temerrüt tarihi olan 06/04/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı … AŞ yönünden ise temerrüt tarihi olan 11/06/2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, (davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğunun poliçe teminat limitleriyle sınırlı tutulmasına), fazlaya ilişkin destekten yoksun kalma tazminatı talebinin saklı tutulmasına,
2-Davacı …’ın maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE;(tahsilde tekerrür olmamak şartı ile) Davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL Manevi tazminatın davalılar …, …, … ve … bakımından haksız fiil tarihi olan 22/01/2018 tarihinden, davalı … AŞ bakımından ise 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limitiyle sınırlı tutulmasına,) fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Maddi tazminat davası yönünden;
a) Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.399,21 TL karar ve ilam harcından ıslahla alınan 61,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.337,74 TL harcın davalılar …, …, …, …, … A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı … tarafından yatırılan 61,47 TL ıslah harcı, 35,90 TL başvuru harcı, 10,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 107,77 TL harcın davalılar …, …, …, …, … A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b) Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …, … A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c) Davalı … yönünden davalılar …, …, …, … A.Ş. ve … A.Ş. kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden;
a) Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 5.123,25 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 689,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.433,31 TL harcın davalılar …, …, …, … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 689,94 TL peşin harcın davalılar …, …, …, … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
b) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen davacı … için 9.200,00 TL, davacı … için 9.200,00 TL, davacı … için 9.200,00 TL, davacı … için 9.200,00 TL, davacı … için 9.200,00 TL, davacı … için 9.200,00 TL ve davacı … için 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, …, … ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
c) Davalılar …, …, … ve … A.Ş. kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den ve 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça bozma öncesi sarf edilen 700,00 TL bilirkişi ücreti, 828,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.528,50 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 500,00 TL ek bilirkişi ücreti ve 358,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 858,50 TL olmak üzere toplam 2.387,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 1.033,72 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kalan miktarın davacı yan üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
7-Davalı … Aş tarafından yatırılan ve tebligat ve posta gideri olarak sarf edilen 150,00 TL’nin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/06/2023
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı